İktidar bir kez daha birbiriyle alakası olmayan konuları bir torbaya koyarak milyonları ilgilendiren oldukça önemli hususları kamuoyunun dikkatinden kaçırmayı amaçlamaktadır.
İktidarın TBMM’ye sevk ettiği “Elektrik Piyasası Kanunu İle Bazı Kanunlarda Ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin 10 maddesi ile “Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunun görev süresinin sona ermesinden sonra Komisyonun görevlerine ilişkin iş ve işlemlerin yürütülmesi konusunda görevli kurum ve kuruluşlar ile uygulamaya dair usul ve esasların belirlenmesine yönelik düzenleme” yapılmaktadır.
Bilindiği üzere; 15 Temmuz darbe girişimini fırsata çeviren iktidarın ilk işi OHAL ilan etmek ve ülkeyi KHK’ler ile yönetmek olmuştur. Bu ortamda Resmi Gazete’de isimlerinin yayınlanmasıyla on binlerce kamu emekçisi OHAL KHK’ları ile ihraç edilmiştir.
İktidarın ihraçlara ilişkin tüm itiraz yollarını kapatması sonucu içeride ve dışarıda itirazların yükselince ve AİHM’e on binlerce başvuru yapılınca bir oyalama mekanizmasına ihtiyaç duyulmuştur.
Bu amaçla 23 Ocak 2017 günü 685 sayılı OHAL KHK’si ile iki yıllık süre içinde kamudan ihraç edilmiş yüz binlerce kamu emekçisinin ihraç başvurularını değerlendirmek ve karar altına almakla görevlendirilen OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonu kurulmuştur. Komisyon, 23 Ocak 2023 itibariyle altıncı yılını dolduracaktır.
OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu, üyelerinin atanmasından tutalım çalışma esas ve usullerine kadar iktidarın etkisi altında çalışma yürütmektedir. Etkin olmayan ve denetlenemeyen, kendisini anayasa ve yasalar üstü gören idari bir mekanizmadır. Bağımsız olmadığı tartışma götürmez bir gerçekliktir. Cumhurbaşkanlığının komisyon üyelerini görevden alma yetkisi ve komisyon üyelerinin atanma usulleri, tüm kurumlar üzerindeki iktidarın açık baskısı gibi nedenlerden dolayı komisyonun tarafsız ve bağımsız çalışma olanağı yoktur. Komisyon oluşum şekli, yetkisi ve aldığı kararlar itibariyle mevcut anayasamızın başta 6., 10., 70., 90. ve daha birçok maddesine aykırılık içermektedir.
Aradan geçen 6 yılda komisyon kurulma amacına uygun olarak iktidarın hukuksuz ihraçlarını onaylama mekanizması olarak görev yapmış, kişilerin savunmasını dahi almayarak kendisini yargı üstü görmüş, süreci yıllara yayarak suç işlemiştir.
Bu nitelikteki OHAL Komisyonu’nun son açıklaması 27 Mayıs 2022 tarihli olup yaklaşık yedi aydır yaptığı işlemlere dair herhangi bir açıklama yayınlamamıştır.
Buna göre;
BAŞVURU SAYISI | KARAR BİLGİSİ | KARAR İÇERİĞİ | DEVAM EDEN İNCELEME BİLGİSİ | |||
Karar Sayısı | Oran | KABUL | RET | Dosya Sayısı | Oran | |
127.130 | 124.235 | %97,7 | 17.265%13,6 | 106.970%86 | 2.895 | %2.3 |
Toplam tedbir işlemi sayısı: 131.922 (3.213 rütbe alma, 270 yurt dışı öğrencilikle ilişiğin kesilmesi, 2.761 kurum ve kuruluş kapatma)
Kabul Edilen Kararlardan 61’i kapatılan kuruluşlara aittir.
İhraç Edilen Kamu Görevlilerinin Sayısı: 125.678’dir.
KHK ile İhraç Edilen KESK’lilerin Sayısı: 4.237
Dosyası İncelenen KESK’li Sayısı: 3.558 (iade 1.389 + ret 2.169)
Dosya İncelemesi Devam Eden KESK’li Sayısı: 679
Geriye Az Sayıda Dosyanın Da Kalmış Olduğunu Gözeten İktidar Yine Bir Algı Yaratma Peşinde!
Yasa teklifi;
“MADDE 10– 1/2/2018 tarihli ve 7075 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“Komisyonun görev süresi sonrasına dair işlemler
GEÇİCİ MADDE 5 – (1) Bu Kanunun 3 üncü maddesi ile belirlenen Komisyonun görev süresinin sona ermesinden sonra Kanunun 2 nci maddesinde belirtilen Komisyonun görevlerine ilişkin iş ve işlemler, bilgi ve belge talepleri ile sair yazışmalar;
- Kamu görevinden, meslekten veya görev yapılan teşkilattan çıkarma ya da ilişiğin kesilmesi işlemleri için ilgilinin son görev yaptığı kurum veya kuruluş,
- Öğrencilikle ilişiğin kesilmesi işlemi için Milli Eğitim Bakanlığı,
- Emekli personelin rütbelerinin alınması işlemi için ilgisine göre İçişleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı,
- Kapatılan demekler için İçişleri Bakanlığı,
- Kapatılan vakıflar için Vakıflar Genel Müdürlüğü,
- Kapatılan sendika, federasyon ve konfederasyonlar için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,
- Kapatılan özel sağlık kuruluşları için Sağlık Bakanlığı,
- Kapatılan özel öğretim kurumlan, özel öğrenci yurtları, vakıf yükseköğretim kurumlar için Milli Eğitim Bakanlığı,
- Kapatılan özel radyo ve televizyon kuruluşları için Radyo ve Televizyon Üst Kurulu,
- Kapatılan gazete, dergi, yayınevi, dağıtım kanalı ve haber ajansları için İletişim Başkanlığı,
- Diğer işlemler için ilgili kurum veya kuruluş, tarafından yürütülür.
2) Görev süresinin sona ermesinden sonra Komisyonun görevleri kapsamındaki hususlarda; verilecek karar ve diğer işlemler, birinci fıkrada belirtilen kurum ve kuruluşlar tarafından bu Kanun ve ilgili mevzuatta belirtilen hükümler uyarınca yürütülür. Mahkeme kararları üzerine yapılacak işlemler ve verilecek kararlarda da aynı hükümler uygulanır.
3) Komisyonun görev süresinin sona ermesine dair iş ve işlemler Cumhurbaşkanlığı tarafından yerine getirilir.”
Şeklindedir.
Buna göre:
- Yasa teklifinde her ne kadar “Komisyonun görev süresinin sona ermesine dair iş ve işlemler Cumhurbaşkanlığı tarafından yerine getirilir” dense de 23 Ocak 2023 yılında görev süresi dolacak olan komisyonun görev süresinin uzatılmayacağı anlaşılmaktadır. Düzenlemeye göre kalan başvurular meslekten veya görev yapılan teşkilattan çıkarma ya da ilişiğin kesildiği ilgili kurum veya kuruluş tarafından değerlendirilecektir. Değişiklik “Komisyonun görev süresi sonrasına dair işlemler” başlığıyla 7075 sayılı “Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun”a geçici 5. Madde eklenmesi suretiyle yapılmaktadır. 7075 sayılı kanun OHAL komisyonunun kurulması yanında işleyişini belirlemektedir. Dolaysıyla kalan başvuruları değerlendirirken ilgili kurum ve kuruluşlar da 7075 sayılı kanun çerçevesinde, yani OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu gibi hareket edeceklerdir. Çünkü düzenlemede içerikte ve yöntemde herhangi bir değişiklik öngörülmemektedir.
- Dolaysıyla; ilgili kurum ve kuruluşlar da tıpkı komisyon gibi “irtibat ve iltisaklı olup olmadıklarına” karar vereceklerdir. Yani ceza hukukumuzda olmayıp 15 Temmuz darbe girişiminden sonra iktidarın icat ettiği ve sübjektif, keyfi karar alınmasına olanak sağlayan bu kavramlar üzerinden karar vereceklerdir.
- İlgili kurum ve kuruluşlar da içeriğini bilmediğimiz “kurum kanaatini” esas alacaklardır.
- İlgili kurum ve kuruluşlar da denetlenemeyen, itiraz edilemeyen, sadece kurumun görebildiği “istihbarat” bilgilerini esas alacaklardır.
- İlgili kurum ve kuruluşlar da başvurucuların savunmasını dinlemeyecek, ellerindeki dosyaya göre karar vereceklerdir.
- İlgili kurum ve kuruluşların başvurusunu ret ettiği başvurucular da iktidar tarafından oluşturulan özel yetkili idare mahkemelerine temyiz başvurusunda bulunmak zorunda bırakılacaklardır.
Yasa teklifi; iktidarın OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu ve Özel Yetkili İdare Mahkemelerini eline yüzüne bulaştırdığının, hukuksuzluğa kılıf bulmakta zorlandığının itirafıdır.
İktidar seçim atmosferine girmişken hukuksuzluğu sona erdirme değil yalan ve algı üzerine kurulu bir değişikliğe giderek zaman ve oy kazanmak istemektedir.
Konfederasyonumuz ilk günden itibaren hukuksuzluğa dikkat çekerek komisyonun derhal lağvedilmesini, hukuksuzca ihraç edilen kamu emekçilerinin görevlerine iade edilmesini, ihraç edilmeye yol açan bir fiil, suç durumu varsa yargı sürecinin işletilmesini talep etmiştir.
İktidar görev süresini uzatmayarak komisyonu lağvediyor görüntüsü vermek istese de tam aksine bir tane olan OHAL komisyonunun benzerlerini her bakanlıkta, kurumda oluşturarak çok sayıda OHAL komisyonu oluşturmaktadır. Bir anlamda komisyona, hukuksuzluğa metastaz yaptırılmaktadır.
Dolaysıyla yasa teklifi, komisyonun aldığı kararların iptali, ihraç edilenlerin tüm mağduriyetlerinin giderilerek görevlerine iadesi şeklinde düzenlenmelidir. Bu paralelde komisyonun başvurusunu ret ettiği dosyalara bakmakla görevlendirilen özel yetkili idare mahkemeleri kaldırılmalı, aldıkları kararlar iptal edilmelidir.
İktidar hukuksuzlukta diretmemeli, fiili OHAL dayatmasından vazgeçmeli, OHAL döneminde yapılan düzenlemeleri sonuçlarıyla birlikte tümüyle ortadan kaldırmalı, demokratik ölçüleri esas alan olağan hukuku işletmelidir.
KESK Yürütme Kurulu