Adana Şubemiz, Yüreğir Devlet Hastanesi ve Dr. Ekrem Tok Hastanesi’nde yaşanan performans ücretleri sorunuyla ilgili basın toplantısı düzenledi.
Açıklamayı yapan Adana Şube Eş Başkanımız Muzaffer Yüksel, şöyle konuştu: “Hekim odaklı performans sistemi adaletsiz, eşitsiz, ekip hizmetini yok eden, iş barışını bozan bir sistemdir. Çalışırken performans olacak, takat sınırına kadar çalışacaksın, ödemelere gelince hekim çalışması puanlandırılacak. Performans ödemeleri her ay o ilgili ay için yapılır, güvenceli bir ücretlendirme değildir, zaman zaman çok cüzii miktarda ödemeler yapılır, telafisi yoktur. Performans sistemi tüm itirazlarımıza karşı uygulanmakta. Kendi içinde çelişkiler gittikçe derinleşmekte, iş yerleri arasında, aynı iş yerinde servisler, bölümler arasında farklılıklar var, meslekler arasında farklılıklar var. Ödenecek ücretler idarecinin dudaklarının arasında, puanı yüksek yerlere yandaş, idareye biat eden yandaşlar yerleştiriliyor. Dolayısıyla ekip hizmeti, iş barışı bozuluyor, iş verimi düşüyor, bunu artık yetkililer de kabul ediyor. Adana’da kamu sağlık kurumlarında ödemeler eşit değil, adaletli değil hem de performans çalışmaya uygun değil. Yetkililer bu konu ile ilgilenmiyor. İki aydır (Haziran ve Temmuz 2019) Adana’da ki iki büyük kamu hastanesi Yüreğir Devlet Hastanesi ve Dr. Ekrem Tok Hastanesi’nde kamu emekçileri performans ücretlerinden yeterli faydalanmamakta, sorunun çözümüne de gidilmemektedir. Söz konusu hastanelerde hekim dışı sağlık emekçisinin bir kısmı performans ücretinden hiç faydalanmıyorken, bir kısmı da 10,00-100,00 TL gibi cüzii aylık ücret alıyor. Yüreğir Devlet Hastanesi’nde işçiler hariç 700 civarında kamu emekçisi çalışmakta, aylık 2.400.000.00 TL döner sermaye dağıtılmakta, neden hekim dışı personele para kalmıyor. Şehir Hastanesinin açılması ile Yüreğir Devlet Hastanesi’nde çocuk plastik cerrahi, fizik tedavi, kardiyoloji gibi servisler kaldırıldı. Şöyle bir soru akla geliyor, bu hastane çalışmıyor, personel huzursuz, performans ücret alamıyor diyerek acaba kapatılmak mı isteniyor. Dr. Ekrem Tok Hastanesi’nde de durum aynı. 500 yataklı bir bölge hastanesi işçiler hariç 371 kamu emekçisi çalışıyor, aylık ödenen döner sermaye tutarı 1.000.000.00 TL. civarında. Bu hastanede de hekim dışı sağlık ve sosyal hizmet emekçisi performans ücreti alamamaktadır. Üstelik bu hastane çalışanlarına öncelikli performans ödenmeli, bu hastanede ne düşünülüyor, bölge hastanesinden kent hastanesine mi düşürülmek isteniyor. Görülüyor ki çalışan kamu emekçisi hasta yatak sayısından az, diğer işlerde var herhalde. Bu insanlara kimse performansınız düşük diyemez. Adana Sağlı Müdürlüğü’nde çalışan 3200 emekçi yıllardır hiç faydalanmaz. 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren döner sermaye işletmeleri Maliyeden alınarak Sağlık Bakanlığı’nın İl Sağlık Müdürlüğü denetim ve kontrolüne verilmiştir. Sağlık Müdürlüğü mağdur olan, geliri düşen kamu hastanelerinin giderlerini pekala diğer geliri olan hastanelerin döner sermaye gelirlerinden telafi edebilir. Buna benzer bir ödemeyi Adana promosyon ödemesinde asgari ücretle çalışan sağlıktaki kamu emekçilerine yaptılar. 3600 ek gösterge döner sermaye ödemelerini de etkilemektedir. Bu yasa en kısa zamanda çıkarılmalı, yalnız hemşireler değil tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine ayrımsız en düşük 3600 olmak üzere kademeli olarak meslek durumuna göre arttırılmalıdır. Bunu hazırlarken eşitsizliğe, adaletsizliğe meydan vermemek için ilgili meslek örgütlerinin ve ilgili iş kolu sendikalarının önerileri alınmalıdır. Başka bir sorun da sağlık işletmelerinin hastanelerin döner sermaye gelirlerinden sosyal hizmetler kurumu SGK’nın hizmet alımıdır, şimdi global bütçeye geçilmiş Sağlık Bakanlığı’na ayrılan global bütçe 47 milyar TL civarındadır. Yıllık tüm tedavi ve ilaç giderleri buradan harcanacaktır. Ayrıca şehir hastaneleri kiraları, şehir hastanesi destek sınıfı giderleri vs. buradan ödenecek, geri kalan gelirden sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine döner sermaye ek ödemesi yapılacaktır Yeni bir döner sermaye yönetmeliği hazırlığı içindeler, Bakanlıkta bu yönetmeliklerden memnun değil. Yanlışları, adaletsizlikleri görüyorlar yine ilgili iş kolu sendikalarından, ilgili meslek örgütlerinden saklayarak hazırlıyorlar. Çözüm olarak performans sistemi kaldırılmalı, tüm ek ödemeler, yan ücretler maaşa ve emekliliğe yansıtılmalı, tüm ücretler genel bütçeden yapılmalıdır. En az yoksulluk sınırı altında olmayan (bu gün için 6.750.00 TL) enflasyona ezdirilmeyen, asgari ücret kadar kısmından gelir vergisi alınmayan, asgari ücretin üstündeki kısımdan da %15’lik bir gelir vergisi alınsın. İnsanca yaşayacak ücret istiyoruz. Döner sermaye ek ödemenizi performans ücretinizi istediğiniz yerde siz harcayın, sizin olsun. Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri insanca yaşayabilecek bir ücret istemekte. Enflasyon artmış %25’lerde, gıda, elektrik, doğalgaz, ulaşım, kira giderleri vs. %60’lara yükselmiş, döviz karşısında Türk Lirası değer kaybetmiş, satın alma gücü düşmüştür. Yoksulluk sınırı 6500’TL’yi geçmiş. Bu ücret sistemi sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin kayıplarını arttırmaktadır. Nefes alabilmek için ümidini döner sermaye ücretlerine bağlamış, maaş günü geldiğinde çok cüzii düşük ödemelerle karşılaşınca hayal kırıklığına uğruyor ve borçlanmaya gidiyor. Şimdi soruyoruz ne yapmamız gerekiyor, yeterli performans göstermiyor muyuz, tam tersine kadro eksikliklerine rağmen fazlası ile çalışıyoruz, hakkımız olan karşılığı alamıyoruz. Greve mi gidelim? Bu arada yandaşlık ve torpil araya girerek tayinler başlıyor. Neresinden baksan eşitsizlik, adaletsizlik, liyakatsızlık önümüze çıkıyor. En kısa zamanda performans sisteminden vazgeçilmeli, tüm ödemelerin genel bütçeden ödendiği, emeklilikten sayıldığı adaletli, eşitlikçi bir sistem olmalıdır. İnsanca yaşayacak bir ücret almalıyız. 1 Ağustos 2019’da 2020-2021 toplu sözleşme görüşmeleri başlıyor. Dileriz bu sorun TİS masasında çözülür. SES olarak, sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak bu adaletsiz, eşitliksiz performans çalışmanın takipçisi olacağız.