Amed Şubemiz sosyal hizmetler iş kolunda taciz, yolsuzluk, usulsüzlük ve mobbinge ilişkin Aile ve Sosyal Hizmetler il Müdürlüğü önünde açıklama yaptı.
Şube Yönetim Kurulu adına açıklamayı yapan Amed Şube Eş Başkanımız Yıldız Ok Orak şöyle konuştu: “Sosyal Hizmetler; kadın, çocuk, engelli ve yaşlılar başta olmak üzere sosyal hizmetlere ihtiyaç duyan kesimlere ayrımsız şekilde ücretsiz, eşit, nitelikli, kamusal ve anadilinde hizmet sağlaması gereken bir alandır. Sendikamızın ve sendika üyelerimizin esas aldığı sosyal hizmet politikası da tüm demokratik hukuk devletlerinde uygulanan evrensel insan haklarını yücelterek ayrımsız, eşit ve demokratik hizmet vermeyi amaçlamaktadır. Bundan önce de kurumdaki usulsüzlük, mobbing, hukuksuz yer değişiklikleri, kadın çalışanlara yönelik taciz, hizmet alan koruma ve bakım altındaki çocukların mahremiyetini hiçe sayan birçok yaklaşıma ilişkin uygulama ve iddiaları birçok defa dile getirdik ve kamuoyu ile de paylaştık. SES Amed Şubesi olarak 10 gündür kurumdaki sorunlara ilişkin eleştiri ve çözüm önerilerimizi görüşmek üzere İl Müdürü Muzaffer Akçam’dan Temsilcimiz aracılığı ile talep ettiğimiz randevuya geri dönüş yapılmaması ve oyalanma taktiği yapılması nedeniyle iki gün önce yönetim kurulundan ve temsilcilerden oluşan 5 kişilik bir heyet olarak il müdürü ile görüşmeye çalıştık. Yaklaşık 2 saat bekletildikten sonra sadece 2 kişi ile görüşeceğini, Kadın Sekreterimizin mutlaka görüşmeye katılması gerektiğini ifade etmemize rağmen ısrarla red etmesi üzerine bu şekilde bir görüşmeyi kabul etmedik. İl müdürünün bu tutumunu, kurumdaki kadınlara yönelik taciz, yolsuzluklar ve hırsızlıkların üzerini örtme çabası olarak değerlendirilmekle birlikte mobbing ve yer değiştirmelere devam etme niyetinde olduğu görülmektedir. *Halen bazı kuruluşlarda, Engelli yurttaşların daha rahat bir şekilde hizmet alabilmesi mümkün olmayıp Erişilebilirlik yasası açıkça ihlal edilmektedir. *Kurumdaki kadınlara yönelik taciz ve ahlaksız söylem iddialarına yönelik bazı soruşturmalar Sümen altı edilmekte, bir kısmı da yandaş olmaları nedeniyle halen koltuk işgal etmeye ve hiçbir şey olmamış gibi çalışmaya devam etmektedir. Tacize uğrayan Kadınların yerleri değiştirilmekte, şikâyetini geri alması yönünde baskı uygulanmaktadır. Hakkında bu iddialar ve soruşturma olanlar, idarecilik yapabilmekte ancak onuruyla çalışanlar, sürekli yer değiştirme ve mobbinge maruz kalmaktadır. *Kurumda yıllardır devam eden beş-on kişinin taht kavgaları yüzünden, çalışanlar arasında iş barışı bozulmuştur. Her yeni gelen idareci, birçok çalışanın yerini adeta intikam alırcasına değiştirmekte ve yandaş olanın hırsızlık, yolsuzluk, taciz olaylarının üstünü örtmektedir. Kuruluşlarda 3 günlük vekâlet görevlendirmeleri için bile yandaş sendikalı olma şartı aranmakta, açık bir ayrımcılık suçu işlenmektedir. *Merkezdeki kuruluşlara ve özellikle de Çevre ilçelerdeki Sosyal Hizmet Merkezlerine yapılan görevlendirmelerin büyük kısmı, kişilerin rızası dışında olmakta ve yandaş sendikaya üye olmayanlardan oluşmaktadır. Bu görevlendirmeler aracılığıyla çalışanlar üzerinde baskı, tehdit ve mobbing uygulanmaktadır. *Yer değişikliği yapılan üyelerimizin bir kısmının merkez ilçe talebi olmasına rağmen çevre ilçelere görevlendirmelerinin yapıldığı, 657 sayılı Devlet Memurları kanununda yer alan “Aile bütünlüğünün korunması” ilkesinin göz ardı edildiği, Geçici görevlendirmelerin, kişinin talebi olmadan, aynı mali yıl içinde 2 aydan fazla olamayacağı hükmüne rağmen 4 veya 6 ay yapıldığı, birçok üyemizin yer değişikliği talebine rağmen herhangi bir cevap verilmediği, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’na göre “Sendika temsilci veya görevlilerinin, yazılı onayı olmadıkça işyeri değiştirilemez ya da çalışma koşullarında esaslı değişiklik yapılamaz” şeklinde belirtilmiş olmasına rağmen bu husus görmezden gelinmiştir. *Kurumda koruma/bakım altında ve devlet güvencesinde olan kız çocuklarının dolapları, il müdürü tarafından izinsiz bir şekilde kontrol edilerek kişi mahremiyetini ihlal suçu işlenmekte; çalışanlar, rol/model oldukları çocuklar önünde rencide edilmekte ve hakarete uğramaktadır. *Bakanlığın; “Vakıf ve Derneklerle, Avrupa Birliğinden aldıkları fonları çocuklara harcama bahanesiyle yerellerde herhangi bir protokol yapılmasın” talimatına rağmen Tügva Diyarbakır Temsilciliği ile protokol imzalanmış ve çocukların yaşam alanları amatör kişilere açılmıştır. Sizler aracılığıyla konunun muhataplarına ve sorumlularına soruyoruz; *Kurum çalışanı kadınlara yönelik taciz ve ahlaksız söylemlerde bulunanlara yönelik yapılan iş ve işlemlerin akıbeti nedir? *Yapılan yer değişiklikleri ve vekâleten görevlendirmeler, hangi kriterlere göre yapılmaktadır? *Defalarca yazılı ve sözlü olarak yer değişikliği talepleri olmasına rağmen bu taleplerin karşılanmaması, aksine rızası dışında yapılan görevlendirmelerin kriterleri nelerdir? *Yasalar ve Bakanlık mevzuatı görmezden gelinerek yapılan iş ve işlemler hakkında her hangi bir soruşturma açılacak mıdır? Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak; Diyarbakır Valiliği ve Aile, Sosyal Hizmetler Bakanlığını bu iddiaları aydınlatmak ve kamuoyuyla paylaşmak üzere göreve çağırıyor, bir an önce bu sorunların çözülmesini talep ediyor, hizmet veren emekçilerin ve hizmet alanların hakkını her zaman savunacağımızı, konunun takipçisi olacağımızı, bizi ve kadınları muhatap alıncaya kadar mücadeleyi yükselteceğimizi belirtiyoruz.”