Tüm dünya ile birlikte ülkemizi de etkisi altına alan Covid-19 salgını nedeniyle önlenebilir ölümleri önlemek ve salgının önüne geçmek için sağlık örgütleri tarafından yapılan onca çağrıya iktidar kulak tıkanmıştı. Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulan Bilim Kurulu’nun bilimin gereklerinden uzak tutumları, halk sağlığını değil siyasi iktidarı önemseyen tavsiyeleri bile birçok kez iktidar tarafından uygulanmamış, böylece ülkemiz salgında vaka sayısı açısından dünyada birinci olmuştur. Tüm bunların neticesinde önceki haftalarda kısmen de olsa hastalığın/salgının azaltılması amacıyla kısmi sokağa çıkma kısıtlamaları hayata geçirilmişti. En son Cumhurbaşkanı kabinesinin 26 Nisan 2021 tarihindeki toplantısı sonucu, 29 Nisan ile 17 Mayıs tarihleri arasında ülkede tam kapanma uygulanması kararı çıkmıştı. Gerek İçişleri Bakanlığı’nın gerekse Sağlık Bakanlığı’nın konuya ilişkin mezkur uygulama genelgeleri yayınlandı. Gerek tam kapanma kararında gerekse yayınlanan genelgelerde, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçilerinin çalışma koşullarına dair herhangi bir iyileştirme ön görülmediği gibi, 7/24 çalışma, izin kullanmama, dinlenmeme gibi yine ağır çalışma koşullarını dayatma çıktı. Bunlardan biri de; Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan resmi yazıdır. Yazı birinci basamak sağlık hizmeti sunan sağlık kurumları olan ASM’ler ve TSM’lerin 10 ve 11 Mayıs 2021 Salı günleri tam gün, 12 Mayıs 2021 Çarşamba günü yarım gün olan idari izinden yararlanamayacaklarını ve aşı başta olmak üzere sağlık hizmeti sunumuna devam edeceklerini bildirmiş bulunmaktadır.
Salgının başından beri her türlü riske açık şekilde sağlık hizmeti sunan, hayatlarını kaybeden, buna rağmen hakları ödenmeyen ve meslek hastalığı düzenlemesi talepleri karşılık bulmayan sağlık çalışanlarını göz göre göre risk altında tutmaya devam etmek akılla bağdaşmayacak bir tutumdur. Yapılması gereken diğer kamu personelinin izinli sayıldığı bu 2,5 günde birinci basamak emekçilerinin sadece toplum sağlığını ilgilendiren aşı konusunda hizmet vermeye devam etmesi, kullandırılmayan idari izinlerin de sonrasında izin olarak verilmesi, bunun mümkün olmadığı koşullarda da nöbet ücreti ödenmesidir.
Önceden randevusu alınmış aşı çalışmaları dışında, acil olmayan sağlık hizmetlerinin bu kurumlarda sunumunu sağlamak hem toplumu hem sağlık çalışanlarını riske atmak demektir, kabul etmiyoruz. 30.04.2021
Merkez Yönetim Kurulu