8. Dönem 6. Merkez Temsilciler Kurulumuz Diyarbakır’ın Sur İlçesi’nde yaralıların mahsur kalması ve tahliye edilememesi nedeniyle Sağlık Bakanlığı önünde basın açıklaması gerçekleştirmiştir. Basın açıklamasını Eş Genel Başkanımız Gönül Erden okumuştur.

SES OLARAK BİR KEZ DAHA UYARIYORUZ!
Diyarbakır Sur ilçesi Hasırlı Mahallesi Köprülü Sokak, Fatihpaşa ve Savaş Mahallelerinde içlerinde yaralıların da bulunduğu 200’e yakın sivil insan 8 gündür binaların bodrumlarında mahsur kalmış ve devam eden operasyonlar nedeniyle tahliye edilememektedirler.
90’lı yıllarda işlenen zorla kaybettirme ve işkence suçlarının failleri yargılanıp hakikat açığa mtksur2çıkarılmamışken, son 7 ayda 90’lı yılları geride bırakan biçimde insanlığa karşı suçlar işlenmektedir. Üç aya yaklaşan sokağa çıkma yasakları nedeniyle Diyarbakır Sur’da 200’den fazla kişi öldürülme ve yaralanma tehditlerine karşı hayata tutunabilmek amacıyla bodrum katlarına sığınmışlardır. Sur’un üç ayrı mahallesinde 15’i 10 yaşın altında olan Bebek, çocuk ve yaralılar da dahil olmak üzere 200’den fazla kişi mahsur kalmıştır. 2 Aralık’tan beri sokağa çıkma yasağının devam ettiği Sur’da mahsur kalan bu kişiler için acilen yaşam koridoru oluşturulması gerekmektedir. Aynı zamanda ablukaların kaldırılarak normal yaşama dönülmesinin koşulları oluşturulmalıdır. Hukukun askıya alındığı ülkemizde sorunlar gittikçe derinleşirken mülteciler üzerinden yapılan kirli pazarlıklarla AB’nin de bu insan hakları ihlallerine sessiz kaldığını hukuksuzluğun bir parçası olduğunu ifade etmek zorundayız. Yaşam hakkı ihlalleri, her alanda sağlık hakkına erişim engellerinin neredeyse had safhaya ulaştığını kamuoyuyla defalarca paylaştık şimdi yeniden bu hukuksuzlukların bir an önce giderilmesini talep ediyor ve uyarıyoruz.
Sokağa çıkma yasaklarının herhangi hukuki bir temeli bulunmadığı gibi, bu uygulama çok sayıda ihlalin temel sebebi olmaya devam etmektedir. Ağır silahlarla bir halkın yaşam alanı yok edilmek istenmekte, tarihi doku yıkıma uğratılmakta ve savaşlarda bile kullanılmaması gereken yöntemler bu bölgede uygulanmaktadır. Sığınılan bodrum katlarında yaralıların yanı sıra ağır yaralılar ve cesetler bulunmaktadır, beyaz bayrakla çıkarak hastaneye ulaşmak isteyen yaralılar güvenlik güçlerince hedef haline getirilmektedir.
24 Şubat çarşamba günü mahsur kalanlar için sadece bir saat on beş dakika koridor açılmıştır, bu süre yaralı ve ağır yaralıların sağlık hizmetine erişimi için kesinlikle yeterli bir süre değildir. Güvenlik güçlerinin bodrum katlarında mahsur kalanlara yaşam koridoru açarken bile teslim olun çağrısı yapması ve sürenin gerçekte ihtiyaç duyulan süreden kısa tutulması savaş durumunun her yönden derinleştirilmek istendiğinin en açık kanıtıdır. Hükümetin bu tutumu ne iç hukuk ne de uluslararası hukuk bakımından kabul edilebilir değildir. Çok kısa bir süre Ülke kamuoyumuzun da tanıklık yaptığı Cizre gerçeği vardır kısaca hatırlatacak olursak sayısız defa gerçekleştirdiğimiz uyarılar, yine bağımsız gönüllü sağlık ekiplerinin her şeyi göze alarak Cizre deki bodrumlara ulaşma çabası sonuçsuz kalmış, Cizre’de bodrum katında mahsur kalan yararlıları ve yakınlarını almaya giden aileler, barış anneleri saldırıya uğramış ve çok sayıda çağrıya karşın mahsur kalanlar katledilmişti. Sur’da da benzer girişimlerin yine aynı şekilde sonuçsuz kalması endişelerimizi arttırmaktadır.

Yaşam en temel haktır ve hiç kimse hiç bir sebeple bu haktan mahrum edilemez. Sur’da bir bodrum kata sıkışıp mahsur kalan tüm insanlar için derhal Yaşam Koridoru açılmalı ve Sur’dan güvenli bir şekilde çıkmaları sağlanmalıdır.

MERKEZ TEMSİLCİLER KURULU

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]

×