Sağlık çalışanlarının KHK’ler ve güvenlik soruşturmaları nedeniyle uğradıkları hak ihlallerine yönelik olarak Türk Tabipleri Birliği (TTB) ile birlikte basın toplantısı düzenledik.
Eş Genel Başkanımız Gönül Erden, TTB Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman, TTB Asistan ve Genç Uzman Hekimler Kolu Yürütme Kurulu Üyesi Haydar Can Dokuyan’ın katıldığı basın toplantısına Ankara Tabip Odası Başkanı Vedat Bulut, HDP’li vekiller Semra Güzel ve Necdet İpekyüz ile CHP’li vekil Servet Ünsal da katılarak destek verdiler.
Ortak açıklamayı yapan TTB Asistan ve Genç Uzman Hekimler Kolu Yürütme Kurulu Üyesi Haydar Can Dokuyan, şöyle konuştu: “İşinden, ekmeğinden ve eğitiminden uzaklaştırdığınız, işe başlamasını engellediğiniz hekimler, hemşireler, ebeler, sağlık memurları, laborantlar, teknisyenler, sağlık çalışanları olarak soruyoruz: Haklarında hiçbir adli işlem yapılmadan “KHK ve güvenlik soruşturması” gerekçesiyle mağdur edilen biz sağlık çalışanlarının ne yapmasını bekliyorsunuz? Kaderimize razı olmamızı, haksızlığa, hukuksuzluğa, işsizliğe, eğitim hakkımızın, uzmanlaşma hatta sertifika alma haklarımızın yok edilmesine sessiz kalmamızı, cellatlarımıza boyun eğmemizi mi istiyorsunuz? Öyleyse yine yanılacaksınız! Bizler idealleri, hedefleri, hayata ve ülkeye dair umutları olan sağlık emekçileriyiz. Kimimiz hekimliğin mecburi hizmetine başlamış, kimimiz bin bir zorlukla TUS sınavını kazanarak ihtisas eğitimine başlamış ya da KPSS’de yüksek puan alarak on binlerce kişi arasından ebe ya da acil tıp teknisyeni olarak ataması yapılmış sağlık çalışanlarıyız. Yirmi birinci yüzyılın Türkiye’sinde tıp fakültesini ya da hemşirelik fakültesini bitirmişiz. Belki tıbbi teknisyen, laborant mezun eden yüksekokuldan yeni mezun olmuşuz. Hatta onlarca yıllık devlet memuru sağlık emekçileri, emekliliği yaklaşan hekimler, hemşireler var aramızda. Bizlerin çok dışındaki bir dünyada muktedirlerin kapışması, 15 Temmuz 2016’da ordu dâhil devlet bürokrasisinin her kademesinde etkin konuma getirilen “Cemaat” üyelerinin onları o konumlara taşıyan iktidara karşı gerçekleştirdiği kanlı bir darbe girişimine dönüştü. Darbeyi bastırma ve darbecilere karşı önlem alma gerekçe gösterilerek çıkarılan olağanüstü hal “Başkanlık rejiminin” zaten antidemokratik olan yapısı ile bütünleşerek hukuksuz ve denetlenemez uygulamaların önünü açtı. Darbe başarılı olsa ülkedeki birçok kurum ve kişi ile birlikte darbecilerin hedefi olacağı açık olan insanlar ve kurumlar olarak bizlerin, darbe başarısız olunca da hedef haline getirilmesi, Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES)’e de davalar açılması nasıl açıklanabilir? Üzerinden üç yıl geçmesine rağmen hala kimler tarafından, hangi kriterlerle oluşturulduğu anlaşılamayan OHAL KHK’lerinin ve “kurum kanaati” gibi soyut ya da ailede sendikalı bir bireyin varlığının, öğrenciyken katılınmış bir basın açıklamasının, sosyal etkinliğin bile kaydedildiği hukuksuz “istihbarat fişlerinin” hayatlarımızı karartmasını kabullenmiyoruz. Suçu tanımlamayan, kimin ne ile suçlandığını belirtme ihtiyacı duymayan KHK’ler, bir adli süreç sonucuna dayanmadığı gibi sonrasında da sonuç alıcı, yanlışı giderici anlamlı bir hukuksal süreç içermiyor. “OHAL Komisyonları” insanlarla alay edilen birer oyalama ve AHİM sürecinin önünde engel olmanın ötesinde hiçbir anlam ifade etmiyor. Demokrasinin “D” harfine sahip ülkelerde bile uygulanması mümkün olmayan, ne mahkeme kararı ne de bir başka denetlenebilir mekanizmaya dayanmayan “güvenlik soruşturması” uygulamasının, ülke güvenliği ile bağı koparılmış kamuya partizanca kadro almanın, çıkarmanın ya da iktidar partisinden yana olmayanların kamu çalışanı olmasını engellemenin sihirli formülü haline getirilmiş durumda. Hukuksal hiçbir gerekçe, kanıt, tutarlılık içermeyen bu keyfi uygulamalar ile mesleğinden “ihraç” edilen ya da “güvenlik soruşturması” bahane edilerek mesleğe başlatılmayan sağlık emekçileri olarak buradan ilan ediyoruz. Bu hukuksuzluğu kabullenmeyecek, bu haksızlığa sessiz kalmayacağız. Haksızlığı her kabulleniş daha büyüğünü doğurur. Bunu çok iyi biliyoruz. TTB ve SES olarak her türlü haksız ve hukuksuzluğa karşı olduğumuz gibi, bize yönelen bu haksızlıklara karşı da onurlu duruşumuzu ve mücadelemizi sürdüreceğiz. KHK’ler gidecek, haksızlık, hukuksuzluk ve zulüm bitecek, biz kalacağız.”
TTB Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman ve milletvekillerinin de söz aldığı basın toplantısında hukuksuz uygulamaların 15 Temmuz’la birlikte derinleştiğine vurgu yapan Eş Genel Başkanımız Gönül Erden, iktidar yanlılarının kendilerine biat etmeyenleri, kendileri gibi düşünmeyenleri güvenlik soruşturmalarında elediklerini ifade etti. Erden, “Bugüne kadar kararlılıkla yürüttüğümüz mücadeleye devam edeceğiz” diye konuştu.