Samsun Şubemiz, sağlık ve sosyal hizmet işkolunda çalışan tüm emekçilerin dâhil edildiği, geçmiş çalışma yıllarını kapsayan, fiili çalışma süresi şartını ortadan kaldıran talepleri için sendika binasında basın toplantısı düzenledi.

Şube adına ortak açıklamayı yapan Şube Başkanımız Özgür Ulu, krizden politikaları oluşturanlar ve sermaye sahipleri sorumlu iken, krizin faturasının emekçilere yıkılmak istendiğini söyledi.

Ulu, “Krizi gerekçe göstererek ekmeğimize el konulmak isteniyor, cebimizdeki üç kuruşa göz dikiliyor, haklarımız daha da budanmak isteniyor; krizi fırsat gören patronlar işçilerin mesai ücretlerine el koyuyor, işten çıkarmalar yaygınlaşıyor. “Aynı gemideyiz” denilerek emekçilerden fedakarlık bekleniyor. Ancak krizi biz yaratmadık, sorumlusu biz değiliz, hiç bir hakkımızdan da vazgeçmeyeceğiz. Tıpkı aylardır hakları için direnen Flormar işçileri gibi; tıpkı sendikalaşmaları engellenen ve 150 günden fazla süredir direnişlerine devam eden Cargill işçileri gibi ve tıpkı en insani, en temel hakları için mücadele eden havalimanı işçileri gibi… Ekmeğimizden, haklarımızdan ve mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. İşte bugün sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak önemli bir hakkımız için bir aradayız. Yaygın bilinen ismiyle yıpranma payı, diğer adıyla fiili hizmet süresi zammı biz sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin uzun zamandır gündeminde olan bir konu. Bizimki gibi ağır ve yıpratıcı işlerde çalışanların çalıştığı süreye ek emeklilik primi eklenmesi, erken emekliliğin sağlanması anlamına gelen bu hak, ilk olarak 1949 yılında, 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu hazırlanırken bazı meslek grupları için getirilmiş, daha sonra 2008 yılı Ekim ayı itibariyle yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 40. maddesiyle kapsam daraltılmış, süreler yeniden düzenlenmiş ve fiili hizmet süresi zammından yararlanma şartları da değiştirilmiştir. Sizlerin de bildiği gibi çalışma ortamımız fiziksel, kimyasal, biyolojik, psiko-sosyal ve ergonomik pek çok tehlike barındırmakta, sağlık ve sosyal hizmet emekçileri mesleklerinin barındırdığı riskler açısından tehlike altında bulunmaktadır. Enfekte materyalle temas, yaralanma, bulaşıcı hastalıklara maruz kalma, radyasyon, çeşitli gazlar, antiseptik malzemelere maruziyetin yanında, saatlerce ayakta durarak çalışma, hasta sedyesi taşıma gibi çeşitli faktörler, ayrıca uzun ve yoğun çalışma ve nöbetlerin sonucunda psikolojik olarak yıpranma, bütün bunlar yetmezmiş gibi giderek artan sayıda hasta-hasta yakını saldırısına maruz kalma bizlerin yapmakta olduğu işin maalesef birer parçası haline gelmiş durumdadır. Tüm bunların sonucunda sağlık ve sosyal hizmet emekçileri Hepatit, AIDS, KKKA gibi pek çok hastalık yönünden risk altındadır, ameliyathane çalışanlarının %83’ü kesici-delici alet yaralanması yaşamakta, bilimsel olarak da ilişkisi kanıtlandığı üzere gece nöbetlerinin, bozulmuş uyku ve yemek döngüsünün sonucunda diyabete yakalanma oranımız artmakta, kadınlarda meme kanseri sıklığı artmakta, ülser, kalp krizi, inme, depresyon hatta intiharlar ve ölüm bizlere nöbetlerin hediyesi olmaktadır. Bununla birlikte özellikle 112 ve acil servis çalışanlarında bel ağrısı normal kabul edilmektedir” diye konuştu.

Sağlık ve sosyal hizmet iş kolunun ağır ve tehlikeli iş kolu kapsamında olduğuna dikkat çeken Ulu, sözlerine şöyle devam etti: “O sebeple de yıpranma payımızı talep etmekteyiz. Ancak tüm bunlara rağmen, üstelik iş kolumuz ağır ve tehlikeli iş kapsamında sayılıyor olmakla birlikte bırakalım tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini kapsayacak ve hakkaniyetli bir fiili hizmet süresi zammının kanunlaştırılmasını, iktidarların şimdiye kadarki tavrı var olan kırıntıları bile tırpanlamak yönünde olmuştur. Sağlık Bakanlığına bağlı kurumun 2013 yılında yayınladığı bir genel yazı ile ağız ve diş sağlığı merkez ve hastanelerinde çalışan ve şua izni kullanan röntgen teknisyenlerinin fiili hizmet süresi zammından yararlanamayacakları düzenlenmiş, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın yani bizlerin Danıştay’a açtığı dava sonucu bu yazı iptal ettirilmiştir. Hal böyleyken siyasi iktidar tarafından her 14 Mart’ta fiili hizmet tazminatının verileceği vaad edilmiş, her seçim döneminde vaatler tekrarlanmış, gazetelerde-medyada müjde üstüne müjde yayınlanmış, ancak hiçbir şekilde somut adım atılmamıştır. 3 Ağustos tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan Askerlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de  sağlık alanıyla ilgili de Sağlık Turizmi başta olmak üzere pek çok madde bulunmaktadır. Bu maddelerden birisi de fiili hizmet süresi zammıyla ilgilidir. Torba kanunda yer alan maddeye göre insan sağlığıyla ilgili işlerde çalışanlara yıllık 60 gün olmak üzere yıpranma payı düzenlemesi yapılmıştır. Oysaki yapılan düzenleme sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin tamamını kapsamamaktadır; geçmiş çalışma yıllarını kapsamamaktadır, özelde çalışanları kapsamamaktadır, fiili çalışma şartına bağlanmıştır, yıllık izinlerimiz, hafta sonu tatillerimiz, dinlenme hakkımız gaspedilmektedir. Yani taleplerimiz karşılanmamıştır. Yıllardır sağlık emek ve meslek örgütlerinin gerekçelerini de sunarak, yapılan işin yıpratıcılığa göre düzenlenmiş fiili hizmet tazminatı kanun teklifi görmezden gelinmiş, “ben yaptım, oldu” denilerek sağlık ve sosyal hizmet emekçileri ve örgütlerinin dahil edilmediği şekilde düzenlemeye gitmek tercih edilmiştir. Yıllardır “taleplerimiz torbaya sığmaz” diyerek tam da bunu kastetmekte idik. Maalesef ki yanılmadık, taleplerimiz torbaya sığmadı. Bu yasanın bu haliyle yürürlüğe girmesini kabul etmiyoruz. Yapımı sürecinde bizlere fikrimizi sormadınız, ancak artık sesimizi duymak zorundasınız. Taleplerimiz: Sağlık ve sosyal hizmet işkolunda çalışan tüm emekçilerin dahil edildiği, geçmiş çalışma yıllarını kapsayan, fiili çalışma süresi şartını kaldıran yeni bir yasal düzenlemenin yapılmasıdır. Biz sağlık ve sosyal hizmet emekçileri geçmişten bugüne mücadelemizi sürdürdük, hakkımız olanı alana kadar da kararlılıkla mücadele etmeye devam edeceğiz.”

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]