14 Mart Sağlık Haftası sebebiyle basın toplantısı düzenleyen Denizli Şubemiz, sağlıkta şiddetin boyutunun anlatıldığı anket sonuçlarını açıkladı.
Denizli Şube Eş Başkanımız Halit Karabulut, sağlık ortamının kötüye gittiği bugünlerde sağlık emekçilerinin en önemli sorunlarından birinin şiddet olduğunu belirterek, altı ilde sağlık emekçileriyle yaptıkları anketin ön verilerini paylaştı: “İçerisinde ilimizin de olduğu şiddet anketi çalışmamıza 247’si erkek 553’ü kadın toplam 800 sağlık çalışanı katılmıştır. Ankete katılanlara meslek farkı, istihdam biçimi ve sendika ayrımı yapmaksızın çalışma ortamlarında şiddetle karşılaşıp karşılaşmadıklarını sorduk. Katılanların 441’i sözel, 57’i fiziksel olmak üzere 498’i yani % 62.3’ü şiddete uğradığını belirtti. Bu da yaklaşık her 5 sağlık çalışanının 3’ünün şiddete uğradığını göstermektir. 156 sağlık çalışanı birden çok kez şiddete uğradığını söylemektedir. Anket sonuçlarına göre en çok şiddete uğrayanlar %84,3 oranla kadın hemşirelerdir. Hemşireleri ise %78 oranla hekimler, %72,5 oranla güvenlik görevlileri takip etmektedir. Şiddetin kimin tarafından uygulandığı sorusuna ise birinci sırada %78 hasta ve hasta yakınları, 2. sırada %10.4 yöneticiler, 3. sırada %4.2 birim sorumluları, son sırada ise %4.2 çalışma arkadaşı yanıtı verilmiştir”
Sağlık hizmeti vermeye çalışan; hekiminden hizmetlisine tüm sağlık emekçileri için sağlık kurumlarının artık verimli ve huzurlu bir ortam olmaktan çıktığına dikkat çeken Karabulut, şöyle konuştu: “Yoğun iş yükü, performans baskısı altında ezildiğimiz, yetmezmiş gibi her an şiddete maruz kaldığımız, can güvenliğimizin olmadığı yerler haline gelmiştir. Sağlık sistemindeki tüm sorunların sorumlusu olarak sağlık emekçilerini gören, şiddet uygulamayı hak arama zanneden hasta ve hasta yakınlarının şiddeti bir yandan, sırtını iktidara yaslamış liyakatsız yöneticilerin uyguladıkları mobing diğer taraftan; tükeniyoruz! Tüketiliyoruz! Sağlık ortamının getirildiği bu noktada bizler mesleğimizden uzaklaşıyor, yabancılaşıyoruz. Kimi zaman yılgınlık, şikayetin sonucunda suçlunun ceza almayacağı yargısı şikayetten geri durmamıza neden olmaktadır. Yine iş yükünden kaynaklı şiddete uğradıktan sonra bile çalışmaya devam etmek zorunda hissetme ve şikayetin zaman kaybı yaratacağı endişesi şikayeti önleyici olabilmektedir. Bununla birlikte şiddetin kanıksanması ve sözel şiddetin; tehdit, aşağılama, hakaret ve tacizin sağlık emekçileri açısından şiddet olarak bile görülmeyip şikayete konu edilmemesi ayrı bir sorundur. Şiddetin sona ermesi için öncelikle şikayetçi olmamız gerekmektedir, bunun dışında da idarecileri gerekli tedbirleri almaları konusunda uyarmak ve şiddetin son bulması için tüm sağlık emekçileriyle ortak hareket etmek gerekmektedir. Artık yeter, sağlıkta şiddet son bulsun istiyoruz. Sağlıkta şiddet yasa tasarısının yasalaşmasını, şiddetle etkin şekilde mücadele edilmesini istiyoruz. Artık yeter, tükeniyoruz! Huzur içinde hizmet sunabilmek, emeğimizin karşılığını alabilmek istiyoruz”