İş yerlerinde takacağımız kokart ve basın açıklamamız aşağıda yer almaktadır:
Çocuk istismarına zemin sunan politikaları teşhir etmek ve tepkimizi ifade etmek amacıyla 29-30 Nisan 2019 Pazartesi ve Salı günleri iş yerlerinde kokart takma eylemi gerçekleştiriyoruz!
Buradan indirilerek bastırılabilecektir:
Çocukların Sesine Ses Verelim, İstismarı Önleyelim! Ensarların Karanlığına Bırakmayacağımız Bir Gelecek Var!
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın olduğu gün İstanbul Küçükçekmece’de 5 yaşındaki bir kız çocuğu cinsel istismara uğradı. Acımız da, öfkemiz de, isyanımız da sonsuz! Ensar Vakfı’nda yaşanan istismarı aklayanlar, Ensar’ı koruyanlar, failleri serbest bırakanlar, istismarcıları aklayan yasa hazırlığı yapanlar, istismarcılara iyi hal indirimi uygulayanlar, toplumsal cinsiyet eşitliğini ‘sapkınlık’ ilan edenler, karma eğitimi kaldıranlar yaşadığımız bu karanlığın sorumlularıdır.
Yalnızca 2019 Mart ayı içerisinde; Osmaniye’ de 11 kişi, 14 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulundu. İzmir’de 15 yaşındaki F.A. babası M.A. tarafından 2014 ve 2015 yıllarında cinsel istismara uğradı, 2018 yılında polise giden F.A. şikâyette bulundu, mahkeme heyeti M.A.’nın tutuksuz yargılanmasına karar verdi. Erzurum’da 15 yaşındaki N.N. cinsel şiddete uğradı. Fail M.İ.’ye verilen 67 yıl 6 ay hapis cezası, yasa gereği 30 yıla düşürüldü. Kırklareli’nde 11 yaşındaki Z.E. 13 suçtan kaydı bulunan teyzesinin oğlu K.S. tarafından metruk bir evde ölü bulundu. Giresun’da 11 yaşındaki Rabia Naz Vatan evinin önünde ölü bulunmuştu. Tüm kanıtlar incelenmeden Rabia Naz’ın ölümüne intihar denilerek üstü kapatıldı. Olayın araba çarpması sonucu gerçekleşmediğini iddia eden baba Şaban Vatan 2 kez gözaltına alındı. Kadriye Moroğlu Anadolu Lisesi’nde öğrencilerine yönelik cinsel istismar iddiasıyla mahkemesi devam eden öğretmenin soruşturması cezasızlıkla sonuçlandırıldı, öğrencilere ise okuldan uzaklaştırma cezası verildi.
Devletin Görevi Koruyucu ve Önleyici Hizmetleri Kurumsallaştırmaktır
Toplumsal dönüşümün temel sorumlusu olan iktidar, devletin çocukların istismara uğradığı şartları ortadan kaldırma ve koruyucu-önleyici hizmetleri kurumsallaştırma görevine uygun hareket etmek bir yana, istismarı suç ve ceza eksenine sıkıştırmakta, hadım gibi insan haklarına aykırı ve dini referanslı çözümler önermekte, toplumsal öfkeyi gerçek sebeplerden ve sorumlulardan uzaklaştırıp soğurmaya çalışmaktadır.
Anayasa’nın 41/2 maddesi ve Türkiye’nin imzaladığı uluslararası çocuk hakları sözleşmeleri uyarınca, devletin öncelikli görevi, çocukların cinsel istismara maruz kaldığı şartları ortadan kaldırmak, koruyucu ve önleyici hizmetleri kurumsallaştırmaktır.
Çocuğa yönelik cinsel istismar, bireysel bir sapkınlık ya da hastalık değildir; toplumdaki erkek egemen kavrayış ve uygulamaların sebep olduğu ve meşrulaştırdığı bir şiddet suçudur. Kadın ve çocuk düşmanı söylemler ve haklarına saldırılar sona ermelidir. Her yaşta ve her alanda toplumsal cinsiyet eğitimi yaygınlaştırılmalı, eğitim müfredatında zorunlu ders olarak yer almalıdır.
Yasa gereği 18 yaşın altındaki her birey çocuktur. Tüm yasalar buna göre düzenlenmelidir. 16 yaşında hâkim izni ile 17 yaşında veli onayı ile evlenmeye izin veren medeni kanun düzenlemesi kaldırılmalıdır.
Çocuklar için etkili, kolay ulaşılabilir, güvenilir ve hak temelli başvuru mekanizmaları oluşturulmalı, çocuklar güçlendirilmelidir. Çocukların örgün eğitime katılım oranları yükseltilmeli, çocukların özellikle kız çocuklarının eğitim dışında kalmasına sebep olan 4+4+4 gibi uygulamalara son verilmelidir. Bilimsel, laik ve kamusal eğitime aykırı uygulamalar son bulmalıdır. Eğitimi cemaat ve tarikatlara devreden protokoller iptal edilmelidir.
Çocukların en temel hakkı olan barınma hizmeti kamusal hale getirilmeli ve çocukların toplu yaşadığı bu kurumlar uzman kişilerce denetlenmelidir. Cemaat ve tarikat yurtları kapatılmalıdır.
Çocuklara “ayıp-günah” tabuları altında kalmadan beden algısına dair eğitim yaş gruplarına uygun şekilde uzmanlarca verilmelidir. Toplumda da cinselliğin bir tabu olarak algılanmasının önüne geçilmelidir.
Özellikle sağlık çalışanları ve eğitimciler başta olmak üzere kamuda çocuklarla çalışan tüm bireylere cinsel istismarı önleme ve tanıma sorumluluğu üzerine eğitimler verilmelidir. İstismarı gerekli kurumlara bildirme yükümlülüğünün tüm toplumca benimsenmesi sağlanmalıdır.
Devlet, Suçtan Zarar Görenlerin Yanında Olmalıdır!
Devlet, varsa mevcut mağduriyetleri, hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalarak sosyal devlet politikaları ile telafi etmelidir. Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi’nin 14. maddesi gereği, devlet, mağdurların kısa ve uzun vadede fiziksel ve psiko-sosyal iyileşmelerine yardımcı olmak üzere gerekli yasal veya diğer tedbirleri almalıdır. Failleri cezasız bırakmak yerine etkin bir soruşturma, kovuşturma yapmalı ve suçtan zarar görenin yanında olmalıdır. Cinsel istismarın hiçbir gerekçe ile cezasız kalmaması sağlanmalı, etkili yargılama yapılmalıdır. İstismar suçunda, gerekli önlemleri almayanlar, istismarı gizleyenler, istismara zemin açanlar, istismarcıyı koruyanlar, çocuğu güçsüzleştirenler de faildir. Tüm faillerle ilgili yaptırımlar gerçekleştirilmeli, adalet sağlanmalıdır.
Çocuklarımıza Yönelen Şiddete Karşı Susmuyor, Mücadeleyi Yükseltiyoruz!
Çocuklara yönelik cinsel istismar haberleri günden güne artarken bir yandan da buna karşı toplumsal mücadelede yükseliyor. Dayanışmayı büyütüyoruz, faillerin gerekli cezaları alması için, gerçek adalet için mücadele ediyoruz. Çocuklara ve ergenlere yönelik her yerden gelen bu aleni şiddete karşı susmuyoruz. Yetkililere “araştırın”, “müdahale edin”, “önlem alın”, “çocukları ve haklarını koruyun!”, “işinizi yapın”, çocukları korumak için “harekete geçin” diye haykırıyoruz.
Sadece istismarcılara karşı değil; istismara neden olan koşullara, istismarı meşrulaştıranlara, istismarcıları koruyanlara karşı da mücadeleyi yükseltiyoruz.
Çocuklarımızın Geleceğini Ensarların Karanlığına Bırakmayacağız!