İstanbul Şişli Şubemiz, Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekiminin şube yöneticilerimize yönelik tutumunu hastane önünde açıklama yaparak protesto etti.
İstanbul Şişli Şube Eş Başkanımız Fadime Kavak’ın açılış konuşmasını yaptığı eylemde yönetim kurulu adına açıklama yapan Şube TİS ve Hukuk Sekreterimiz Fırat Burak Gürhan şöyle konuştu: “SES, KESK’e (Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu) bağlı bir sağlık ve sosyal hizmet sendikasıdır. 1990’lı yılların başlarında kurulan Tüm Sağlık Sen, Genel Sağlık-İş, Sağlık-Sen ve Sosyal Hizmet-Sen Sendikalarının birleşmesi ile kurulmuştur. ‘Çalışma yaşamında ve hayatın diğer alanlarında üyelerinin ve tüm çalışanların ekonomik, demokratik kültürel, mesleki, hukuksal, özlük haklarını ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek’ sendikanın amaçlarından biridir. Sendikal amaçlarını gerçekleştirmek için gücünü üyelerinden ve onların haklı mücadelesinden alır. Arkasında sırtını dayadığı bir sendikal mücadele tarihi, ulusal yasalar ve uluslararası sözleşmeler var. İktidarlar değişti, bakanlar değişti, koltuklar değişti ama SES’in mücadele azmi ve kararlığı hiç değişmedi ve değişmeyecek. Bu gerçeği, bilmeyenlere, sosyal bir hukuk devletinde yaşadığını unutanlara, titri çok yüksek olup makam işgal eden yöneticilere hatırlatmak da görevlerimiz arasındadır. Tüm dünyayı dize getiren bir virüsle mücadelede ederken en ön saflarda yer alan sağlık emekçileri 9 aydır bir çığ gibi büyüyen sorunlarını dinleyecek ve sorunlarını çözecek, bir muhatap arıyor. Sağlığı yönetmeyi çoktan bırakmış bir bakan var ve sadece turkuaz tabloyla algı yönetiyor. Dün akşam itibari ile Turkuaz tablonun gizli sayfalarına da yavaş yavaş girdi sayın bakan. Pandeminin başından beri sağlık emek ve meslek örgütlerinin salgınla daha etkili mücadele edilmesi, sağlık sisteminin ve sağlık emekçilerinin pandemi yükünün altında kalmasını engellemek için ileri sürdüğü talepleri duymama ısrarı; Covid 19’un toplumda ve toplumun bir parçası olan sağlık emekçileri arasında yayılmasına ve 180 sağlık emekçisinin ölümüyle sonuçlanan bir tabloya erişilmesine neden olmuştur. Sağlık çalışanları salgının başından beri “ yaşamak ve yaşatmak istiyoruz” diye çığlık atıp seslerini tüm dünyaya duyurmuşken ne işyerlerimiz de yöneticilerimize ne de sağlık bakanlığı yöneticilerine sesimizi duyuramadık. Taleplerimizi duymazdan gelmek daha fazla sağlık emekçisinin ve daha fazla insanımızın Covid-19 nedeniyle ölmesine yol açmaktadır. Bilimin, sosyal hukuk devletinin gereklerini gerine getirerek salgının hızını kesmek için acilen harekete geçilmezse sağlık sistemi bu yükün altında kalacaktır. Bugün Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde işyeri sorularını dile getirmek için toplandık. Yukarıda salgının ulusal boyuttaki seyrini özetledik. Türkiye’nin çoğu hastanesi gibi salgın burada da etkili bir şekilde yönetilemiyor. Çalışanlar ve onların temsilcileri salgınla ilgili alınan karar süreçlerine dahil edilmiyor. Pandeminin başından beri 6331 sayılı İş(çi) Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve mevzuatı kapsamında alınması gereken önlemler uygulanmıyor. Hastane pandemi kurulunun salgın yönetimi adı altında aldığı önlemler çalışma hakkı ile ilgili yasal ve meşru haklarımızla çatışıyor. Yöneticilerimiz parmak sallayarak sorunları çözmek yerine bir kamu yöneticisinin görev ve sorumluluğuyla hareket ederek kurumsal kişiliğimizle masaya oturmalı ve aşağıdaki taleplerimize çözüm üretmelidir.
- Örgütlenme hakkı sendikal hak ve özgürlükler kapsamında anayasa ve uluslararası sözleşmelerle korunan bir hakdır. Sendikamız bir tüzel kişiliktir. Yöneticiler kurumları yasal mevzuatlara göre yönetirken tüm kurum ve kuruluşların tüzel kişiliğine saygı duymalıdır. Bu nedenle Şişli Hamidiye Etfal Hastanesi Başhekimi Hacı Mustafa Özdemir şube yöneticilerimizden özür dilemelidir.
- Covid-19 Laboratuvarı iş yükü son 1 ayda ciddi anlamda artmıştır. Numune sayısı 500, 1400 derken daha sonra 2000’lere kadar ulaştı. Fakat laboratuvar teknisyenlerinin sayısı artırılmadı. İş yükünün hafifletilmesine dair yazılı çözüm önerilerimiz bir an önce uygulanmalıdır.
- Nitelikli ve kişiye uygun koruyucu ekipmanın yeterli sayıda sağlanmadığı, kısıtlı sayıda verilen ekipmanla çalışma sonucunda enfekte olan sağlık emekçilerinin sayısında artış olduğu gözlenmiştir. Nitelikli ve kişiye uygun ekipman sağlanması en önemli iş güvenliği önlemlerinden biridir ve sağlanmaması bir suçtur.
- Solunum fonksiyon testi gibi aerosol yayılımının çok yüksek olduğu, havalandırma koşullarının yeterliliğinin ispat bile edilemediği çok riskli alanlardaki poliklinik çalışanlarına mesleki risklerine göre tavandan ek ödeme yapılmamıştır. Covid-19 alanlarının belirlenmesinde ve risk değerlendirmelerinde çalışan temsilcilerinin görüşü alınmalıdır.
- Poliklinik alanlarının pandemi yönetimine uygun bir şekilde yeniden düzenlenmesini, çalışanların hasta ve hasta yakınları ile temasını en aza indirecek mühendislik önlemleri alınmalıdır.
- Sarıyer Etfal Hamidiye Hastanesi Çocuk acil servisinden hasta sayısının azaldığı bahanesiyle zaten yetersiz olan çalışan sayının daha da azaltılmasına artık bir son verilmelidir. Acil çalışanları bırakın dinlenmeyi yemek yiyecek vakit bile bulamamaktadır. Çalışan sayısı en azından eski haline getirilmelidir.
- Sarıyer Etfal Hamidiye Hastanesi’nde verilen yemek öğünleri ne besleyici, ne doyurucu ne de destekleyici öğün vasfı taşımamaktadır. Öğünlerin yetersizliği iş yükü arttıkça vücut direnci azalan sağlık emekçileri için ciddi bir risktir. Sağlık emekçileri adeta aç karnına çalıştırılmakta ya da işyerlerinde kendi ceplerinden beslenmektedirler. Olağanüstü dönemlerde olağan iaşe yönetmelikleri yerine acil düzenleme yapılmalıdır.
- Acilden Covid-19 alanı diye adlandırılan yerde hastaların bekleme sürelerinin çok fazla olması nedeniyle hem çalışanların viral yükü hem de hastaların viral yükü artmaktadır. Bekleme sürelerinin azaltılması ya da hasta yığılmasının engellenmesi için çalışan önerileri dikkate alınmalıdır
- Şişli Etfal Hastanesi Acil kliniğinde Son 1 ay içinde 15 sağlık emekçisinin Covid-19 pozitif olduğunu, hastanede yatıp tedavi altında olan arkadaşlarımızın olduğunu bu sayının artmasında hastane yöneticisi olarak siz Hacı Mustafa Özdemir’in birincil sorumlu olduğunuzu hatırlatmak istedik.
- Bakanın ekranlardan tüm kamuoyuna duyurduğu tavandan ek ödeme ise biz sağlık emekçileri için tam bir hayal kırıklığı olmuştur. Bilinmelidir ki biz sağlık emekçileri yoksulluk sınırının altında açlık sınırına yakın bir ücretle bir ay geçinmek zorundayız. Pandemi ile birlikte hayatın iyice pahalılaştığı şehrimizde artık insanca yaşayabileceğimiz bir temel ücret istiyoruz. Hastalandığımızda, izne çıktığımızda kesintiye uğramayacak bir ücret talebimizi hatırlatmak isteriz. Ayrıca seçim vaadi olarak sunulan 3600 ek gösterge ile ilgili hala bir çalışma olmamış olması biz sağlık emekçilerini gelecekleri ile ilgili umutsuzluğa sürüklemektedir.
Yukarıda yer alan acil taleplerimizin karşılanması sadece bizim lehimize olmayıp Covid-19’a karşı verilen küresel mücadele lehine olacaktır. Çalışma ortamlarımızın daha güvenli hale getirilmesi için çalışma biçim ve süreçlerimizin pandemi yönetimine uygun yeniden düzenlenmesi acil bir ihtiyaç olarak önümüzde durmaktadır. Sendikamız bu çalışmaların bir tarafıdır ve üyelerimizin bize yetkiyi vermeleri halinde bu süreçlere daha da aktif katılacağımız da çok iyi bilinmektedir. Hepinizi SES’ te örgütlenmeye, haklı taleplerimiz, iş ve can güvenliğimiz için birlikte hareket etmeye çağırıyoruz. Yaşasın örgütlü mücadelemiz Yaşasın SES.”