Kayıtdışı, güvencesiz, sendikasız, kölece çalışmayı esas alan sömürü düzeninin bedelini işçiler canları ile ödemeye devam ediyor. Türkiye’yi sermaye için ucuz işçi cenneti, emekçiler için ise işçi cehennemi haline dönüştüren politikalar her gün aramızdan yeni canlar alıyor.

Son olarak dün Ankara’nın mobilya üretim merkezi olarak bilinen Sitelerde bulunan dört katlı bir atölyede çıkan yangında 5 Suriyeli sığınmacı işçi hayatını kaybetmiştir.

Yangının çıkış sebebine ilişkin henüz kesin bir bilgi bulunmamaktadır, henüz resmi bir açıklama da yapılmamıştır. Ancak kesin olan bir şey vardır. Yangın merdivenin, yangın dolabının, kaçak akım rölesinin bulunmadığı 40 yıllık köhne bir binada sığınmacı işçilerin kayıt dışı çalıştırması ile beş işçinin yaşamına mal olan bir cinayete açık davetiye çıkarılmıştır.

Bu kez yaşanan iş cinayetinin kurbanı sığınmacı işçiler olmuştur. Çünkü sadece Sitelerde değil, İstanbul başta olmak üzere ülkemizin hemen her ilinde kayıt dışı, kuralsız, kölece çalıştırılan işçiler içersinde sığınmacı işçilerin sayısı gittikçe artmaya devam etmektedir.

Tırmanan bölgesel savaş ve çatışmalar yeni göçlerle birlikte yeni sömürü alanları oluşturmaktadır. Ne yazık ki Türkiye’de bu yeni sömürü alanlarından birisi olmuş,   bu nedenle ‘Avrupa’nın Çin’i’ olarak nitelenir hale gelmiştir. Savaş mağduru, çoğunlukla çocuk yaştaki sığınmacı işçiler yaşama tutunmak için köhnemiş binaların sefil katlarında kurulu olan, merdiven altı üretim’in yapıldığı atölyelerde olmadık eziyete, sömürüye katlanmaktadır.

Ülkemizde milyonlarca göçmen işçi bulunmaktadır. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi verilerine göre 2018 yılında Türkiye’de yaşanan iş cinayetlerinde 43’ü Suriyeli olmak üzere toplam 110 göçmen işçi hayatını kaybetmiştir.

Buna rağmen ötekileştirici, düşmanlaştırıcı söylem hakim hale getirilerek göçmen işçilerin yaşadığı sorunlar görmezden gelinmekte, iş cinayetlerine kurban gitmelerine gerekli tepki verilmemekte hatta göçmen işçilerin hayatını kaybetmesi iş cinayetinin hafifletici sebebi gibi sunulmaktadır.

Oysa milliyeti, dini, dili, rengi, cinsiyeti,  mezhebi ne olursa olsun dünyadaki tüm işçiler, emekçiler kardeştir.  İş cinayetlerine hayatını kaybedenlerin milliyeti, dili, dini, rengi, cinsiyeti, mezhebi ekseninde yaklaşmak her şeyden önce insani değerlere aykırıdır.

Dünyanın her yerinde işçileri, emekçileri milliyetçilik ve ırkçılık üzerinden kamplara bölmeye çalışanların temel hedefi sömürüyü artırmaktır.

Sömürüye karşı emekçilerin birliği, ırkçılığa ve şovenizme karşı halkların kardeşliği mücadelesini temel ilke edinen bir konfederasyon olarak yaşamını yitiren işçilerin ailelerine, yakınlarına başsağlığı ve sabır dilerken, İSİG Meclisinin talebini tekrarlayarak;

Türkiyeli işçilerle mülteci/göçmen işçileri karşı karşıya getiren ücret ve çalışma politikalarından vazgeçilmesini, bu noktada bölge ülkelerini savaşın içine sürükleyen politikalardan uzak durulmasını istiyoruz.

KESK Yürütme Kurulu

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]

×