İzmir Şubemiz bugün düzenlediği basın toplantısıyla 112 acil sağlık hizmetlerinde artarak devam eden sorunlara dikkat çekerek, çözüm önerilerini açıkladı.
Şube Yönetim Kurulu adına açıklamayı yapan İzmir Şube Eş Başkanımız Erkan Batmaz şöyle konuştu: “112 acil sağlık hizmetlerinde çalışan sağlık emekçilerinin sorunlarının her geçen gün daha da artmasına rağmen en basit sorunları bile pansuman günü birlik tedbirlerle çözülmeye çalışılmakta, sorunu yaratan koşullar ısrarla ortadan kaldırılmamaktadır. Yaptığımız işyeri ziyaretlerinde 112 istasyon noktalarında, komuta ve çağrı merkezlerinde kurum yöneticileriyle, sağlık emekçileriyle yaşanan sorunları, sorunların çözüm önerilerini konuştuk. Sorunların büyük bir çoğunluğunun sağlık politikasından ve sağlık sisteminden kaynaklı olması yasal düzenleme yapılması ihtiyacının belirgin olması nedeniyle birincil sorumluluğu olan Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünden randevu talep ettik. Başka sendikalara kapıları sonuna kadar açık olan Bakanlığın her birimi gibi Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün randevu vermemesi bizi şaşırtmadı aslında. Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği’nin değişeceğini bildiğimizden, bir sendika olarak taraf olmamızdan kaynaklı, çalışan sağlığı ve güvenliğinin korunması, iyileştirilmesi, acil sağlık hizmetlerinde hizmet alan ve verenlerin görüşlerinin alınması için taleplerimizi iletmek ve tüm kamuoyuna duyurmak zorundayız. Sayın Genel Müdür, devletin bir memuru olarak uluslararası normlar ve ulusal yasalardan varlığını alan bir sendikaya cevap vermek, alanınızdaki sağlık emekçilerinin sorunlarını, onların adına size iletmek isteyen sendikaların taleplerini, dinlemek ve çözüm önerilerini dikkate almak zorunda olduğunuzu hatırlatırız. Acil sağlık hizmeti sunan sağlık emekçilerinin kendi ifadeleri ve bizim de gözlemlerimizle aşağıda yer alan sorunların giderilmesi acil bir mesele halini almıştır. Bu sorunların başlıcaları;
- En büyük sorun güvenlik ve şiddet görme riskinin yüksek olması: 112 ekipleri vakaya çıkarken tamamen bir bilinmezliğe gidiyor. Ne ile karşılaşacakları belirsiz. Özellikle ateşli silah olayları ve kavgaları içeren vakalarda 112 emekçilerinin öne sürülmesi kolluk kuvvetleri gelmeden vakaya müdahale etmelerinin istenmesi, kolluk kuvvetlerinin olay yerine geldiği zaman 112 ekibiyle koordineli çalışmaması nedeniyle olay yerinde ekipler savunmasız kalmaktadır.
- Diğer sağlık hizmeti üreten alanlardan farklı olarak 112 emekçileri, şiddete maruz kaldıklarında BEYAZ KOD bildirimi yapmaktan kaçınmaktadırlar. Çalıştıkları bölge aynı olduğu için saldırganlarla mahkeme sürecinde yüz yüze gelmekten kaçınmaktadırlar. Açılan kamu davaları da çalışanlar şikâyetçi olmadığından veya şikâyetlerini geri çektiklerinden dolayı sonuçsuz kalmaktadır. Şikâyetlerinde ısrarcı olanlar ise daha sonrasında tehditlerle karşı karşıya kalmakta, mahkeme sürecinde de saldırganlara ceza verilse dahi cezalar caydırıcı olmaktan çok uzak olduğu için beyaz kod uygulaması işlevsiz bir uygulama haline gelmiştir.
- 112 çağrı merkezlerine gelen çağrıların %95’i asılsız çağrılardan oluşmaktadır. Asılsız çağrılar iş yükünü artırırken gerçek acil ihtiyacı olanın ulaşmasına engel olmaktadır. Çağrılardaki hakaret ve küfürler moral/motivasyon kaybına yol açmaktadır. Çağrı merkezlerine yapılan asılsız ihbarlara hiçbir yaptırım olmaması nedeniyle asılsız ihbarlar azalmamakta aksine artmaktadır.
- Yeni mezun olan sağlık emekçileri yeterli derecede hizmet içi ya da oryantasyon eğitimi olmadan direkt olarak ambulansta çalışmaya başlatılmaktadırlar. Hizmet içi eğitimler başladıktan çok sonra planlanmakta ve uygulanmaktadır. Pandemi döneminde hizmet içi eğitimler de verilemediğinden sahada bilgi ve tecrübesi olmayan personelin ambulansta çalışması, hasta-çalışan sağlığı ve güvenliği açısından ciddi risk oluşturmaktadır.
- 24 saatlik uzun çalışma süresi; iş kazası ve meslek hastalıkları riskini arttırması ve hasta güvenliğine olumsuz etkisi bilinmesine rağmen kreş olmayışı, özel eğitim/bakım gerektiren çocukların bakımı sorun teşkil ettiğinden dolayı tercih edilmektedir. Sağlık emekçilerinin sayısal yetersizliği nedeniyle bu durum yöneticilerin de işini kolaylaştırmaktadır. Çalışan sağlığı ve çocuğun üstün yararına yönelik taraf olduğumuz sözleşmeler ve Anayasamızla da korunan çocuğun bakım hakkının ihlal edilememesi için 7/24 ücretsiz kreşler açılmalı ve bakım sorunu olan sağlık emekçilerine kolaylık ve maddi destek sağlanmalıdır.
- 112 emekçileri, hakları olan kıyafet ve formaların kalitesiz ve kullanışsız olması nedeniyle daha kalitelileri için her yıl cebinden masraf yaparak özel yerlerden temin etmek zorunda kalıyorlar. 112 kıyafet dağıtımları her zaman 1 yıl geriden verilmekte, kalıpları dar, yaz ve kış şartlarına çok uygun olamayan bu kıyafetlerin kışlık olanları çok kalın ve sert kumaştan yapılmakta, bu durum hareket kısıtlılığına neden olmaktadır. Kıyafetler bölge ve iklim farkı gözetilerek, hafif, su geçirmez ve soğuğa dayanıklı kişisel koruyucu ekipman mevzuatına uygun olarak sağlanmalıdır.
- 112 emekçilerinin ek ödeme fazla mesai ücretlerinin bazen ayın 28’ine kadar uzayabilen gecikmelerle ödemesi yapılmaktadır. Ek ödemeler zamanında ödenmelidir.
- 112’de geçici göreve giden personele eksik ödeme yapılmaktadır. Bu ödemeler mevzuata göre 30 gün üzerinden yapılmalıyken 112 emekçisine sadece tuttuğu nöbet sayısı kadar yapılmakta, bu durum kanun ve mevzuata aykırılık teşkil etmektedir.
- 112 kurum içi atamalarda adaletsiz atamalar yapılmaktadır. Bu atama ve yer değişikliği mevzuata uygun yapılmalıdır.
- 112’de ek ödeme ve performans dağıtımın adaletsizliği her geçen gün daha da artmaktadır. Pandemide tavandan ek ödeme kapsamında yapılan ödemelerde ambulansta çalışan üç kişiden biri olan sürücüler kapsam dışı bırakıldı. 24 saat yan yana çalışanların ekip barışı bozulmuş oldu. Pandemi devam ediyor ama ödemeler sona erdi, ödemelerin tavandan verilmesine devam edilmeli ve 112’nin hiçbir emekçisi ve birimi dışarıda bırakılmamalıdır.
- Birçok ilde 112 istasyonlarının yaşam/dinlenme alanları sağlıklı ve güvenli olma noktasından çok uzak bir durumdadır. 112 istasyonlarının başka kurumların kıyı köşelerine sokulmadan kendine özel binaları olmalı, bu binalar deprem, sel baskını ve diğer olağanüstü durumlarda 112 emekçilerinin sağlık ve güvenliklerinin en üst düzeyde korunduğu güvenlikli alanlara kurulmalıdır. Binaların içinde her çalışan için ayrı dinlenme odası, mutfak ve banyo bulunmalı, temizlikleri düzenli yaptırılmalıdır. İstasyon noktaları güvenlik açısından 24 saat kamera sistemiyle takip edilmelidir.
- İstasyon alanında vakaya hızlı çıkış- hızlı ulaşım ve de yaz ve kış aylarında ısı düşüş ve yükselişlerine bağlı olarak arka kabinde yer alan ilaçların bozulmasının engellenmesi için ambulansların kapalı otoparkı bulunmalıdır.
- 112 Acil yardım hizmetlerinde kullanılan motorlu taşıtların kaskoları daha önceleri her ilin kendisi tarafından yapılmakta iken sermayenin tekelleşmesi için 81 ildeki tüm araçların kaskoları bakanlık tarafından yapılmaya başlanmış ve bu karardan sonra araçların kaskolarının yapılmamasından ötürü başta sürücüler olmak üzere ekiplerde güvensizlik oluşmasına neden olmuştur. Ayrıca araçların bakım onarımlarında aksaklıklar yaşanmakta, bu aksaklıklar görev esnasında araçların yolda kalması ile sonuçlanıp bu durum da 112 ekiplerini mağdur edip, kendilerine şiddet olarak geri dönmektedir. Ayrıca sağlık hizmetine ihtiyaç duyan vatandaşları mağdur etmektedir.
- Gebeliğin ilk dönemlerinde sürekli araç içinde ve hızlı sürmeden ve coğrafi koşullardan kaynaklı mide bulantılarının sık olması nedeniyle kadın sağlık emekçilerine pozitif ayrımcılık sağlanmalıdır.
- Ambulans temizliği için sağlık emekçilerinin işini kolaylaştıracak teknolojilerin ya da mühendislik önlemlerinin sağlanması gerekmektedir.
- Hastane acillerinde hastayı teslim edecek muhatap bulunamamakta, tartışmalar yaşanmaktadır. Bu nedenle hasta teslimlerinde görev ve sorumluluklar netleştirilmelidir.
Sorunların giderilmesi için birlikte örgütlenmek ve birlikte mücadele etmekten başka yol olmadığını öğrendik. Birlikte bir olarak, SES’te örgütlenerek SES’imizi daha gür, güçlü ve özgürce çıkarmalıyız.”