KESK Hatay Şubeler Platformu orman yangınlarına dair “Yanan her bir ağaç bir can; yanan ormanlarımız hayattır. Sendikalar, çevre örgütleri ve halkın da katılımıyla Kuraklıkla Mücadele Eylem Planı hazırlanarak ranta açılan ve ormansızlaştırılan alanlar yeniden doğal yapısına uygun şekilde yeşil alana dönüştürülerek ekolojik tahribat giderilmelidir” açıklamasında bulundu.
KESK Hatay Şubeler Platformu adına açıklamayı yapan Murat Kocadağ şöyle konuştu: “Küresel iklim değişikliğinin, büyük bir kuraklık felaketi ile devam ettiği bugünlerde, ekosistemin en önemli parçası olan ormanlarımız, yaşam alanlarımız ülkemizin dört bir yanında cayır cayır yanmaktadır. Yangının büyüklüğü sadece orman alanları ve içindeki canlılar için değil; orman içinde ve çevresinde yaşayan insanlar için de büyük tehdit oluşturmaktadır. Milyonlarca canlı, yaşam alanlarında insan eliyle yaratılan tahribatın bedelini ödemek zorunda kalırken, bilimden ve ahlaktan uzak bir şekilde yapılan açıklamalarda yer almayan ekosistem ile birlikte yüzlerce yerleşim yeri de oluşan felaketle yok olmakta; yaşanamaz hale gelmektedir. Sıklıkla övündükleri ve tüm dünyanın kıskanarak baktığını iddia ettikleri ekonominin gerçek yüzü, yangına müdahale için gerekli olan hava araçlarının yokluğundaki acziyetle ortaya çıkmaktadır. İktidarın umarsız savurganlığıyla kullandığı uçakların yerine alınması gereken ve hayati öneme sahip yangın söndürme uçaklarının azlığı ve yetersizliği yangınlara müdahale sürecinde iyice belirginleşmektedir. Görevi ormanları koruyup kollamak ve bunun için gerekli tedbirleri almak olan Bakanlık ve Orman Genel Müdürlüğü, yangına etkili müdahale etmedikçe canlılar ve yaşam alanları için oluşan tehlike gün geçtikçe büyümektedir. Bilim yerine hurafenin, liyakat yerine partizanlığın hakim olduğu teşkilat, görev alanına giren böylesine önemli bir konuda eli kolu bağlı bir şekilde seyretmekten öteye gitmemektedir. Yetersizlikler içerisinde sahaya yollanan emekçiler fedakâr çalışmalarının bedelini canlarıyla öderken, teşkilat buradaki eksiklikleri görmek ve tamamlamak yerine acılar üzerinden rant devşirmenin peşine düşmekte, günü hiçbir çözüm üretmeden rutin açıklamalarla geçiştirmektedir. “İtibardan tasarruf olmaz” şiarıyla saraylarında saltanat sürenlerin bunu anlamasını elbette beklemiyoruz ancak halkımıza ve emekçilere olan borcumuz gereği bir kez daha bakanlığa görevlerini hatırlatma gereği duyuyoruz: Doğal alanların RES, HES, JES, Termik, Nükleer vb. yok edici projelere kurban edilmesinden bir an önce vazgeçilmelidir. Doğal alanların tüm canlıların ortak değeri olduğu bilinciyle, turizm, madencilik, ulaşım vb. gibi amaçlarla yandaşlara peşkeş çekilmesi uygulamalarına son verilmelidir. Doğanın sahibi değil parçası olduğumuz bilinci bir politikaya dönüştürülerek kamusal hizmetler buna göre düzenlenmelidir. Güvenlik adı altında baraj yapımı, orman katliamı, yangın çıkarma ve müdahale etmeme gibi kirli savaş uygulamalarına son verilmelidir. Doğanın rant aracı olarak görülmesi anlayışından ve ranta feda edilmesinden vazgeçilmelidir. Orman yangınlarıyla mücadele eylem planları kamuoyuna net bir şekilde açıklanmalı, gerekli ekipman eksiksiz temin edilmeli, bu konuda yapılan ihalelerde şeffaflık ilkesi gözetilmelidir. Orman yangınlarıyla mücadelede görevlendirilecek emekçilerin yıl boyu istihdamı ve iş güvenliği tedbirleri alınarak yaşam koşulları iyileştirilmeli ve daha verimli çalışma ortamı yaratılmalıdır. Sendikalar, çevre örgütleri ve halkın da katılımıyla Kuraklıkla Mücadele Eylem Planı hazırlanarak ranta açılan ve ormansızlaştırılan alanlar yeniden doğal yapısına uygun şekilde yeşil alana dönüştürülerek ekolojik tahribat giderilmelidir.”