Edirne Şubemiz, ek ödeme adaletsizliğine karşı Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi önünde eylem yaptı.
Eylemde açıklama yapan Edirne Şube Eş Başkanımız Aynur İskar, Covid-19 salgınında sağlık emekçilerinin karşı karşıya kaldığı sorunlara ve ek ödeme farklılıklarına dikkat çekti.
İskar, sağlık emekçilerinin sağlığından da, haklarından da vazgeçmeyeceğini vurgulayarak, Sağlık Bakanlığı’nın salgın sürecinde sağlık alanında yaşanan pek çok eksikliğe rağmen başarı hikayeleri anlatarak gerçeği söylemediğini ifade etti.
İskar sözlerine şöyle devam etti: “İktidarın ve bakanlığın uygulamalarına ve çökmüş sağlık sistemine rağmen sağlık emekçileri sağlık hizmetini fedakârca yürütmüşlerdir. Ancak sağlık sistemi ve çalışma rejimi sağlık emekçilerini sağlığından etmektedir. Çalışma süreleri ve iş yükünün artması, angarya çalışma, ücretlerin azlığı sorunları salgın süresince artarak devam etmektedir. Ek ödemeler salgından önce de sorun kaynağıydı. Performans sisteminin kendisinden adalet çıkamayacağını yıllardır zaten dile getiriyoruz ve sonuçlarını yaşıyoruz. Ek ödeme/döner sermaye ödemeleri emekliliğe yansıtılmazken son zamanlarda artık ‘gelirler azaldı’ denilerek döner sermaye performans ödentileri ya 8 TL, 50 TL, 70 TL gibi komik rakamlarla ödenmekte ya da hiç ödenmemekteydi. Üniversite hastanelerinin büyük bir bölümünde döner sermaye ödemeleri sıfırlanmışken, nöbet ücretleri ödenmezken, eğitim ve araştırma hastanelerinde ise döner sermaye ödentilerinde büyük oranda düşüşler yaşanmaktaydı. Sağlık Bakanlığı’nın salgın sürecinde sağlık emekçilerini ödüllendirmek iddiasıyla ortaya attığı ‘üç ay süreyle tavandan ödeme’ uygulaması adaletsizliği daha da derinleştirdi. Salgındaki emeğimizi, aldığımız riski performans terazisi ile ölçmeye kalkanlar, alanda canla başla her türlü risk altında çalışan sağlık emekçilerini bir kez daha yıkıma uğratmıştır. Sağlık hizmeti ekip işi olmasına, ekibin tüm parçaları benzer riskler altında çalışmasına rağmen bu bütünlük göz ardı edilmiştir. Meslek grupları arasında farklı ödemeler olduğu gibi, aynı meslek grupları içerisinde hatta aynı riskli servislerde çalışanlar arasında dahi uçurumlar yaratılmıştır. Bir profesör ya da doçent 20-25 bin TL, uzman hekim 13-16 bin TL, asistan hekim 8-10 bin TL alırken; hemşire, ebe, teknisyen, tekniker grubu 700-1500 TL arası ücret almış; temizlik personeli, veri giriş personeli, güvenlik görevlisi, taşeron çalışanları, ASM çalışanları ve ortak kullanım kapsamında olmayan üniversite hastaneleri çalışanları hiç ek ödeme almamıştır. Bu durum canlarını ortaya koyarak çalışan sağlık emekçileri arasında elbette ki hayal kırıklığı ve öfke yaratmıştır. Temel ücretin en düşüğü yoksulluk sınırının üstünde olacak şekilde yükseltilmesi ve yapılan/yapılacak olan tüm ek ödemelerin maaşa ve emekliliğe yansıtılması, ek ödemelerdeki haksızlıkların giderilmeli, üç ay tavan yapılacağı duyurulan ek ödemelerin tüm sağlık emekçilerini kapsayacak şekilde ve meslek grupları ve istihdam biçimleri arasında adaletsizliğe neden olmayacak şekilde ödenmesi, ayrıca salgının başladığı tarihten itibaren salgın dönemi boyunca ayrımsız tüm sağlık emekçilerine çift maaş ödemesi yapılmasını talep ediyoruz. 3 Ağustos 2018 Resmi Gazete’de yayımlanarak çıkan torba yasa sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin taleplerini karşılamayan bir düzenlemedir. Fiili hizmet süresi zammı sağlık ve sosyal hizmet iş kolunda çalışan bütün emekçileri ve geçmiş çalışma sürelerini de kapsayacak şekilde ve fiili çalışma süresi şartı kaldırılarak 5 yıla 1 yıl yıpranma payı olacak şekilde yeniden düzenlenmesi, ayrıca salgın döneminden kaynaklı olarak artı 1 yıl yıpranma payı hakkımızın verilmelidir. Sağlık alanında yeni atamalar kadrolu ve güvenceli yapılmalıdır. 4B, 4C, 4D, sözleşmeli, taşeron, ücretli, vekil vb. istihdam modelleri ile çalıştırılan bütün sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin 4A kadrosuna geçirilmeli, KHK ile ihraç edilen ve güvenlik soruşturmaları bahanesiyle ataması yapılmayan sağlık emekçileri ivedilikle işe başlatılmalıdır. Ek gösterge rakamlarının sağlık ve sosyal hizmet iş kolunda çalışan tüm emekçileri kapsaması gerekiyor. En az 3600 ek gösterge olacak şekilde kademeli olarak yükseltilmesi şeklinde düzenlenmesi ayrıca 1 derece verilmesi de gereklidir. Covid-19 enfeksiyonu geçiren sağlık emekçisinin zararının tanzimi için ‘mesleki risklere bağlı ortaya çıkan hastalık’ olarak kabul edilip, iş kazası/meslek hastalığı olduğuna dair düzenlemenin derhal yapılmalıdır. Sağlık emekçilerinin taleplerinin bir an önce yerine getirilmesini istiyoruz.”