SES Şişli Şubesi ve İstanbul Tabip Odası Covid-19 Pandemi’sinde hayatını kaybeden sağlık emekçilerini anmak için, Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesi önünde, 1 Nisan Covid-19’da hayatını kaybedenleri anma günü kapsamında basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasında şu sözler dile getirildi:
Yaşatmak için Yaşamak ve Sağlıklı Olmak İstiyoruz
Pandemide Yaşamını Yitiren
Hekim ve Sağlık Emekçilerini Saygıyla AnıyoruzTüm dünyayı etkileyen COVID-19 pandemisinin başlangıcının üzerinden dört sene geçti. Ülkemiz, dünyada COVID-19 pandemisinden en çok zarar gören ülkeler arasında yer aldı. Son dört senede COVID-19 pandemisinin yanında ekonomik kriz, sel, deprem gibi olaylar da özellikle yoksullar için insan eliyle gerçekleştirilen ve önlenebilir felaketlere dönüşerek ciddi yıkımlara neden oldu.
Kriz ortamlarında sağlık hizmeti ihtiyacının arttığı bir gerçek olsa da, krizin boyutlarının kontrol edilebilmesiyle bu ihtiyacın sınırlandırılması da çoğunlukla mümkündür. Ancak Türkiye’de gerek COVID-19 pandemisinde gerekse diğer afetlerde hazırlıkların yetersiz olması ve sürecin yönetilmesindeki eksiklikler, kırılgan ve piyasacı sağlık sistemimizle birleşerek tehlikeyi artırmıştır. Bu nedenle pandemi öncesinde bile baş edilemeyecek düzeyde olan sağlık emekçilerinin çalıştıkları ortamdaki risk ve iş yükü, her bir afette korkunç boyutlara taşınmıştır.
Pandeminin dört senesi iktidar çevreleri için ekonomik çıkarların öncelenmesi ve algı yönetiminden ibaret iken bizim için üzüntü, acı ve öfke ile geçti. Yapılan onca yanlış yüzünden yitirilen yüz binlerce candan ders almak bir yana, yönet(e)meme halinin benzerlerini her yeni afette yaşadık.
Pandemi nedeniyle Türkiye’de ilk kaybettiğimiz meslektaşımızın ölüm günü olan 1 Nisan; TTB 72. Büyük Kongresi’nde karar alınarak “COVID-19 Nedeniyle Kaybettiğimiz Hekim ve Sağlık Çalışanlarını Anma Günü” ilan edildi. Aktif görev yapmaktayken COVID-19 pandemisi nedeniyle yitirdiğimiz 176’sı hekim, 513 sağlık emekçisini saygıyla anıyoruz.
Yanlışlar neticesinde yaşamını yitiren yüzlerce sağlık emekçisi; bilimsel, şeffaf ve emekten yana yönetim anlayışı benimsenseydi halen hayatta olacaklardı. Bu sebeple; bilinmelidir ki haklarımız için verdiğimiz mücadele, bir ölüm kalım mücadelesidir. Yaşamak için, sağlığımızı kaybetmemek için insanca yaşamaya yetmeyecek ücretlendirme sistemine, ağırlaştırılmış çalışma koşullarına, sağlıkta şiddete, toplum sağlığını hiçe sayan politikalara karşı hep birlikteyiz.
Meydana gelen her afetin yükünü hekim ve sağlık emekçileri olarak biz çekerken; daha da kötüleşen çalışma koşullarımızla ilgili kamu otoritesinden herhangi önemli bir adım gelmedi. Bu da yetmezmiş gibi haklarımızı gasp eden uygulamalarda da halen sınır tanınmıyor.
Dört senedir COVID-19 sağlık çalışanları için meslek hastalığı kabul edilmedi.
Pandemi dönemi ve sonrası için yıpranma payımız yeterli seviyeye çıkarılmadı.
Çalışma koşullarımız sağlıklı yaşayabileceğimiz hale getirilmedi.
Çalışırken sağlıkta şiddetle, emekliyken yoksullukla boğuşuyoruz.
Yaşatmak için yaşamak ve sağlıklı olmak istiyoruz!