Mitolojiden okuduğumuz Midas’ın hüzünlü öyküsü günümüze ait ne çok şey söylüyor: Dokunduğumuz her şey metalaşıyor. En temel ihtiyaçlarımızı ancak belirli bir para karşılığında elde edebiliyoruz. Midasvari biçimde dokunduğumuz her şey metalaşıyor. Birilerinin varoluş koşuları, metalaşmanın yoğunlaşıpgenişlemesine bağlı hale gelmiş/getirilmiş. Eğitim, ormanlar, fikri mülkiyet hakları, parklar, su havzaları ve çalışmamızın konusu olan sağlık hizmetleri gibi burada sıralayamayacağımız birçok alan metalaşma sürecine çekildiler/çekiliyorlar. İşleyiş/oluş halindeki kapitalist sermaye birikim süreci bir önceki tarımsal topluma ait toplumsal ilişkilere ait ne varsa önce buharlaştırıyor2 ve ardından kapitalist-modernleşme süreci içinde yeniden katılaştırıyor. Yani metalaştırıyor, şeyleştiriyor, nicelleştiriyor, gayri-insanileştiriyor.