Hatay Şubemiz 10. Olağan Genel Kurulunu 16 Şubat günü gerçekleştirdi.

Divan seçimiyle başlayan kongrede söz alan Şube Eş Başkanımız Meryem Avcı şöyle konuştu: “Sevgili delege ve üye arkadaşlarım, değerli kurum temsilcisi dostlarım, değerli konuklar; Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Hatay Şubemizin 10. Olağan Genel Kurulumuza katılım gösterdiğiniz için sizleri yönetim kurulumuz adına saygı ve sevgiyle selamlıyorum, hepiniz hoş geldiniz. Konuşmaya görev süremiz içinde aramızdan ayrılan iş yeri temsilcimiz Tamer Kazan, eski yönetim kurulu üyemiz Esra Doran ve eski şube Başkanımız Kemal Yalçın başta olmak üzere kaybettiğimiz tüm mücadele arkadaşlarımızı özlem ve sevgiyle anarak başlamak istiyorum. Sendikamız kurulduğu günden itibaren sağlığın piyasalaştırılması, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin iş güvencesinden yoksun, esnek ve kuralsız çalıştırılmasına karşı mücadelesini yürütürken, bir yandan da demokrasi mücadelesini bırakmamıştır. Savaşsız ve sömürüsüz bir dünya için ülkemizde ve dünyada savaşa karşı barışı, faşizme karşı demokrasiyi, emperyalizme karşı bağımsızlığı, baskıya karşı özgürlüğü, ırkçılığa ve şovenizme karşı halkların eşitliğini, özgürlüğünü ve kardeşliğini savunmuştur. Bunları yaparken de birçok bedeller ödemiştir, ödemeye de devam edecektir. Gerçeklerin eğilip büküldüğü halka, emeğe, doğaya karşı işlenen suçların üzerinin örtüldüğü bir dönemden geçiyoruz. İş cinayetleri oluyor, kadın cinayetleri oluyor kamu kaynakları şirketlere aktarılıyor, kamu zarara uğratılıyor, depremlerde, sellerde insanlar ölüyor. Piyasalaşan her alanda ölümlü kazalar yaşanıyor. Doğalgaz faturaları kombinin değil halkın cebinin yanmasına neden oluyorken özelleştirilen bir gaz dağıtım şirketi milyon dolarları dinci vakıflara aktarabiliyor. Daha yakın bir zamanda ilimizde bir baba “çocuklarım aç” diyerek kendini yakarak yaşamına son vermiştir. Bütün bunlar olurken ülkeyi yönetenler yarattıkları ekonomik, siyasal krizlerin bedelini halka ödetmeye devam ediyor. Bugün her yerde Mecliste, Kürt illerinde, Suriye sınırındaki kentimizde, yoksul mahallelerde, ormanlarda, okullarda, tiyatro salonlarında başımızı nereye çevirsek kavga var, Bu kavga tek adamın diktatörlüğünde simgeleşen Alevi’ye, Kürde, kadına, bilime düşman gerici yağma düzeni ile halk arasındadır. Bizler bu kavgada faşizme karşı mücadele çizgisini örgütleyeceğiz. Bir emek örgütü olarak güvencesiz, esnek, sözleşmeli, taşeron çalışmanın özelde ve kamuda yaygınlaştırılmasına; daha fazla kar hırsı ve denetimsizlik nedeni ile yaşanan işçi cinayetleri sonucu iş yerlerinin mezarlığa dönüşmesine, performans adı altında iş barışının bozulmasına, istihdam yaratmayan ekonomi politikalarına, haksız hukuksuz ihraçlara karşı sessimizi yükselteceğiz. Demokrasi olmadan emeğin hakların olmadığının bilinciyle kayyumlara halkın iradesinin yok sayılmasına, gazeteci, yazar, sanatçı, siyasi parti temsilcileri ve kendilerine muhalif olan herkesin cezaevlerine atılmasına, ekonomik kriz ve yoksullaşma nedeniyle halkın intiharlara mahkum edilmesine, JES’lerle, HES’lerle, nükleer santrallerle doğamızın talan edilmesine, iktidar hırsıyla devam ettirilen yanı başımızdaki savaşa karşı mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz. Buradan bir kadın olarak kadın mücadelesine ayrı bir parantez açmak istiyorum. Biz kadınlar baskıların, şiddetin hukuksuzluğun arttığı OHAL döneminde dahi alanlar yasaklanmışken, insanlar zorbalıkla evlerinde tutulmaya çalışılırken mücadelemizden geri durmadık. Bugün buraya genel kurul kürsümüze, Emine Bulut’un “ölmek istemiyorum” haykırışını yaşamak istiyoruz çığlığına dönüştürebilmiş olmanın, 2019’un son aylarında bakanlık ve valilikleri kadına yönelik şiddeti önlemek üzere genelgeler yayınlamaya mecbur bırakmanın haklı gururuyla geldik. Gururluyuz çünkü bir araya geldiğimizde oluşturduğumuz güç bazen bir kadının yaşamasına, bazen katillerin ceza almasına, bazen devletin geri atmasına neden oluyor. Biz kadınlar yalnız ve çaresiz değiliz. Bizler suçluların yüzüne karşı “suçlu sensin” diye bağıranlarız, bizler yarım kadın değil halkın yarısıyız. Özgecan için sokakları işgal eden, Emine Bulut’un sesini yaşamak istiyoruz diyerek Türkiye’nin dört bir yanına yayanlarız. Kendi gücümüzün farkındayız. O yüzden birbirimizi savunacağız, haklarımızı savunacağız, hayatlarımızı savunacağız. Sadece kendimiz için değil bu ülkedeki herkes için eşit ve özgür bir yaşam mücadelesi vereceğiz. Sözlerimi bitirirken yüreği emekten, barıştan, eşitlikten ve özgürlükten yana olan herkesi selamlıyorum. Güzel bir genel kurul geçireceğimizi biliyorum. Hepimize kolay gelsin.”

KESK’e bağlı sendikaların şube yöneticileri, demokratik kitle örgütü temsilcileri ve parti yöneticilerinin katıldığı kongrede yapılan seçimlerde; Meryem Avcı, Mahsun Aksu, Doğan Durkal, Yasemin Yıldırım, Zeynep Bolat, Nilgün Aşkar ve İlhami Yıldız Hatay Şubemizin yönetim kuruluna seçildi.

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]