8 Kasım 2021 tarihinde tutuklanan Amed Şube Yöneticimiz Gülhan Tekin 11 Ocak’ta Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmasında tahliye edildi.
Duruşmaya KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher Koyun, Eş Genel Başkanımız Hüsnü Yıldırım, Amed, Batman ve Şırnak Şube yöneticilerimiz ve üyelerimiz, KESK’e bağlı sendikaların Diyarbakır Şube yöneticileri ile Gülhan Tekin’in yakınları katıldı.
Tahliye kararı verilen Amed Şube Yönetim Kurulu Üyemiz Diyarbakır D Tipi Cezaevi önünde karşılandı.
Amed Emek ve Demokrasi Platformu duruşmadan bir gün önce 8 Kasım 2021’den beri tutuklu bulunan Amed Şube Yöneticimiz Gülhan Tekin, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Genel Merkez Denetleme Kurulu Üyesi Arzu Koç ve beraberinde tutuklanan 12 siyasetçi ve sendikalı için Ofis Hazal Park’ta “Sendikal faaliyetler suç sayılamaz” açıklamasında bulundu.
Açıklamaya katılan Eş Genel Başkanımız Hüsnü Yıldırım “Sendikamız kurulduğundan bu yana halkın sağlık, sosyal hakkını ve demokratik taleplerini dillendirdi. Halkın yaşadığı tüm sorunlar hakkında düşüncelerimizi paylaşmayı ilke edindik, biz yaşamayı ve yaşatmayı seçtik. Bugün burada yaşadığımız haksız ve hukuksuz tutuklamanın bir an önce sonlandırılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
Emek ve Demokrasi Platformu adına ortak açıklamayı yapan Amed Şube Eş Başkanımız Yıldız Ok Orak ise şöyle konuştu: “8 Kasım 2021 tarihinde evlerine baskın düzenlenerek gözaltına alınan Şube Yönetim Kurulu üyemiz Gülhan Tekin ve Eğitim-Sen Genel Merkez Denetleme Kurulu Üyesi Arzu Koç’un da aralarında bulunduğu 12 STK, siyasi parti ve Barış Anneleri İnisiyatifi üyesi 15 Kasım 2021 tarihinden bu yana tutukludur. 19 yıldır iktidarda olan AKP kendisi gibi düşünmeyen herkesi terörist ilan etmekte ve düşmanca yaklaşmaktadır. Yandaşının her türlü yolsuzluğunu ve suçunu görmezden gelerek üstünü kapatmakta hatta ona rantın yolunu açarak iktidarını sürdürmeye çalışmaktadır. Uluslararası sözleşmeler ve Anayasanın 4688 sayılı maddesi ile güvence altına alınmış olan sendikal faaliyetleri kriminalize ederek kendisi gibi düşünmeyen muhalifleri sindirme, korkutma, cezalandırma girişimleri her zaman devam etmektedir. Geçmişte birlikte hareket ettiklerini dahi şimdi çıkarları uyuşmayınca terörist ilan ederek iktidardaki ömrünü uzatmaya çalışan AKP, her gün daha da derinleşen siyasal ve ekonomik krizin sorumluluğunu, emekçilere ve halka yüklemektedir. Gülhan Arkadaşımıza, kolluk sorgusunda; *“Yönetemiyorsunuz, Tükeniyoruz” konulu basın açıklamasına neden katıldığı ve talimatı kimden aldığı sorusu sorulmuştur. Yaklaşık iki yıldır süren Covid-19 pandemisinde canla başla hizmet vermeye çalışan sağlık emekçilerinin çalışma koşulları ve özlük haklarını görmeyen, pandeminin ilk gününden bu yana Covid-19 nedeniyle en az 530 sağlık emekçisi arkadaşımız yaşamını yitirmişken, yüz binlercesi de bu virüse yakalanmışken ve iş yeri ziyaretlerimizde konuştuğumuz her sağlık emekçisi kendini tükenmiş hissettiğini söylerken, bunu dile getiren Gülhan arkadaşımız mı suçludur! Halepçe Katliamı anmasına neden katıldığı sorulmuştur. Tüm dünyanın insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak tanımladığı, binlerce Kürdün vahşice katledildiği bir günün yıldönümündeki anmaya katılan Gülhan arkadaşımız mı suçludur? Tüm dünyada kutlanan, ilimizde de Valiliğe yer ve zaman bilgileri verilerek izinli bir şekilde yapılan 8 Mart mitingine, yaşanan kadın katliamlarına karşı yapılan etkinliklere neden katıldığı ve talimatı kimden aldığı soruları sorulmuştur. Oysa 2021 yılında en az 345 Kadının katledilmesini engelleyemeyen, uluslararası İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek kadına ve çocuğa yönelik suçlarda cezasızlığı kurumsal hale getiren bu iktidardır. Bir kez daha ifade ediyoruz; Biz emekçiler toplumun şeffaf tarafıyız. Asla durduğumuz yerden bir adım dahi geri gitmeyeceğiz. İktidarların halkın taleplerini görmeyen, yandaşlarına rant ve talanın yolunu açan her türlü söylem ve girişimlerini teşhir etmeye devam edeceğiz. Haksız, hukuksuz ve delilsiz bir şekilde 57 gündür tutuklu olan Gülhan arkadaşımızın 11 Ocak 2022 Salı günü görülecek olan duruşmasında serbest bırakılmasını istiyor, sendikal faaliyetlerin suç sayılamayacağını bir kez daha ifade ediyoruz.”