Merkez Yönetim Kurulumuz, aralarında eski Eş Genel Başkanlarımızdan Gönül Erden’in ev hapsi, Selma Atabey’in ise il dışı yasağı ile yargılandığı yine eski Merkez Yönetim Kurulu üyelerimiz ve Ankara Şube yöneticilerimizin tutuksuz yargılandığı yarın görülecek duruşmaları öncesinde genel merkezimizde basın toplantısı düzenledi.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Genel Sekreteri Vedat Bulut’un da katıldığı basın toplantısında yarın Ankara Adliyesi 22. Ağır Ceza Mahkemesinde saat 10:30’da görülecek duruşmaya çağrı yapıldı.
Eş Genel Başkanımız Nazan Karacabey “Toplantımıza başlarken 1 Aralık tarihine dair iki önemli katliamı hatırlatmak istiyoruz. 19 Aralık 2000 tarihinde F Tipi hapishanelerine geçiş ve ağır tecrit koşullarını protesto etmek amacıyla açık grevi başlatan tutsaklara yönelik yirmi hapishanede eş zamanlı katliam gerçekleştirildi. 19 Aralık 1978 yılında ise Maraş’ta alevi yurttaşlara yönelik katliam başladı. Üzgünüz ve öfkeliyiz, tarihimize geçen kıyımlar ve acılar için. Bir sağlık ve emek örgütü olarak elbette yaşam hakkına müdahale olarak gördüğümüz her konuda itirazımız, sözümüz olacak” ifadeleriyle başladığı açılış konuşmasının devamında şöyle konuştu: “25 Mayıs 2021 tarihinde gözaltına alınan önceki dönem Eş Genel Başkanlarımızdan Gönül Erden’in 18 ay, Selma Atabey’in ise sekiz ay tutuklu kaldığı, eski MYK üyelerimiz ve eski Ankara Şube Eş Başkanımız ile Ankara Şube yöneticilerimizin yargılandığı davanın sekizinci duruşması yarın Ankara Adliyesinde görülecek. Yıllardır halkın sağlık ve sosyal hizmet hakkına, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine sahip çıkarak sağlık ve sosyal hizmet sisteminde, özellikle pandemi döneminde yaşanan sorunlara karşı güçlü bir mücadele yürüten sendikamız iktidarın hedefi olmuş, yaptığımız her eylem ve etkinliğe yönelik davalar açılmış, sendikamızın emek mücadelesi kriminalize edilmeye çalışılmıştır. Arkadaşlarımıza, yöneticilerimize ve üyelerimize yönelik baskıyı da böyle değerlendiriyoruz. Bu baskılar emek, sendikal ve kadın mücadelemizi engelleyemez. Kurulduğumuz günden beri devam ettiğimiz mücadelemizi yükselterek inanç ve inatla yolumuza devam edeceğiz.”
Karacabey’in ardından konuşan Eş Genel Başkanımız Mehmet Sıddık Akın ise SES’in KESK’le birlikte toplumsallaşan mücadele tarihini hatırlatarak, “Sendikamız ve konfederasyonumuz kurulduğu günden bu yana baskılara maruz kaldı, kalıyor ama baskılara karşı gerçekleştirdiğimiz bir direniş tarihimiz de var. AKP iktidarları döneminden bahsedersek sağlıkta yıkımı durduralım programımız KESK üzerinden toplumsallaştı, değişen sosyal politikalar ile çocuklarımızın geleceği ipotek altına alınıyor dedik. Yine Cumhuriyet tarihinin en büyük mitinglerini gerçekleştirdik sendika ve KESK olarak. Sağlık emekçileri ve sendikamız pandemi dönemi boyunca iş yerlerinde mücadele etti TTB ile birlikte. Tüm bu dönemlerde yani mücadelemizin büyüdüğü, toplumsallaştığı dönemlerde kriminalize edilmeye çalışıldık, baskıya uğradık, gözaltına alındık, tutuklandık. Tüm bunlara rağmen tarihin hiçbir döneminde mücadelemizi engelleyemediler, evet bizi meşgul ettiler ama mücadelemizi, büyümemizi engelleyemediler. Tüm baskılara karşın örgütlülüğümüz yüzde 50 oranında büyümeyi başardı” diye konuştu.
Tüm emek ve demokrasi güçlerini yarın görülecek duruşmamıza davet eden Akın, “Baskıcı, otoriter sistem bizi mücadeleden alıkoyamadı. Emek, sınıf, kadın mücadelesi büyüdükçe baskı artıyor, ama güçlenerek çıkıyoruz. Buradan hükümete de sesleniyoruz, çabalarınız beyhude, vazgeçin” dedi.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Genel Sekreteri Vedat Bulut da yaptığı konuşmada “Susturacaklar, halkın sağlığı hiçe sayılacak, böyle bir ortam istiyorlar. Ama mümkün değil. Bu tip davalar bizim de desteğimizle aşılacak bariyerler. Depremde TTB ve SES halkın yaralarını birlikte sardı. SES canla başla çalışan bir sendika ve bizim de sesimiz. Mücadelemiz ve dayanışmamız devam edecek, yarın da davada olacağız” ifadelerini kullandı.
Sendikamız avukatlarından Öztürk Türkdoğan ise davanın seyrine dair bilgilendirmelerde bulunarak, “Ceza yargılamasının temel ilkelerine aykırı davranılıyor. Cezalandırmaya yetecek delil bulunamayıp kanuna aykırı delil üretiliyor, asgari kurallar bile yürütülmüyor. Hukuksuzluğun sona ermesi için mücadeleye devam edeceğiz” diye konuştu.
Merkez Yönetim Kurulumuzun dava hakkındaki açıklaması için tıklayınız