Sendikamız, Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Dişhekimleri Birliği (TDB), Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık-İş), Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜM RAD-DER) ve Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUDDER) sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin ağır çalışma koşulları, iş yükü, mobbing, güvencesiz çalıştırılma, sağlıkta şiddet ve özlük haklarının aşındırılmasına karşı eylem programını açıkladı.
Bugün TTB’de yapılan basın toplantısında sağlık emek ve meslek örgütleri adına ortak açıklamayı TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Vedat Bulut yaptı.
Ortak açıklama metni aşağıdadır:
VAZGEÇMİYORUZ, OYALAMA DEĞİL HAKKIMIZ OLANI İSTİYORUZ!
ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEM EYLEM PROGRAMINI AÇIKLIYORUZ!
Sağlıkta Dönüşüm Programı ile birlikte halkın sağlık hakkı, sağlık emekçilerinin de çalışma hakları giderek geriletilmiş, sağlık alanı bile isteye çökertilmiştir. Bu adımların hiçbir aşamasında sağlık emek-meslek örgütlerinin itirazlarının dikkate alınmamasının getirdiği yıkım ayyuka çıkmışken biz sağlık emekçilerine hâlâ karar mekanizmalarında söz hakkı vermeme ısrarı ile aynı yanlışa devam edilmektedir.
Sağlık sisteminin çökertilmesi halkın nitelikli sağlık hakkına erişememesinde sorunlar yaşatmakta, sistemden doğan tüm sorumluluk sağlık emekçilerine yansıtılmakta ve karar mekanizmalarında yer almadığı sistemin olumsuzlukları ile çalışmak zorunda bırakılmaktadır. Bu olumsuzlukların başında gelen sağlıkta şiddetin yaşanmadığı tek bir gün geçmemektedir. Güvenli işyerleri ve etkili bir şiddet yasası ise henüz daha bakanlığın gündeminde dahi değildir.
Bir diğer olumsuzluk ise sağlıkta talebin her geçen gün kışkırtılması ile artan iş yüküdür. Sağlık emekçileri yetersiz istihdamın ve kışkırtılmış sağlık talebinin karşısında tükenmekte, angarya ile çalışmaya zorlanmaktadır. Bu yoğun emeğin karşılığında ise insanca yaşanabilecek temel ücrete erişmek yerine oyalama tasarılar, ek ödeme yalanları ile geçiştirilmektedirler. Performans ile sağlık çalışanları birbirine düşman edilmekte, nicelik niteliğe yeğlenmektedir.
Yoğun emek gerektiren bu çalışma düzeni ve ekonomik sorunların yanı sıra liyakatsiz atamalar, yönetici mobbingleri, KHK’ler ve soruşturmalar gibi antidemokratik uygulamalar ile sağlık hizmeti vermeye çalışan sağlık emekçilerinin sosyal ve siyasal sağlık hakkı ihlal edilmektedir.
Bizler artık sağlık veremez hale getirilen çalışma yaşamının sürdürülemez olduğunu bir kere daha ifade ediyoruz. Sorunlarımızın sağlık sisteminden kaynaklı olduğu aşikârdır. Koruyucu sağlık hizmetini, halkın sağlık hakkını öncelemeyen bir anlayışın sağlık veremeyeceğini biliyoruz. Sağlığa, emeğe ayrılmayan bütçe sağlıksızlığın en büyük kaynağıdır. Sağlık çalışanlarının talepleri ile halkın sağlık hakkı talebi birbirinden ayrı düşünülemez. Bizler, emeği üretenler yeni bir sağlık sistemi mümkün diyoruz. Genel sağlık hizmetlerinde, katkı-katılım payları, ilave ücretler ile halkın cebinden parasının çıkmadığı, ilaç krizinin yaşanmadığı, halkı özel sektöre yönlendirmeyen, İnsanların yaşam alanlarına yakın hastanelerin kapatılmadığı aksine şehir hastaneleri aracılığı ile sermayeye değil halkın hastanelerine bütçe ayıran, koruyucu sağlığın öncelendiği bir sistemi özneleri ile kurmak mümkün. Bu nedenle birlikte dönüştürme gücü olan biz sağlık emek meslek örgütleri bir mücadele programı başlatıyoruz. Bu programda nasıl bir sağlık sistemi istediğimizi tüm özneleri ile tartışacak, emeğimiz üzerinde sözümüzü kuracağız.
İlk olarak hekimlerin ve diş hekimlerin gelirlerinde düzenleme içeren ama onlar arasında dahi eşitsizlik yaratan ve tüm sağlık çalışanlarını kapsamayan tasarının geri çekilmesine, ocak ayında görüşüleceği söylenmesine rağmen hâlâ görüşülmemesine itiraz ediyoruz. Tasarı kapsayıcılığı arttırılarak derhal Meclis’e getirilmelidir. Meclis’e gelene kadar genel merkezlerimizde, sağlık kurumlarında NÖBETTE olacağız. Tasarının Meclis’e getirilmemesi halinde 8 Şubat günü uyarı G(Ö)REV’inde olacağımızı ve gerekirse süresiz olarak G(Ö)REV’e hazır bulunduğumuzu buradan kamuoyuna bildirmek istiyoruz.
Pandemi dönemi bizlere sağlık sistemini halkın sağlık hakkını, sağlık çalışanlarının sağlığını daha güçlü tartışmamız gerektiğini gösterdi. Bu nedenle 14 Mart Tıp Bayramı’na doğru adımlar atacağız.
24 Ocak’tan itibaren işyerlerimizde ortak bildirilerimizi dağıtacak, eylem sürecimizi sağlık emekçileri ile paylaşacağız.
26 Ocak-4 Şubat tarihleri arasında Meclis’in açık olduğu günler NÖBETTE olacağız.
8 Şubat günü G(ö)REV başında olacağız.
Şubat ayı ikinci haftası itibariyle Sağlık Meclisleri’ni kuracak, işyerlerimizde bir araya geleceğiz.
14 Mart’a giderken Ankara, İstanbul, İzmir ve Diyarbakır’da Büyük Sağlık Buluşmaları gerçekleştireceğiz.
Tüm bu süreçte taleplerimiz açık:
- Ek göstergelerin 3600’den 7200’e kadar kademeli olarak yükseltilmesi,
- Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği birinci basamak sağlık hizmetlerinin oluşturulması, ceza yönetmeliğinin iptal edilmesi,
- Sağlıktaki personel sayısının kadrolu güvenceli istihdam ile OECD ortalamasına çıkarılması,
- Asistan hekimler başta olmak üzere uzun süreli ve angarya çalışmanın kaldırılması,
- Emekliliğe yansıyan yoksulluk sınırı üzerinde temel ücretin tüm sağlık emekçilerine uygulanması; üstüne eğitim durumu, hizmet yılı, mesleki risk gibi faktörler ile ücret skalasının belirlenmesi,
- Sağlık hizmetlerinde katkı katılım payı, reçete ücreti vb adlarla alınan ücretlerin iptal edilmesi,
- COVID-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası çıkarılması,
- Etkin sağlıkta şiddet yasası çıkarılması, güvenli işyerleri planlanması,
- Liyakatsiz atamalar, soruşturmalar, mobbing, güvenlik soruşturmaları, KHK’ler ile dayatılan antidemokratik uygulamaların derhal bitirilmesi,
- Özel sağlık kuruluşlarında ciro baskısına, taşeronlaştırmaya, güvencesiz çalışmaya son verilmesi,
- Sağlık hizmetlerinin planlanmasından sunulmasına kadar sağlık emekçilerinin örgütleri aracılığıyla karar alma mekanizmalarında yer alması.
Türk Tabipleri Birliği
Türk Dişhekimleri Birliği
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası
Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği
Bulut’un ardından söz alan TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı sağlık alanında büyük bir tahribatla karşıya karşıya olunduğunu vurgulayarak, “Hekimler birçok sorunun yanında en çok ta mesleklerinin itibarsızlaştırılmasına tepki gösteriyor. Mesleğimizin yeniden değer kazanması, şiddetten arındırılmış bir ortamda insanca çalışacak, güvenceli sağlık ortamı bizim ellerimizle gerçekleşecek. Haklarımız için mücadeleden vazgeçmiyoruz” diye konuştu.
Türk Dişhekimleri Birliği adına konuşan Ankara Dişhekimleri Odası Başkanı Serhat Özsoy ise sağlık sisteminin kontrolsüzce, başı boş bırakılmış durumda olduğuna dikkat çekerek, sağlık emek ve meslek örgütlerinin sorunların çözümü için planlamalara dahil edilmesi gerektiğini ifade etti.
Eş Genel Başkanımız Hüsnü Yıldırım ise sağlık sisteminin bu noktaya geleceği konusunda defalarca uyarılarda bulunduklarına vurgu yaparak, şöyle konuştu: “Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak yıllardır ve de pandeminin başından bu yana eylem-etkinlikler yaptık, farklı platformlarda sorunları ve çözüm önerilerimizi paylaştık. Hiçbir adım atılmadı, devam ediyoruz uyarmaya. Meclise getirilen tasarıyla sağlık hizmeti sunumunda ekip anlayışını parçalayacak hamlelerde bulunulmaya çalışıldı. Sağlık hizmeti bütündür. Sağlık emek ve meslek örgütleri olarak bunları Mecliste de dillendirdik, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın sonuçlarını dile getirdik. Şimdi bu eylem planıyla hükümeti bir kez daha uyaracağız. Toplumun her kesimine de sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin durumunu anlatıp, sorumlunun sistemi üretenler olduğunu ifade ediyoruz. Sağlıkçılara yönelik şiddetin de sorumlusu sistemi üretenlerdir. Sesimizi yükselteceğiz, haklarımızı alıncaya kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.”
Dev Sağlık-İş Genel Sekreteri Erdoğan Demir de bugün itibariyle tüm Türkiye’de örgütlü bulundukları hastanelerde basın açıklamaları yaptıklarını ve imza kampanyası başlattıklarını belirterek, “Sağlık işçilerini sağlıkçı olarak görmeyen anlayışa karşı birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
Asistan hekimler adına söz alan Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Laleş Tunç da sahada sorunları en çok katmerli yaşayan grubun asistan hekimler olduğuna dikkat çekerek, “Genç hekimler geleceğe umutsuz bakıyor. Genç hekimlerin yurt dışına çıkmaları, bizi eğiten hocaların hastanelerden uzaklaşması sorunun yıllara yayılmasına neden olacak. İyi ki TTB var. Halkın sağlık hakkı ve güvenli sağlık ortamı için mücadele edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Aile hekimleri adına konuşan TTB Merkez Konseyi Üyesi Kazım Doğan Eroğulları ise “En çok tükenen meslek gruplarının başında aile hekimleri geliyor. ‘Ceza yönetmeliği’ ile iş güvencesini ortadan kaldırıp, bizleri hizaya getirmeye çalışıyorlar. Ama susmuyoruz, mücadeleye devam ediyoruz. Yalnız değiliz, dayanışmamızla var olacağız” şeklinde konuştu.
TTB Merkez Konseyi 2. Başkanı Ali Rıza Ökten “Sağlık Bakanı sorunlara gözünü kapatmış, kulaklarını tıkamış durumda. Bakanlığın özlük ve ekonomik haklarımıza duyarsız kalması yeni bir eylem planına götürdü bizi. İlmek ilmek örerek hep birlikte kazanacağız” diye konuştu.