25 Mayıs 2021 Salı günü gözaltına alınan Eş Genel Başkanımız Selma Atabey, önceki dönem Eş Genel Başkanımız Gönül Erden, Eski Genel Başkanlarımızdan Bedriye Yorgun, eski MYK üyelerimiz Fikret Çalağan ve Belkıs Yurtsever ile Ankara SES Şube önceki dönem Eş Başkanımız Rona Temelli ve Ankara Şube Yöneticilerimiz Erdal Turan ve Ramazan Taş ile ilgili gözaltı süreci 28 Mayıs günü itibari ile 4 gün daha uzatılarak 8 güne çıkarılmıştı.
Arkadaşlarımızın 31 Mayıs günü susma hakkını kullanarak tutanakları düzenlenmiş olup, 1 Haziran günü de savcılığa çıkarılmışlardır. Ancak savcılık arkadaşlarımızın ifadesini dahi almadan hepsini tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etmiştir. Akşama kadar süren yargılamalar sonucunda tüm arkadaşlarımız mahkeme tarafından serbest bırakılmıştır. Arkadaşlarımızın adliyeye çıkarıldıkları günün sabahında adliye önünde yapmak istediğimiz basın açıklamasına Ankara Emniyeti tarafından izin verilmemiştir.
8 gün boyunca şube/temsilciliklerimizin tamamı gözaltındaki arkadaşlarımız ile büyük bir dayanışma içinde olmuşlardır. Arkadaşlarımız gözaltına alındığı günden beri şube/temsilciliklerimiz yerellerinde bulunan KESK şubeler platformları, iş kolumuzdaki emek ve meslek örgütleri, demokrasi güçleri ile birlikte tepkilerini dile getirmişlerdir.
İlk günden itibaren emek ve demokrasi güçlerinden;
KESK ve bağlı sendikaların MYK üyeleri ve Ankara şube yöneticileri ve üyeleri,
DİSK Genel Başkanı ve MYK üyeleri,
TMMOB MYK üyeleri,
CHP,
HDP,
Sol Parti,
Halk Evleri,
EMEP,
HDK Merkez Yürütme Kurulu ve bileşeni tüm kurumlar,
THİV,
İHD
İş kolumuzdaki emek ve meslek örgütlerinden;
TTB, TDB, Dev-Sağlık İş, Tüm RAD-DER bizleri yalnız bırakmamış, dayanışma içinde olmuşlardır. Yine bu süreçte merkezi düzeyde ve yerellerde sendikamızla birlikte ortak açıklamalar yapılmıştır. Adliye sürecini de birçok merkez ve Ankara örgütlerinin yöneticileri bizimle birlikte takip etmiştir.
Yine iş kolumuzdaki örgütlerden;
Türk Eczacılar Birliği,
Türk Hemşireler Derneği,
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği,
Psikologlar Derneği,
Sağlık-Sen ve adını sayamadığımız birçok kurum, yapı ve kişi Genel Merkezimizi ve Ankara şubemizi bizzat ziyaret ederek ve açıklamalar ile desteklerini sunmuşlar ya da telefonla bizleri arayarak destek mesajlarını iletmişlerdir.
Bu dönemde bizlerle uluslararası dayanışma da çok güçlü olmuştur.
Üyesi olduğumuz; EPSU (Avrupa Kamu Hizmetleri Sendikaları Federasyonu) ve PSI (Kamu Hizmetleri Enternasyonali) ile KESK’in üyesi olduğu ETUC (Avrupa Sendikalar Konfederasyonu) ve ITUC (Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu), İngiltere’de yakın çalıştığımız UNISON ile TUC, Hollanda’daki FNV sendikalarının da göstermiş olduğu dayanışmalar ve hükümete yönelik çağrıları bizlere güç vermiştir.
Yine insan hakları savunucularının korunması için çalışan uluslararası insan hakları örgütü Front Line Defenders (Ön Saflardaki Savunucular) örgütü tüm dünya çapında sendikamızla dayanışma için çağrıda bulunmuş ve hükümete arkadaşlarımızın serbest bırakılması amaçlı mektup yayımlamıştır.
Bu dönemde en büyük özveriyi hukukçu arkadaşlarımız göstermiştir.
Sendikamız ve KESK avukatları başta olmak üzere Ankara’da bulunan Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar (ÖÇAV) ve emek dostu çok sayıda avukat büyük emek harcamıştır. 8 günlük gözaltı süreci boyunca her gün ortalama 3-4 avukat gözaltındaki arkadaşlarımızı ziyaret etmiş ve adliye sürecinde çok sayıda avukat arkadaşlarımızın ifadelerine katılmıştır.
Yöneticilerimize yönelik operasyonun ne anlam ifade ettiğini gözaltı süreci boyunca yaptığımız açıklamalar ve bilgilendirme notlarında ayrıntılı olarak ifade etmiştik. Özcesi hükümetin yanlış politikalarına sesini çıkaran, itiraz eden, gerçekleri dile getiren herkese yönelik baskılardan bizler de bir kez daha payımızı almış olduk. Daha önce de emek ve demokrasi güçlerine yönelik bu yöntemler çok kereler denenmiştir. Sendikamız hiçbir baskı karşısında sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin ekonomik, demokratik ve özlük hakları ile halkın sağlık ve sosyal hizmet hakkına dair tutumundan bir adım geri atmamıştır. Bundan sonra da ilk günkü iddiamız olan emeğin özgürleştiği,
sınıfsız sömürüsüz bir ülke ve dünya kurma hedefimizden taviz vermeden mücadelemize devam edeceğiz.
Bu dönemde gözaltındaki arkadaşlarımızın ailelerinin de tüm sürecin koordine edilmesinde sendikamıza büyük bir güvenle gösterdikleri tutum bizleri ayrıca gururlandırmıştır. Bu durum bir kez daha göstermiştir ki SES üyesi olmak sadece sıradan bir sendika üyeliği değildir. SES dostluğun, yoldaşlığın, arkadaşlığın en güzel yaşandığı yerdir.
Gözaltındaki arkadaşlarımız ve aileleri başta olmak üzere, örgütümüze, emek ve demokrasi güçlerine bir kez daha geçmiş olsun diyoruz. Bir daha bu tür hukuksuzlukların yaşanmamasını diliyoruz.
Bu süreçte bizlere destek olan, dayanışma içinde olan, yurt içi ve dışındaki tüm kurumlara, yapılara, şahsiyetlere Merkez Yönetim Kurulumuz adına tekrar teşekkür ediyoruz.
Yaşasın dayanışma,
Yaşasın örgütlü mücadelemiz. 02.06.2021
MERKEZ YÖNETİM KURULU