İstanbul Şubelerimiz ve Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜMRAD-DER) radyoloji çalışanlarının şua izinlerine yönelik düzenlemeye karşı İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi önünde açıklama yaptı.

Eylemde açılış konuşmasını yapan İstanbul Aksaray Şube Eş Başkanımız Yasemin Bakır radyoloji çalışanlarının sorunlarına dikkat çekerek, “Radyoloji çalışanlarının şua izinlerine dönük düzenlemeye itirazımız var. Şua izni hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

Ortak açıklamayı yapan TÜMRAD-DER Başkanı Heybet Arslan ise şöyle konuştu: “Pandemi sürecinde görüntüleme hizmetlerinde büyük bir özveri ile çalışan radyoloji teknisyenleri ekonomik ve özlük haklarında iyileştirme beklerken birçok hak kayıpları yaşadı. Radyasyonun zararlı etkilerini azaltmak için kullanılan ŞUA izinleri radyasyon ile çalışan sağlık personeline 1939 yılında çıkarılan Radyoloji nizamnamesi (tüzük) ile verilen kanuni bir haktır. Radyasyon izni (ŞUA) hakkımızı düzenleyen nizamname Cumhurbaşkanlığı tarafından 25 Haziran 2021 tarihinde gece yarısı kararnamesi ile kaldırıldı. ŞUA izinleri bir ödül ya da bir lütuf değildir. Bir yılın sonunda çıkarılan yönetmelikle şua izinlerimize yeni bir düzenleme getirildi. Sağlığımız için kullandığımız bu izinlerini kullanmak neredeyse imkansız hale getirildi. Radyasyon ortamındaki çalışılan süreler esas alınarak hazırlanan yönetmelik ile başta radyoloji uzmanları olmak üzere birçok radyoloji teknisyeni, radyoloji hemşiresi vb. radyolojide hizmet veren sağlık personelinin şua izinlerini kullanmaları artık mümkün değildir. Çıkarılan yönetmelikte şua izinleri tamamen kaldırılmamış olmasa da kapsamı daraltılmıştır. Yoruma açık ve muğlak ifadeler nedeniyle başta özel sektör olmak üzere kamudaki bazı yöneticilerin suistimal etmesine neden olmuş ve birçok radyoloji çalışanının izin kullanmaları engellenmektedir. ŞUA izinleri bir ÖDÜL ya da bir lütuf değildir. Bizlerin 80 yıldır kullandığı kanuni bir haktır. ŞUA izinlerinin kaldırılması veya kullandırılmaması bizlerin daha uzun süre radyasyonla çalışması demek. Bizlerin KANSER olması demek. Bizler kanser olmak istemiyoruz. Ben yaptım oldu-bitti anlayışıyla düzenlenen ve haklarımızın kısıtlanmasını öngören bu yönetmeliği kabul etmiyoruz. Onaylamıyoruz. Bu yanlıştan dönülmesini istiyoruz. Sağlığımızdan ve haklarımızdan asla vazgeçmiyoruz! Sağlık alanında her yıl 7 bini radyoloji olmak üzere 100 binden fazla mezun veriliyor. Mezun olup atanmayı bekleyen sağlıkçılarımızın sayısı 800 Bini aştı. Aş, iş bekleyen gençlerimizin hayalleri, umutları her geçen gün tükeniyor. Atanamadığı için intihar edenlerin sayısı gittikçe artıyor. Bizler bu tablodan çok kaygılıyız ve endişe duyuyoruz. Ancak Sağlık Bakanı ve hükümet bu soruna çözüm bulmuyor bulmamakta ısrar ediyor. Yeterli sayıda kadro açılmadığı için sağlığın her alanında olduğu gibi radyoloji alanında da fazla çalışmak zorunda kalıyoruz. Pandemi sürecinde Sağlık Bakanlığı tarafından acil servislerde nöbet tutan radyoloji ve laboratuvar teknisyenlerine geriye yönelik faizi ile birlikte 40-50 bin TL ye varan borçlar çıkarıldı ve radyoloji teknisyenleri hacizlerle karşıya kaldı. Radyoloji teknisyenlerine yönelik haciz uygulaması insani olmadığı gibi hukuki de değildir. Sağlık Bakanlığının bu uygulamadan vazgeçmesini İSTİYORUZ. Sağlık Bakanı sağlık emek ve meslek örgütleriyle arasına kalın duvarlar örmüş iletişim ve diyalog kanallarının tamamını kapatmıştır. Sağlıkta Şiddet başta olmak üzere sağlık emekçilerinin taleplerine, dağ gibi biriken sorunlara kör ve sağır kalarak sağlık yönetilemez. YÖNETEMİYORSUNUZ. Yönetememenizin faturasını pandemi sürecinde 650 si sağlık personeli olmak üzere 250 bin insanımız bunu canıyla ödedik. Yönetemediğiniz İçin ÖLÜYORUZ. Bizler görevimizi yaparken şiddete maruz kalmak istemiyoruz. Pandemi gibi önlenebilir hastalıklardan ölmek istemiyoruz. Radyasyondan dolayı kanser de olmak istemiyoruz. Sağlık emekçilerine ve temsilcilerine kulak verilmelidir. Ekonomik ve özlük hakları iyileştirilmeli talepleri karşılanmalıdır. Taleplerimizi bir kez daha buradan haykırıyoruz: Şiddetten arınmış güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamı istiyoruz, 3600 ek gösterge başta olmak üzere insanca yaşanacak temel ücret istiyoruz, yeterli sayıda istihdam sağlanarak iş yükümüzün azaltılmasını istiyoruz, Covid-19 vb. bulaşıcı hastalıklar meslek hastalığı kapsamına alınsın istiyoruz, sağlıkta özelleştirme ve taşeronlaşmaya son verilsin, nitelikli sağlık eğitimi istiyoruz, şua izinlerimizle ilgili kısıtlamaların kaldırılmasını ve radyoloji riskli birim kapsamına alınarak özlük haklarımızda iyileştirme istiyoruz.”

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]