İstanbul Bakırköy Şubemiz ve İstanbul Tabip Odası İş Yeri Temsilciliği, Dr. Sadi Konuk Eğitim Araştırma Hastanesi ve Mazhar Osman Ruh Sinir Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi’nde yemek boykotu gerçekleştirerek, yemekhaneler önünde “Yemeğimize sahip çıkıyoruz” eylemleri yaptı.
Öğlen yemeğini simit ve ayranla yapan sağlık emekçilerine Bakırköy Şubemiz ve Tabip Odası adına seslenen Dr. Soner Alıcı şöyle konuştu: “Siyasi iktidarın ülkemizde uygulamaya koyduğu neoliberal politikalar her alanda etkisini göstermeye devam ederken, sağlık alanı bu politikalardan nasibini almıştır. Sağlıkta dönüşüm projesi adı altında uygulamaya konulan döner sermaye ve performans sistemi ile sağlık emekçilerinin yaşam standardı ve alım gücü her yıl bir önce ki yılın gerisine düşmüştür. En başından beri adaletsiz olduğunu söylediğimiz bu sistem sağlık çalışanlarını ve hizmet verdiğimiz hastalarımızı olumsuz şekilde etkilemektedir. Yoğun iş yükü, buna bağlı olarak hemen her yerde yaşanılan mobbing ve angarya çalıştırma sağlık emekçilerinin tükenmesine neden olmaktadır. Sağlık çalışanları arasında liyakatin ortadan kaldırılmasıyla insan kayırmacılığının had safhaya ulaştığı süreçlerden geçiyoruz. Bu gün Sağlık Bakanlığı’nın nerdeyse bütün hastanelerinde yemeklerin yenemez hale gelmiş olması da yukarıda bahsettiğimiz bu rantçı ve piyasacı zihniyetten bağımsız değildir. Yemek ihale süreçlerinin şeffaf olmaması, sendikaların bu sürece dahil edilmiyor olmaları, yenilen yemek hakkında ilgili kurumların sağlık çalışanlarının bilgisine başvurmadan sendikaların bypass edilerek yapmış olduğu ihale süreçlerini kabul etmiyoruz. Hastanelerde yemek ücretlerinin sağlık çalışanları tarafından ödenmesi ile ilgili süreçler herkesin hafızasındadır. O dönemler Türkiye’nin bütün hastanelerinde başlattığımız yemek boykotlarıyla bu uygulamanın geri çekilmesini sağlamıştık. Bugün gelinen noktada yemekler belki ücretli değil ama neresinden bakarsanız bakın bir nitelik taşımamaktadır. Birçok hastanede çalışanlar arasında yaptığımız anket ve benzeri çalışmalarda hastanelerde ki yemeklerden hiç bir sağlık emekçisi memnun değildir. Hastanelerin yirmi dört saat esasına dayalı çalışılan iş yerleri olduğunu düşündüğümüzde hayatımızın çoğunu buralarda geçirmekteyiz. Dolayısıyla bütün sağlık çalışanlarının, hastaların ve hastalara refakat edenlerin hijyen koşulları sağlanmış, kaliteli ve doyurucu yemek talebi kurum tarafından sağlanmak durumundadır. Yemeklerde kullanılan yağın kalitesinden tutunda, mönünün uyumsuzluğu, çatal, bıçak ve tabakların hijyene uyumsuz olmasına kadar birçok problem yaşanmaktadır. Gelişi güzel çıkarılan mönüler hijyenden uzak, çalışanların ve hastaların sağlığını tehdit eder hale gelmiştir. Bütün bu konularla ilgili hastane yönetimleri ile görüşmeler yapılmış, her defasında koşulların iyileştirileceği ile ilgili sözler verilmiş ama bu sözler bir türlü yerine getirilmemiştir. İnsani şartlar altında emek üretmek istiyoruz ve yine insan olmanın gereği olarak insanca beslenmek istiyoruz. Hal böyleyken gerek çalışma koşullarımız ve gerekse yediğimiz yemekler her gün giderek kötüleşmektedir. Defalarca taleplerimizi ilettiğimiz hastane yönetimleri taleplerimize kayıtsız kalmışlardır. Bugün taleplerimizi dillendirmek adına Dr Sadi Konuk Eğitim Araştırma Hastanesi ve Mazhar Osman Ruh Sinir Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi’nde yemekhanelerin önünde “Yemeğimize sahip çıkıyoruz” şiarıyla simit ve ayranlarımızla bize dayatılan bu yemekleri yemiyor ve protesto ediyoruz. Buradan tekrar hastane yönetimlerine sesleniyoruz, yemek şirketlerinin yanında yer almaktan vazgeçin. Olmanız gereken yer sağlık emekçilerinin ve hizmet verdikleri hastalarının yanı olmalıdır. Onlarca tutanak olduğu halde bu tutanakları sümenaltı yaparak bu sorumluluktan kaçamazsınız. Bugün yaptığımız bir uyarı boykotudur. Hastane yönetimleri gereğini yapmazsa eylem ve etkinliklerimiz çoğalarak devam edecektir. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da sürecin takipçisi olacağız. İnsanca çalışma koşulları ve insanca yemek sağlanana kadar mücadelemizi büyüterek sürdürmeye devam edeceğiz.”