İstanbul Şubelerimiz, İstanbul Tabip Odası, İHD İstanbul Şubesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’ndan oluşan Açlık Grevleri İzleme Heyeti’nin düzenlediği “Açlık grevleri ve Türkiye” başlıklı sempozyum Taksim Hill Otel’de gerçekleştirildi.

Eş Genel Başkanımız Gönül Erden ve Merkez Yönetim Kurulu Üyemiz Fikret Çalağan’ın da katıldığı sempozyuma çok sayıda demokratik kitle örgütü temsilcisi katılım sağladı.

Katılımın yoğun olduğu sempozyumun birinci oturumunda moderatörlüğünü Dr. Osman Öztürk’ün yaptığı “Açlık grevlerinde tıp etiği ve sağlıkçı yaklaşımı” konusunda Dr. Ümit Biçer, Dr. Zeki Gül ve Dr. Hakan Gürvit sunum gerçekleştirdi.

“Neden açlık grevlerini izlemek zorundayız” sorusunu değerlendiren Zeki Gül, şöyle konuştu: “Cezaevinde bulunan sağlıkçıların mesleki özerkliğini sağlamak, açlık grevinde bulunanların hafızası için ve en nihayetinde tıbbi dökümantasyon için gereklidir. Açlık grevcisi hasta değildir. Bundan dolayı sürecin tıbbileşmesi sorunludur. Yönetim erki sağlığı bir ödev olarak görüyor ve ödevini yerine getirmeyenleri ise cezalandırmayı düşünüyor. Ancak sağlık bir haktır. Bu hakkın ulaşımı/kullanımı için kurumların hazırlıklı olması önemlidir. Açlık grevlerinin görünmeyen hali ile ilgili sonuçları var. Açlık grevindekilerin dışarıda bulunan yakınları için de yıkıcıdır.”

Hakan Gürvit ise açlık grevleri ve sonrasında yaşanan Wernicke Korsakoff’a ilişkin kapsamlı açıklamalarda bulunurken, Açlık grevlerinde B kompleks vitamin kullanılması önemlidir. En önemlisi ise açlık grevi sonlandırılınca yanlış müdahaleler onarılmayacak sonuçların doğmasına neden olur” diye konuştu.

Ümit Biçer de koruyucu hekimlik çerçevesinde ele alındığında açlık grevlerinin nedenleri ve nasıl çözülmesi gerektiği konusunda sağlıkçıların konuşması gerektiğine vurgu yaparak, “Neden açlık grevi yapılıyor, çünkü totaliter bir rejim var, faşizm var. Yaşam hakkını savunmak dar anlamda yaşam/ölüm olarak ele alınamaz. Açlık grevini onaylamak veya onaylamamak önemli değil. Önemli olan anlamak, empati kurmak. Biz sağlıkçılar insan hakları hareketinden çok şey öğrendik ve onun bir parçası olduk, onunla ilişkiliyiz. Bu süreçlere bu çerçevede bakmak çok önemlidir. Müzakerelerin başlamasını sağlamak açlık grevlerinin sonlanması açısından önemlidir. Bu süreçte bağımsız hekim heyetlerince sürecin takip edilmesi sonuçlandırma süreçleri için de kıymetlidir. İnsan olarak yok sayılma olan tecrit ve izolasyon kaldırılmadır” dedi.

Osman Öztürk, “Hekimin görevi sadece tedavi etmek değildir. Kişiyle empati kurmak ve onu anlamaktır” diyerek oturumu tamamladı.

“Avukat Gülseren Yoleri’nin moderatörlüğünü yaptığı ikinci oturumda ise CHP Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, Akın Birdal, Av. Rengin Ergül, Av. Ercan Kanar ve İHD Eş Başkanı Av. Öztürk Türkdoğan “Açlık grevlerinde hukuk, insan hakları ve tarihsel deneyimler” konusunda konuşma yaptılar.

Bu oturumda açlık grevlerinin insan hakları boyutu ele alınırken, yaşanan sürecin cezaevlerinde yaşanan tecrit ve izolasyonun ısrarla sürdürülmesinden kaynaklı olduğuna dikkat çekildi. Tecritin uluslararası ve ulusal hukukta karşılığı olmamasına rağmen uygulanmasının bir Anayasalsızlık hali olduğunun da altı çizildi.

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]