Bugün dünyanın birçok yerinde insanın insana yaptığı zulüm devam ediyor. İsrail’in Filistin’e yaptıkları, Çin’in Uygur Türklerine yaptıkları, faşist diktatörlüğün Kolombiya halkına yaptıkları ortadadır. Suriye’de uluslararası güçlerin birbiri ile çıkar amaçlı mücadelesi milyonlarca insanı yerinden yurdundan etmiştir.
İsrail’in Filistin’e saldırısı sırasında dokuz çocuğun hayatını kaybettiğine dair bilgiler alıyoruz. Yine İsrail polisi Kudüs’te yaralılara yardım eden Filistin Kızılay ekiplerine saldırıyor. Sağlık çalışanlarını hedef almak savaş ve insanlık suçudur.
Kapitalizmin yarattığı açlık, yoksulluk ve işsizlikle kötü yaşam koşulları pandemi ile birlikte daha da derinleştirmiştir. Türkiye halkları açısından da yoksulluk, işsizlik ve açlık her gün artmaktadır. İntiharlar artmakta, demokratik tepkilerini dile getirenlere yönelik baskı ve zulüm bizim ülkemizde de her gün artmaktadır.
Bugün ülkemizde eşini ve çocuğunu kaybeden Şenyaşar ailesinin adalet arayışına tanıklık ediyoruz. Bu ülkede çocuklarının cenazelerini buzdolabında saklayan, cesedinin parçalarını toplayan süreçleri de yaşadık. Dünya pandemi ile uğraşırken ülkemizde siyasi iktidar, halkın iradesini yok sayan, barış ve insan hakları taleplerine yönelik saldırılarında ısrar etmekte. Dünyanın her yerindeki çığlığa ses çıkarmak, söz söylemek ve susmamak lazım. Biz savaşın aynı zamanda bir halk sağlığı sorunu olduğunu biliyoruz ve nerde olursa olsun bu zulme karşı duracağız.
SES olarak İsrail devletinin Filistin halkına yönelik zulmünü kınıyoruz. Filistin’de, Kolombiya’da, Suriye’de, Rojava’da ve dünyanın her yerinde mazlum halklara yönelik işgal, savaş ve sömürü politikalarına karşı olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz.
İktidarın İsrail’e yönelik tepkisinin ise gerçekçi olmadığını düşünüyoruz. Sadece Türkiye halklarının Filistin halkına olan duyarlılığını kendi iktidarlarını güçlendirme temelinde kullandıkları aşikardır.
– Bugüne kadar İsrail ile yapılan hiçbir ticari anlaşma iptal edilmemiştir.
– İsrail’i destekleyen ABD başta olmak üzere kapitalist ülkelerin hiçbirine karşı herhangi bir yaptırım ve uluslararası baskı kurmaya yönelik bir tutum olmamıştır.
Sağlık emekçilerinin dahi en küçük hak arama etkinlikleri pandemi gerekçe gösterilerek baskı altına alınmakta, iş yerlerimiz önünde bir araya gelişimiz dahi engellenmektedir. Toplumsal muhalefetin tüm kesimlerine pandemi gerekçe gösterilerek çok sert müdahale edilmektedir. İsrail devletinin Filistin halkına yönelik zulmüne karşı, “tam kapanma” olarak ifade edilen koşullarda iki gündür binlerce insan her ilde sokağa çıkmaya teşvik edilmektedir. Bu bile çifte standardı göstermektedir.
Buradan hükümete bir kez daha sesleniyoruz. Eğer ciddiyseniz; İsrail hükümeti ve Çin hükümeti ile olan her türlü ticari ve siyasi ilişkiyi zulümleri bitinceye kadar durdurun.
Türkiye halklarına da çağrımız tepkilerini ekonomik ve siyasal çıkarları uğruna bu ülkeler ile ilişkilerini bitirmeyen hükümete yöneltmeleridir.
İktidarın sağlığımızı önemsemediğini bugüne kadar yürüttüğü politikalar ve uygulamalardan da biliyoruz, herkesi kendi sağlıklarını ve toplumun sağlığını koruyarak tepkilerini dile getirmeye davet ediyoruz.
Yaşasın işçilerin, emekçilerin birliği, yaşasın halkların kardeşliği. 11.05.2021
Merkez Yönetim Kurulu