Mersin Şubemizin de içinde yer aldığı Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, Özgür Çocuk Parkında eylem yaparak, “İntihar değil göz göre göre cinayet, krizin bedelini patronlar ödesin” açıklamasında bulundu. Öte yandan Emek ve Demokrasi Platformu, Büro Emekçileri Sendikası Mersin Şubesi’nin “Ek zam istiyoruz, yoksullaşmaya hayır” adı altında yaptığı açılmaya da katılarak destek verdi.
Platform adına ortak açıklamayı yapan Mersin Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen, şöyle konuştu: “Geçtiğimiz hafta içerisine ülkemizde iki toplu intihar gerçekleşti, önce İstanbul’da, ailede tek çalışan kişinin maaşına haciz gelmesi sonrası dört kişilik bir aile siyanür ile intihar etti, hemen ardından da Antalya’da yine 4 kişilik bir aile işsizlik ve borçların altından kalkamadığı için yine siyanürle intihar ettiler. Her ne kadar Saray camiası ülkenin ekonomisi ile ilgili hiç kimsenin inanmadığı hikayeler anlatıp halkı kandırmaya çalışsa da küçülen ekonomi, tarihi zirvelerine yükselmiş olan işsiz sayısı, yüksek seyreden enflasyon, bankacılık sisteminde yaşanan ödenemeyen krediler sorunu, iflaslar, konkordatolar ve özellikle de emeği ile çalışanların maaşlarına gelen hacizler ülkenin ekonomik açıdan ne durumda olduğunun çok somut göstergeleri. Bu gerçekler ışığında yaşanan toplu intiharlara sadece basit bir intihar girişimi olarak bakmaktansa iktidarın bilerek ve isteyerek işlediği cinayetler olarak bakmak gerektiğini düşünüyoruz. Zira ülkenin bu durumda olması yıllardır uygulanan ekonomik politikaların, sosyal politikaların ve özellikle de siyasal tercihlerin sonucudur. İktidarın emeği ve emekçiyi yok sayan, emekten yana politikaları önerenlere daima “terörist” muamelesi yapan, sadece sermayeden yana politikaları ile emeği görmezlikten gelmesi kabul edilemez. Savaştan yana politikaları ile de bir yandan kötü giden ekonomiyi “Vatan Millet Sakarya” edebiyatı ile örtmeye çalışan, diğer yandan da savaş politikaları ile zaten kötü olan ekonomiyi daha da kötüleştiren uygulamalardan da yine Saraydan ülkeyi yönetenler sorumludur. Hükümetin “kriz yok” demesi de “yaşanan ekonomik sıkıntılar psikolojiktir” demesi de “ekonomi uçuşa geçti” demesi de artık halkımızı ikna etmiyor. Vatandaş açıklanan resmi enflasyon olan yüzde 8.5’dan ziyade doğalgaza gelen yüzde 50, tüm gıdalara gelen yüzde 30 zammı iliklerine kadar hissediyor. Bu ülkede üretilen her şeyi, işçiler, emekçiler, kadınlar ve gençler olarak bizler üretmemize rağmen, ürettiğimiz toplam değerin hakça paylaşılmasını istediğimizde “terörist” olarak nitelendirilmemiz kabul edilemez. Zira devletin topladığı vergilerin dörtte üçünü emeği ile geçinen bizler ödüyoruz. Kar ve faiz gelirlerini, serveti vergilendirmek yerine dolaylı vergilerle halkın belini büken iktidar şunu çok iyi bilmelidir ki; böylesi ekonomik politikaların sonucu toplu intihar eden ailelerin ölümlerinden birinci derecede sorumludur. Bizler, Emek ve Demokrasi Platformu olarak AKP hükümetinin bu ekonomik uygulamalardan bir an önce vazgeçmesi, bugüne değin emekçiler ve tüm ezilenlerin aleyhine alınan ekonomik kararların acilen ortadan kaldırılarak ekonomik tercihlerini sermayeden yana değil, halktan, emekçilerden ve ezilenlerden yana yapması için bir kez daha uyarıyoruz. Aksi taktirde bu halk, 31 Mart ve 23 Haziran’da iktidara verdiği dersi bir kez daha verecek güce ve kararlılığa sahiptir.”