Diyarbakır Sağlık Platformu özlük hakları, çalışma koşulları ve ücretler için Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde iş bırakma eylemi, alkışlı protesto ve oturma eylemi gerçekleştirdi.
Diyarbakır Şube Sekreterimiz Eyyüp Ay ve Şube Yönetim Kurulu Üyemiz Gönül Adıbelli’nin de kitleye hitap ettiği eylemde Sağlık Platformu adına ortak açıklamayı yapan Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan şöyle konuştu: “Sağlık emekçilerinin görevi hastaları tedavi etmek toplumu ise hastalıklardan korumaktır. Toplumu ve sağlık sistemini esastan etkileyen Covid-19 gibi yoğun ve riskli dönemlerde hastalıkla mücadele etmek, bedeli ne olursa olsun bizlerin kamusal, mesleki ve hepsinden önemlisi etik sorumluluğumuzdur. Ancak olağan sağlık hizmetleri dönemindeki performans baskısı, gerekli olmayan sağlık hizmeti tüketimi ve hekim emeği üzerinden yaratılmaya çalışılan “hasta-müşteri memnuniyeti”, SABIM -CIMER şikâyet hatları ve yönetici baskılarının üzerine şimdi de çığ gibi büyüyen vaka sayıları ile pandeminin “virüs yükü” bindirilmiştir. Covid-19 pandemisinin zayıflatılamadığı ve yaygınlaşma eğiliminin arttığı bu dönemde öncelikli ve ısrarlı talebimiz; sağlık emekçilerinin içinde bulunduğu boğucu ortamın görülmesi ve artık nefes alamayacak hale gelip tükendiklerinin farkına varılmasıdır. Covid-19 pandemisi ile mücadele her şeyin normal, olağan kabul edildiği ve Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere, ülkeyi yönetenlerin sağlık çalışanlarını görmezden geldiği bir anlayışla sürdürülemez. Sağlık çalışanları için alkışların yerini uzun süredir hüzün almıştır. Hemen her gün onlarca arkadaşlarımızın hastalık haberini alıyoruz, birileri televizyonlardan, Twitter mesajlarından başarı hikâyeleri anlatırken bizler ölüyoruz! Koşulların pandemiye uygun olarak iyileştirilmediği; eşitlik, adalet anlayışından uzak görevlendirmelerle mağduriyetlerin yaratıldığı; sağlık çalışanlarının yakın geleceğe dair kaygılarının arttığı bu günlerde, sesini duyuramayan, umudunu yitiren sağlık çalışanlarının emeklilik ya da istifa sayısındaki artış ciddiye alınmalı ve önemsenmelidir. Kötü yönetim ve her şeyi ben bilirim anlayışının ürünü olan bu tabloların sorumluluğu Sağlık Bakanlığı’ndadır. Aylardır özveriyle çalışan sağlık çalışanlarını emeklilik ya da istifa noktasına getiren, yöneticilerin empatiden yoksun, çözüm üretmeyen dayatmaları ve vurdumduymazlıklarıdır. Sağlık meslek örgütleri olarak, sağlık emekçilerini görevlerinden uzaklaşmamaya, Sağlık Bakanlığı’nı ve ülkeyi yönetenleri ise yasaklama, kısıtlama ya da cezalandırmayı aklına bile getirmeden sağlık çalışanlarındaki bu sıkışmışlığın ve tükenmişliğin farkına varmaya davet ediyoruz. Pandemiye karşı en ön saflarda mücadeleyi yürüten bizler, güven veren, geleceğe dair kaygıları azaltan, her sağlık çalışanını değerli gören, çalışma ortamının, çalışma koşullarının iyileştirilmesini, kişisel koruyucu donanımların eksiksiz ve zamanında temin edilmesini, maddi ve manevi desteği sözlerde, vaatlerde değil fiilen, hemen ve sürekliliği sağlayarak gösteren bir sağlık yönetimi istiyoruz. Öncelikle bilinmelidir ki her dönemde ama özellikle Covid-19 pandemisi döneminde sağlık hizmeti için sunulan emeğin maddi karşılığı yoktur. Evde çocuğunu bırakarak ya da hastalığı anne babasına bulaştırma endişesini her gün taşıyarak günlerce Covid-19 polikliniklerinde hasta bakmanın maddi bedeli ölçülemez. Covid-19 pandemisi sürecinin toplumsal ayağını yönetemeyen, toplumda günlük hayata yansıyan bir pandemi bilinci oluşturamayan, “başarı öyküsü” yaratma çabasından kaynaklı gerçekler yerine sanal rakam ve beklentiler ile pandemide kontrolü kaybettiği anlaşılan yöneticilerin, hastanelerin salgınla kuşatıldığı bu günlerde, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının sesine, haykırışına kulak vermelerini istiyoruz. Sağlık çalışanlarında manevi olarak yaşanmakta olan çöküş ve tükenmişliğin, düşük temel maaşlar, komik rakamlardaki performans ödemeleri ile iç içe geçerek pandemi sürecinde yaratabileceği moralsizlik ve zaaflar konusunda yetkilileri uyarıyoruz. Bütün çalışanların ekonomik kriz ve pandemi dikkate alınarak maaşlarında artış yapılması talebiyle beraber, ama öncelikle sağlık çalışanlarının performans dâhil hiçbir ön koşul ve sınırlamaya tabi kılınmadan, emekliliğe yansıyan, talepleri doğrultusunda temel maaş alabilmelerinin sağlanmasını; bu gerçekleşinceye kadar mevcut döner sermaye ödemelerinin salgın bitinceye kadar tavandan ödenmesini, Aile Sağlığı Merkezi ve İlçe Sağlık Müdürlüklerinde çalışan sağlık çalışanlarına da yansıtılmasını istiyoruz. Biz sağlık çalışanları bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da işimizi severek ve onurla yapmaya devam edeceğiz. Ülkemizin yaşadığı onlarca olağandışı durumda mesleğimizin doğasında yer alan fedakârlığı ve özveriyi yerine getirmeyi başarmış bir mesleğin mensuplarıyız. Bu doğrultuda öneri ve taleplerimizin dikkate alınmasını umuyor, sağlık çalışanlarında biriken ve patlama noktasına gelen kaygı ve tepkileri ülkeyi yönetenlerin dikkatine sunuyoruz. Pandeminin ilk günlerinde yaptığımız uyarıyı bir kez daha tekrarlıyoruz: Sağlık çalışanlarını korumayı başaramaz, maddi ve manevi desteği sağlayamazsanız, toplumu hiç koruyamazsınız.”
Eyleme TİP Diyarbakır il yöneticileri de katılarak destek verdi.