Mersin Şubemiz, il genelinde pandemide gelinen nokta, aşı ve sağlık emekçilerinin durumu hakkında basın toplantısı gerçekleştirdi.

Şube Yönetim Kurulu adına açıklama yapan Mersin Şube Eş Başkanımız Zeki Sinan Doğan şöyle konuştu: “Küresel çaptaki bir salgının yönetilmesinin zor olduğu anlaşılabilir bir durumdur. Ancak vurdumduymazlık anlaşılabilir durum değildir. Kentimizi yönetenlerin neden halen sağlık çalışanlarının örgütlerinin önerilerini dinlemediklerini anlamakta güçlük çekiyoruz. Çok önemli bazı sorularımızı kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz. Salgının başlamasından bu yana Mersin’de ölen insan sayısının 1000’den fazla, Covid pozitif sayısının 50.000’den fazla olduğu bilinmekteyken ilimizde valilik, sağlık müdürlüğü ve belediyelerin, ne gibi önlemler almakta olduklarını ve bundan sonra ne önlemler alacaklarını kamuoyuna bildirmeli gerekmiyor mu? Her ilin sosyolojik, ekonomik ve yaşam şartları farklı iken sadece merkezi yönetimden gelen genelgeleri kes yapıştır yaparak uygulayacaklarsa bulundukları koltukları doldurmaktan başka işlevleri olmadığı anlamına gelmiyor mu?  Türkiye’nin birçok ilinde laboratuvarlarda çalışan arkadaşlardan aldığımız bilgiler, alınan PCR testlerinde her dört kişiden biri yani % 25‘i pozitif olduğu yönündedir. Günde 200 bin test yapılan ülkemizde %25 pozitif olduğuna göre vaka sayımız 50.000 demek olmuyor mu? Avrupa ülkelerindeki ölüm oranları göz önüne alındığında, bakanlığın resmi verilerine göre: Türkiye’de 2.004.366 vaka karşılığında 17.851 ölüm var yani oran  % 0.89’dur. İngiltere’de 2.004.219 vaka karşılığında 67.075 ölüm var yani oran % 3.67’dır. Dünyada 76.688.151 vaka karşılığında 1.693.214 ölüm var yani oran % 2.2’dir.

Bu veriler bize iki sonuç çıkarıyor:

  • Tedavide çok başarılı isek bu tedaviyi niye dünyayla paylaşmıyoruz?
  • Neden ısrarla doğru veriler paylaşılmıyor?

Mersin’de devlete ait tüm yoğun bakım yatakları dolu hatta birçok özel hastanenin yoğun bakımlarında da Covid pozitif hastalarının olduğunu biliyoruz. Mersin’de Cumartesi günü itibarıyla yoğun bakımda veya serviste yatan 10’dan fazla hekim ve sayısına ulaşamadığımız sağlık çalışanı bulunmaktadır. Resmi verilere göre Covid + olan sağlık çalışanı oranı normal popülasyona göre üç kat fazla, aynı zamanda ölen sağlık çalışanı oranı da 3.5 kat daha fazladır. Yani biz sağlıkçılar, hastalanıyoruz, ölüyoruz, tükeniyoruz, sesimizi duyanda yok. Beş maskeyi dağıtamayan ve 1.5 milyon grip aşısını planlayamayan sağlık bakanlığı, şayet anlaşma gerçekten yapıldıysa, 50 milyon aşıyı nasıl yapacağının planını halkla paylaşmalı, bu aşıların yapılabilmesi için sağlıkta seferberlik ilan edilmeli ve atama bekleyen, hukuksuz olarak KHK ile görevine son verilen sağlık çalışanlarının derhal göreve atanması yapılmalıdır. Aşı öncelikleri sağlık çalışanları denmektedir ancak,  bu sağlık çalışanlarına özel sektörde, OSG’lerde, belediyeler vb. kurumlarda çalışan sağlık çalışanlarının dahil olup olmadığı açıklanmamaktadır. Sağlık çalışanlarının izinlerini kullanamaması veya istifa edememesi nedeniyle çocuklarına ve bakıma muhtaç olan 1. Derece yakınlarına kimin bakacağı, bu konuda yapılan bir çalışma olup olmadığı açıklanmamaktadır. Pandeminin ne kadar süreceğinin belli olmaması nedeniyle sağlık çalışanlarına daha ne kadar izin verilmeyeceği 2-3 yıl sürerse 2-3 yıl izin kullandırılıp kullandırılmayacağı açıklanmamaktadır. Sağlıkçıların tükenmesi demek ekonominin ve ülkenin tükenmesi demektir.”

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]