Merkez Kadın Meclisi toplantımız 28 Ekim 2018 günü Ankara Akar Otel’de yapıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Genel Kadın Sekreterimiz Selma Atabey, kadınların birbirinden güç alarak mücadele ettiğini belirterek, “Koşullar ne kadar zor olsa da yaşamak, üretmek, özgürlük yürüyüşümüze olan inancımızı güçlendiriyor, başka bir hayatın mümkün olduğunu bizlere tekrar tekrar hatırlatıyor. Biz kadınlar, birbirimizden aldığımız dayanışma duyguları ile daha da güçleniyor, dayanışmanın inceliği içinde bu zor ve karanlık günleri hep beraber atlatmanın tek yolumuz olduğunu şiar ediniyoruz” dedi.

AKP ve MHP’nin kirli ittifakıyla değişen rejimin faşist, otoriter, tekçi, cinsiyetçi, emek, kadın ve halk düşmanı politikalarını günden güne artırarak devam ettiğini vurgulayan Atabey, şöyle konuştu: “Bütün kuşatma ve saldırılara rağmen tek adam rejimini kabul etmeyen milyonlarca insan bu kaotik ortamda umudu büyüterek sandıklarda tutumunu ortaya koydu. Yürütülen ırkçı, milliyetçi ve cinsiyetçi politikalarla, kutuplaştırılan, ayrıştırılan ve iktidarın yan yana gelmelerinden korktuğu ötekiler tabanda buluştu. AKP-MHP ortaklığı ile karşılaştığımız tüm faşist tutumlar karşısında dahi unutulmamalıdır ki, biz direnen kadınlar ve demokrasi güçleri yürüttüğümüz mücadelemizi mutlaka kazanacağız. AKP’nin tekçi, otoriter, dinci, gerici, cinsiyetçi ve militarist politikaları en çok kadınları vurmuştur. Kadınların kimliğine, bedenine ve emeğine dönük saldırılar her geçen gün artarak devam ediyor. İktidarın kadınlara yönelik cinsiyetçi söylemleri, güvencesiz ve esnek çalışma koşullarına mahkum eden politikaları, toplumsal yaşamdan uzaklaştıran eve aile içine hapseden uygulamaları, nasıl giyineceğinden, atacağı kahkahadan, kaç çocuk doğuracağına kadar kullandıkları dil ve söylemleri, kadına yönelik şiddeti, tacizi, tecavüzü ve katliamları sistematik bir şekilde arttırdığı son yıllardaki istatistiklerden görebiliyoruz. Kadınların uzun yıllar boyunca büyük mücadeleler ve bedellerle kazanmış oldukları haklara saldırarak kadın mücadelesini engellemeye çalışıyor ve muhafazakar yaşamı örneğin müftülük yasasını geçirerek kadınlara dayatmak istiyor. Çünkü iktidarın politikalarının karşısında en büyük güç kadın mücadelesidir. Kadınlar OHAL koşullarında 8 Mart ve 25 Kasım’da bütün muhaliflere kapatılan sokakların kanalını açmış ve iktidarın saldırılarını geri püskürtmüştür. AKP iktidarının toplumun geleceği olan çocuklara yaklaşımı kadınlara yaklaşımından çokta farklı değil maalesef. Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 2016 yılında 1260 çocuk hamileliği tespitinin yapılması ve müdahale edilmemesi bu zihniyetin sonucudur. Çocukları yaptığı gizli ve açık protokollerle, denetimsiz ve sınırsız bir şekilde derneklerin, vakıfların insafına terk eden iktidar istismarı, tacizi, tecavüzü, ölümleri önlemenin yolu olarak “çocuklara çığlık atmayı öğretin” diyerek işin içinden çıkamadığı gibi idam ve hadım tartışmalarıyla çözüm bulmaya çalışmıştır. İstismarın önlenmesi; istismarı meşrulaştıran her türlü uygulama ve söyleme son verilmesi, istismarın ortaya çıkmasına zemin hazırlayan tüm koşulların kaldırılması ve çocuk odaklı, hak temelli bütünlüklü bir çocuk koruma sisteminin acilen kurulması ile mümkündür. Başta sağlık alanı olmak üzere kamusal alanın bütününde uyguladıkları dönüşüm programı ile iş güvencesinden yoksun, esnek ve kuralsız çalışma esas çalıştırma biçimine dönüştürülerek. İşsiz ve yoksul olan kadınları kendi sisteminde ucuz iş gücü olarak tutmaya devam ediyor. Ülkenin içine sürüklendiği ekonomik krizin faturası biz kadınlara, yoksullara, emekçilere ödetilmek isteniyor. AKP’nin kamuda yapacaklarını duyurdukları 60 milyar tasarrufun 10 milyarı sosyal güvenlik alanından olacak olması nedeniyle de emekli, yaşlı, engelli aylıkları, ilaç-tedavi giderleri ve sosyal yardımlara da göz diktikleri alanlar olarak karşımıza çıkıyor. İktidarı boyunca her türlü zor aygıtını kullanarak toplumu teslim almaya çalışan AKP’nin sendika bahane edilerek işlerinden çıkartılan flormar kadın işçilerinin “direniş güzelleştirir” sloganıyla hala eylemlerine devam etmeleri kadınlara yeniden umut olmuştur. İnsanca çalışma ve yaşam hakkı isteyen 3. Havalimanı işçi direnişlerinin kararlılığı emekçilerin kolay kolay teslim olmayacağının göstergesidir. Ülkedeki rejim değişikliği ve tek adam diktatörlüğüne karşı biz kadınların hak ve eşitlik için, demokrasi için, barış ve özgürlük için mücadelemizi en geniş birliktelikle yürütmekten başka bir yol bulunmamaktadır. Seçim sürecinde yakalanan tabandaki demokrasi güçlerinin birlikteliği biz kadınların çabalarıyla daha da büyütülmelidir. İktidarın baskısına karşı ancak birleşik mücadele ile kazanılacağı bilinci ile hareket edilmesi eşit, özgür, demokratik, herkesin kendi rengi, dili, kimliği ile barış içinde bir arada yaşayacağı yeni yaşamı inşa edene kadar mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz.”

Atabey’in konuşmasının ardından katılımcıların siyasal ve sendikal süreç değerlendirmesi yaptığı toplantıda, önümüzdeki dönem planlaması da tartışıldı.

Toplantı kadın meclisleri komisyonu, dergi komisyonu ve Kadın Sağlık Kurultayı ön hazırlık komisyonunun oluşturulmasıyla sona erdi.

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]

×