Birinci basamağın parçalanmış yapısının olumsuz etkileri her uygulamada ortaya çıkmaktadır. Özellikle pandemi sırasında filyasyon uygulamasında yaşanan zorluklar bu durumu çok net şekilde gözler önüne sermiştir. Bunun en görünür olduğu alanlardan birisi de aşı uygulamalarıdır. Birinci basamak TSM-ASM olarak ayrılmış, birinde bölge tabanlı diğerinde liste tabanlı hizmet verilmeye çalışılmaktadır. Koruyucu hizmetler öncelikle TSM’lerin işi olarak tanımlanırken ASM’nin önceliğinin tedavi edici hizmetler olduğu bir sistem yerleştirilmiştir. Bu uygulama doğru değildir. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin esası koruyucu hizmetlerdir ve bu hizmetlerin bir bütünlük içinde, ekip olarak verilmesi gerekmektedir. Bütün bunlar yapılmadığı gibi neredeyse her gün alınan yeni bir kararla ASM’lere sürekli ek işler tariflenmekte, birinci basamak alanı yap-boza çevrilmektedir.
Doğduğu andan hatta öncesinden itibaren ASM tarafından takip edilen, aşılarının neredeyse tamamı ASM tarafından yapılan çocukların okul aşıları normal programdan ayrı tutularak TSM’lere verilmiş bir görev idi. Başından beri bozuk olan bu çalışma biçimi şimdi yine idarecilerin yap-boz uygulamasıyla değiştirilmiş, pandemi süresince okulların kapalı olması gerekçesi ile çocukların okul aşıları görevleri ASM’lere tanımlanmıştır. Bu uygulamanın kalıcı olup olmayacağı bilinmemektedir. Ayrıca uygulamanın planlanmasına ilişkin detaylandırma dahi yapılmamıştır; sadece “aile hekimlikleri yapacak” sınırlığında kalınmıştır. Bu ise buradaki ciddiyet ve sağlık hizmetinin ulaşılabilirliği ile niteliğinin dikkate alındığı konusunda ciddi tereddütler oluşturmaktadır. Çünkü mevcut pandemi ortamında aşı planlamasındaki böylesi bir değişiklik, birçok konunun da beraberinde değerlendirilmesini gerektirmektedir. Bu kapsamda, uygulamayla birlikte ortaya çıkacak sorun alanlarını ifade etmek isteriz.
-Okul taraması aracılığıyla yapılan aşı uygulaması sayesinde Aile Hekimliği Sisteminde kayıtlı olmayan çocukların da aşısı yapılıyor: ancak okul aşılarının yapılması görevinin ASM’lere verilmesi durumunda kayıt dışı pek çok çocuk en temel insan hakkından, aşı hakkından mahrum kalacaktır.
-ASM’lerde çalışan eksikliği kronik ve gittikçe derinleşen bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir. Pandemi süresince ekonomik haklar başta olmak üzere her türlü haktan mahrum bırakılan ASM çalışanları şimdi yeni bir yükün altına sokulmuş durumdadır.
-Üstelik bu kararla ilgili herhangi bir çalışma usulünün belirlenmemiş olması (bu hizmet hangi saatler arasında sunulacaktır, tüm çocuklar sağlık kurumunda Covid-19’la temas riski göze alınarak günün herhangi bir saatinde diğer tüm hastalarla birlikte mi ASM’de bulunacaktır vb), ASM binalarının pek çoğunun mevcut yapısından kaynaklı Covid şüpheli hasta ile aşı için birime başvuran çocuğun ayrı girişlerden güvenli şekilde binaya alınıp hizmet sunulmasının imkânsızlığı, çocukların okul aşısı ile ilgili inisiyatifin velilere bırakılmış olması, bu uygulamayla ASM’de bulunacak aşı miktarında artış olacak olmasına rağmen aşıların güvenliği için ihtiyaç duyulan materyallerin aynı kalmasından ötürü gelişebilecek olumsuzluklar gibi var olan durumu daha da karmaşıklaştıran taraflar da mevcuttur.
Yapılması gereken; bölge tabanlı, bütünleşik birinci basamak sağlık hizmeti modeline geçmek, birinci basamağın işlerinin ekip olarak yürütülmesini sağlamaktır. ASM’lerdeki personel eksikliği ivedilikle tamamlanmalıdır. ASM’lere her gün yeni görev tanımlaması yapılmaktan vazgeçilmelidir. Çocukların sağlığı için aşıların ne zaman, nerede yapılacağıyla ilgili merkezi ve makul bir düzenleme yapılmalıdır.