Ankara Şubemiz Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 2021 bütçesi broşürlerini dağıtarak, açıklama yaptı.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Genel olarak 2021 bütçesini ve Sağlık Bakanlığı bütçesini incelediğimizde ana gelir kaynağı, yine yaşamak için çalışmak zorunda olanlardan alınması hedeflenen, doğrudan ve dolaylı vergiler olarak öne çıkmaktadır. AKP iktidarı döneminde koruyucu hizmetlerden uzaklaşılmış, bu durum birinci basamak sağlık hizmetlerinin salgın hastalıklar başta olmak üzere toplum sağlığını ilgilendiren hastalıklarla mücadele gücünü azaltmıştır. Yine kapatılan halk sağlığı laboratuvarı ve sağlık evleri pandemi ile mücadelede zaaflara neden olmuştur. 1980 sonrası öncelikle sosyal hizmetler sağlık hizmetlerinden ayrılmış, AKP döneminde ise, sağlık hizmetleri ile bütünlüklü olarak yürütülen; çevre, gıda, endüstriyel kirlilik, temiz su, sağlıklı beslenme gibi hizmetler reform adı altında sağlık hizmetlerinden koparılmıştır. Bu ayrışma sonrası koruyucu hizmetler kapatılmış yerine küçük tedavi kurumları olan aile hekimlikleri açılmıştır.Bugün filyasyon ekipleri ile yürütülmeye çalışılan hizmetler kapatılan sağlık ocakları ve sağlık evleri varlığını sürdürmüş olsaydı; yerinde, zamanında, başarılı ve etkili bir şekilde sürdürülebilir olacaktı.Bu bütçe önümüzdeki en az iki yıla damgasını vuracak olan Korona salgını ile kamusal bir mücadele programını içermemektedir. Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere salgınla ilişkili diğer bakanlıkların (Aile Çalışma ve Sosyal Politikalar ve Milli Eğitim gibi) ödeneklerinin dağılımı böyle bir sorunun siyasal iktidarca yeterince görülmediğini ortaya koymaktadır. Ayrıca emek gücü ve istihdama ilişkin yapılmaya çalışılan düzenlemeler işçi ve halk sağlığını iyice bozucu nitelikte olduğundan bu bütçenin salgınla mücadele gibi bir amacının olmadığı da anlaşılmaktadır. Üniversite hastanelerine kaynak yok:2021 bütçesinde sağlık sektörü yatırımlarına sadece 20.1 milyar ayrılmış olup bu rakamın 18,5 milyarı Sağlık Bakanlığı, 1,6 milyarı ise üniversiteler için ayrılmıştır. Personele de bütçeden kaynak yok:2021 yılında personel giderlerinin sağlık bakanlığı bütçesindeki payı %40’a düşmüştür. Sağlıkta Dönüşüm Programı öncesi 2003 yılında bu oran %70’dir. Yine salgında en ön safta yer alan sağlık emekçilerine yönelik bütçeden ayrılan pay oranında değişikliğe gidilmemiş, “hakkınız ödenmez” denilen emekçiler canları pahasına hizmet üretirken yeni personel alımına pay aktarılmadığı gibi ücretlerinde de artış yaşanmamıştır. 2021 sağlık bütçesi bu haliyle bir utanç belgesidir. Bununla birlikte, yaşamak için çalışmak zorunda olanların bu durumu değiştirebilmeleri için geliştirme çabası içinde oldukları eylem birlikteliklerinin, emekçilerin ve ezilenlerin örgütsel ve stratejik ortaklıklarını sağlayan iktidar mücadelesini de hedefleyebilmesi gerektiği bütün açıklığıyla önümüzde durmaktadır. Gelecek yıllarda hazırlanacak bütçelerin hedefinin, yaşamak için çalışmak zorunda olanların refahını ve mutluluğunu sağlamak olabilmesinin başlıca yolu bu hedeften geçmektedir. Bu amaç için yakın ve orta vadede bütçeye ve sağlık hizmetlerinin finansmanına ilişkin ortaya konulması ve kitleselleştirilmesi gerektiği düşünülen önerileri şöyle sıralamak mümkündür:
- Genel bütçe gelirleri içinde gelir vergisi payı artırılmalıdır. Bu artış, gelir vergisi içinde kurumlar vergisi payı artırılarak sağlanmalıdır. Yoksullardan, emekçilerden, ücretlilerden alınan direk ve dolaylı vergi payları azaltılmalı, sermaye sahiplerinin vergi sorumluluğu arttırılmalıdır.
- Sağlık hizmetleri harcamalarında merkezi bütçenin payı arttırılmalıdır. SGK pirim gelirleri içinde çalışanların ve kendi hesabına çalışanların payı azaltılmalı, patronların payı artırılmalıdır. SGK’ya genel bütçeden aktarılan pay artırılmalıdır.
- Sağlık hizmetleri harcamalarında merkezi devlet harcamalarının payı artırılmalı, SGK ve hane halkları harcamalarının payı azaltılmalıdır. Katkı-katılım, ilave ücret gibi hiçbir ad altında halktan sağlık hizmetleri için ücret alınmamalıdır.
- SGK’nin özel hastanelerden hizmet satın alması hizmet başına (fee-for-services) ve vaka başına (case payment) ödeme ile değil, toptan bütçeleme (global butgetting) ile olmalıdır.
- Sağlık personeli sayısı OECD ortalamasına güvenceli ve kadrolu istihdamla çıkarılmalıdır.
- Sağlık personeline ek ödeme, döner sermaye vb. adlarla yapılan, ekip anlayışını bozan, rekabet oluşturan ve çalışma barışını bozan ödeme yöntemi yerine yoksulluk sınırının
üzerinde, tek kalemde, tamamı emekliliğe yansıyacak şekilde maaş ödenmesine başlanmalıdır.
- Özel sağlık kurumlarına aktarılan her türlü pay kaldırılmalıdır. Kamu sağlık kurumları ve sağlık eğitimleri için bütçeden ayrılan pay yükseltilmelidir.
- Covid-19 pandemisinde gördüğümüz gibi sağlık sistemleri çökme aşamasına gelmiştir. Mevcut kapitalist sistemin doğaya olan tahakkümü nedeniyle yeni pandemilerin olacağı da öngörülmektedir. Bu nedenle toplum sağlığı için Sağlık Bakanlığı’nın kentleşmeden tarım politikalarına, çevre politikalarına ve üretim ilişkilerine kadar müdahil olacak bir yapıya büründürülmesi gerekmektedir. Ayrıca yaşanması muhtemel yeni salgınlara karşı da bütçe kalemi oluşturulmalıdır.
- Sağlıklı bir toplum için tedavi edici hizmetler yeterli değildir. Koruyucu sağlık hizmetlerinin yeniden ele alınması ve güçlendirilmesi Aynı zamanda açlık, işsizlik, yoksulluk ve savaş politikaları halk sağlığını olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle istihdamın arttırılması, ülke içinde ve dışında savaşa karşı barış politikalarının geliştirilmesinde sağlık alanın söz sahibi olması gerekmektedir.
- Hukuksuz bir şekilde ihraç edilen ve hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan sağlık personeli derhal işe başlatılmalıdır.
- Sağlık hizmetlerinin üretilmesi planlanması ve sunulmasının tüm aşamalarında sağlık emekçileri örgütleri aracılığıyla, halkın siyasi partileri aracılığıyla karar alma süreçlerine dahil olacak mekanizmalar oluşturulmalıdır.
2021 bütçesi kurumsallaşmakta olan faşizmin bütçesidir. Sermayeye kaynak aktarmaya devam bütçesidir. Toplum karşıtı bir bütçedir. Halk sağlığı karşıtı bir bütçedir. Yükü emekçi halklara yıkan bir kamu finansmanı öngörmektedir.”