İstanbul Şişli Şubemiz ile İstanbul Tabip Odası, Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde döner sermaye ödemelerine ilişkin basın açıklaması yaptı.
Eylemde açılış konuşmasını yapan İşyeri Temsilcimiz Handan Mısıroğlu Arık, döner sermayelerin adaletsiz dağılımına dikkat çekerek, işyerinde yaşanan sorunlara değindi.
Ortak açıklamayı yapan Şişli Şube Eş Başkanımız Ferdane Çakır Doğan ise şöyle konuştu: Bugün burada bir araya gelme sebebimiz maalesef yine biz sağlık çalışanlarını bizzat ilgilendiren aynı zamanda üzen ve çalışma barışımızı, iş motivasyonumuzu bozan uygulamaları basın ile paylaşmaktır. Hastanemiz Haziran ayında açılarak hizmet vermeye başladı, bizler eski hastanemizde kaldığımız yerden devam ettiğimiz için büyük bir coşkuyla burada çalışmaya başladık, lakin o günden bu güne özellikle döner sermaye başta olmak üzere yaşadığımız sorunlarımız maalesef ki çözüme kavuşmadı. Neydi bu sorunlarımız; yaşamımızın her alanında oldukça yoğun hissettiğimiz ekonomik kriz karşısında bizler iki kat daha fazla eziliyoruz, çünkü her toplu görüşmede bize ek zam verilmemesine gerekçe olarak hiçbir zaman tam almadığımız döner sermaye sabit ve performans ücretleri gösteriliyor. Biz hastane çalışanları olarak taşındığımız günden bugüne, döner sermaye performans ücretlerini ya hiç almadık, ya da 8-20-70 TL gibi çok komik rakamlar aldık. Eğer özellikli birimde çalışmıyorsanız, idarenin inisiyatifiyle o komisyon, bu ihale, şu eğitimde görevlendirilmediyseniz ve yine yüzde 20’lik dilime girmediyseniz o ay döner sermaye almayacaksınız demektir. Aynı birimde aynı işi yapan eş kıdemli iki kişiden birisi 800 TL alırken diğerinin hiç almamasını nasıl izah edebiliriz. İdareye yaptığımız her başvurunun karşılığında, yönetmelik öyle, taşınma masrafı, yeni malzeme alımı gibi mazeretler sunulması bizim mağduriyetimizi gidermediği gibi 3-5 kuruşun hesabını yapmakla suçlanıp psikolojik olarak yıpranıyoruz. Bir polikliniğin 10 dakika geç açılması nedeniyle hemen orada görevli doktordan savunma isteyen idaremizin, gündüz vakti hastanemiz GOP ve Mevlana Yerleşkelerinde depo önüne çekilen araçlarla yüzlerce temizlik ve onlarca medikal malzemelerimizin çalınması olayını da aynı titizlikle aydınlatmasını ve bu yüz kızartıcı suçu işleyenlere ve buna göz yumanlara en kısa sürede gerekli yaptırımları uygulamasını istiyoruz. Çünkü olayın üzerinden 1 ay gibi bir süre geçmesine rağmen hırsızlık olayının yaşandığı depodan sorumlu kişiler değil cezalandırmak, ödül verilir gibi daha iyi birimlerde görevlendirildiler. Hastanemiz birbirinden oldukça uzak 3 ayrı yerleşkeden oluştuğu için özellikle uzman doktorlarımız bu 3 hastane arasında sıkışmış durumdalar, öyle ki bugün Taksim’de poliklinikte, yarın GOP ta ameliyat yapıp ertesi gün Mevlana’da nöbete kalıyorlar. Bu uygulamayla sürekliliği olan sağlık hizmetlerinin olmazsa olmazı nitelik ve memnuniyet azaltılıp hem hasta hem doktor için oldukça olumsuz bir geri dönüş olmaktadır. Yine özellikle radyoloji teknisyenlerinin bu 3 hastane arasındaki dağılımında kişilerin rızası göz önünde bulundurulmayıp, bir hastanede yığılma varken diğer hastanede eksiklik yaşanmaktadır. Hastanemiz içerisinde yapılan birim sorumluluğu ve değişikliği görevlendirilmelerinde liyakat, eğitim, kıdem yılı gözetilmekten çok, en önemli kriter olarak kişinin üyesi olduğu sendika, siyasi görüş ve iktidar ile kurduğu yakın ilişkisi gözetiliyor. Yani bu iş yerinde Sağlık-Sen e üyeysen bütün kapılar sonuna kadar açılır ve kariyer basamaklarını hızla tırmanırsın ama eğer değilsen her an yerin değişebilir, en olası bir talebin dahi sorun olarak algılanıp karşılık bulmaz. Ve bütün bu paylaştığımız sorunlar, biz sağlık çalışanları arasında moral ve motivasyon kaybına neden olarak iş barışımızı bozup, güven duygumuzu zedelemektedir. Bizler; bu sorunların çözülerek çalışanlar arasındaki bu haksız rekabetin ve ayrımcılığın giderilmesini istiyoruz. Şu taleplerimizin karşılanmasını talep ediyoruz: Taksim yerleşkesine 0-6 yaş gurubu çocuk kreşinin ivedilikle açılması, döner sermaye dağılımındaki adaletsizliğin biran önce giderilerek zamanında ve eşitlikle bir dağılımın yapılması, mahsuplaşma adı altında her yıl sonunda yatırılması gereken ama yine maalesef bize hiç ödenmeyen ücretlerin ( 2012 yılından bu güne) yasal faiziyle birlikte her çalışana hakedişi tutarında yatırılması, yöneticilerimizin görevlendirmeler yaparken, biz çalışanlar arasında sendika ve siyasi ayrım yapmadan, muhalif gördüklerine öteki muamelesi yapmaması.”