Kentteki sağlık kurumlarına ilettiği resmi yazıyla sağlık çalışanlarının kıyafetlerinin “edep, adap ve inanca” uygun olarak uyarlanması talimatını veren İstanbul İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu’nun “kimin müdürü” olduğunu soran İstanbul Şişli Şubemiz, “Bizler hayat veriyoruz, yaşatıyoruz. Bu işi yaparken sizin dayattığınız tek tipleştiren formaya da, edep ve ahlak anlayışınıza da ihtiyacımız yok. GİY-ME-YE-CE-ĞİZ!” açıklamasında bulundu.
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün kıyafet genelgesini kamuoyuna duyuran İstanbul Şişli Şubemiz tarafından yapılan açıklama aşağıdadır:
İl Sağlık Müdürü Kimin Müdürü?
İstanbul İl sınırları içinde iki gün arayla Sağlık Emekçilerine şiddet, tehdit, hakaret olaylarının ardı arkası kesilmiyor. Bunlardan ilki Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde D blok 1. katta genel cerrahi polikliniğinde hizmet vermekteyken asistan arkadaşımız Dr.Burak Altunpak randevusu olmayan hastaya, randevulu bekleyen hasta sayısı fazla olduğu için öğleden sonra bakabileceğini söyledi. Bunun üzerine şahıs tarafından hakaret ve küfürlere maruz kaldı. Hekim arkadaşımız bunun üzerine beyaz kod tutmayı isteyince de şahıs tarafından darp edildi ve kafa travması geçirdi. Tedavi altına alındı. İkinci vaka ise pazar günü İstanbul Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesinde acil servisinde meydana gelmektedir. Görev başındaki hekim arkadaşa hasta yakını ” 3 leşim var bizi gönderseniz hepinizi öldürürüm” diye tehdit savurmuş, çevik kuvvetin olay yerine gelmesi dahi yaşanan korkuyu dağıtamamış. Can güvenlikleri olmadığı sağlık emekçileri odaya girip kapılarını kilitleyerek kendilerini korumuşlar. 6 Ocak gecesi Şişli HEEAH acil servisinde hasta kadının EKG’sini çekmek isteyen Hemşire arkadaşımıza kafa atılmış, olay karakola bildirilmiştir.
İl Sağlık Müdürümüzün yaşanan vahim olaylarla ilgili herhangi bir açıklamasını duymadık. İl Sağlık Müdürlüğümüz çok önemli işlerle meşgullermiş. Hemşire, laborant ve teknik servislerde çalışan sağlık emekçilerinin şimdiye kadar adap, edep ve dini hassasiyetleri uygun olmayan! kılık kıyafetlerini edep, adap ve inanç kriterlerine bürüyecekmiş. Sağlık Emekçileri soruyor “İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün bu tebliği nedir, gerçekten aklımız, hafızamız almıyor!! neresinden tutsak elimizde kalıyor”
Edep nedir, inanca göre giyinmek, neyi dayatmaya çalışıyorsunuz?
Bugüne kadar giydiklerimiz edepsiz ve ahlaksız mıydı?
Hayati problemlerimiz, geçim derdimiz çözüm beklerken bu dayatmanızın altında ne yatıyor?
Bu soruların cevaplarını biz sağlık çalışanlarına vermek zorundasınız” diyoruz!
Sağlık Emekçilerin o kadar çok sorunu varken, belirli firmalarla yapılan anlaşmalar ve turkuaz rengi formalar, yakalara konan şeritler mi aidiyet duygusunu ve kurumsal gücü arttırıyor! Hangi problemimiz çözüldü de kılık kıyafet sorunumuz kaldı. Bizler öldürülürken, tehdit edilirken, tahmin edemeyeceğiniz kadar sözel şiddete maruz kalırken, yoksulluk sınırının altında maaşlara mecbur bırakılırken, parasız denen sağlık hizmetinin her adımında hastalara fatura çıkarılırken hangi edep, ahlaktan bahsediyorsunuz… Bu cümlelerle kimleri hedef alarak konuştuğunuzu, neyi amaçladığınızı biliyoruz. Ne acı ki haber kanallarına çıkıp söylediklerin arkasında olduğunu ve bizzat kendisinin tebliği kaleme aldığını dile getiriyor.
Unutmayın ki “Yarın hastanenin acilinde ‘bu kıyafetiniz edep-ahlak ölçülerine aykırı’ diye başka bir şiddet haberi gelirse kadın sağlık çalışanlarının daha sık maruz kaldığı sözel ve duygusal şiddet artarsa bu ben tebliğ ettim dediğiniz zihniyetinizin ürünü olacak. Ayrıca kılık kıyafet mevzusu görüşülürken bizi direk İSM yardımcısı ile görüştürüp, sarı sendika ile direk görüşme, fotoğraf kareleri paylaşma bu sorunu aylarca görmezden gelen o yöneticilerin uğraşları ile değil, hastane hastane çalışma yapan SES’li sağlık emekçilerinin çabaları ile gündeme taşınmıştır.
Biz sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak “Yaşatırken Ölmek İstemiyoruz” derken, İstanbul İl Sağlık müdürümüz forma rengimi edebe, adaba, ahlaka ve dini hassasiyetlerine uygun olmadığını bilimsel olarak açıklamaya çalışa dursun. Biz son sözümüzü şöyle söylüyoruz, kadınlar üzerinden yürütmeye çalıştığınız bu kirli politikalara cevabımız var. Bizler hayat veriyoruz, yaşatıyoruz… Bu işi yaparken sizin dayattığınız tek tipleştiren formaya da, edep ve ahlak anlayışınıza da ihtiyacımız yok…
GİY-ME-YE-CE-ĞİZ !!!