2 Temmuz 1993’te yaşanan Sivas Katliamı’nın üzerinden tam 25 yıl geçti. 25 yıl önce Madımak Oteli’ne düşen ateş yüreklerimizi dağlamaya devam ediyor.
Aralarında aydınlarımızın, ozanlarımızın, gençlerimizin olduğu ülkenin aydınlık yüzü 33 canımızı aramızdan koparan katliam aradan geçen 25 yıla rağmen aydınlatılmamıştır.
Çorum, Maraş başta olmak üzere daha önce yaşanan katliamlarda olduğu gibi Sivas Katliamı’nda da gerçek sorumluların açığa çıkarılıp hesap sorulması engellenmiştir. Asıl sorumlulardan hesap sorulmadığı gibi katliamda maşa görevini yerine getiren katiller bile siyasi iktidar tarafından kollanmıştır. Adresi, ikametgâhı belli olan firari sanıklar yıllarca bulun(a)mamış! katillerin avukatları mevcut siyasal iktidar tarafından milletvekili yapılarak ödüllendirmiştir.
Sivas Katliamı davasına ilişkin 2012 yılında alınan kararla yürekler bir kez daha dağlanmıştır.
İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olamayacağı evrensel hukuk ilkesi ve bu ilkeye uygun olarak Türk Ceza Kanunu’nda yer alan düzenleme yok sayılmıştır. Katliamın firari sanıkları zaman aşımından yararlandırılmıştır.
Aradan geçen 25 yıla rağmen katliamcı zihniyet devam ediyor!
Arkasındaki güçlerin, gerçek sorumluların, faillerin açığa çıkarılmadığı Sivas Katliamı ne ilk ne de son olmuştur.
Farklı inançları, kültürleri, kimlikleri bir zenginlik değil, tehdit olarak gören tekçi-otoriter zihniyet yeni katliamlara davetiye çıkarmaya devam etmiştir. Sivas Katliamı’ndan sonra 19 Aralık, Gazi, Roboski, Reyhanlı, Suruç olmak üzere pek çok katliam yaşanmıştır. Milyonların eseri Gezi Direnişi’nde gençlerimiz sokak ortasında katledilmiştir. Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamı 10 Ekim Ankara Gar Katliamı ile yüreğimize kapkara 101 bıçak daha saplanmıştır.
Aynı coğrafyada barış içinde, kardeşçe bir arada yaşama zeminimizi hedef alanlar bugün de iş başındadır. Sömürü, haksızlık ve hukuksuzluk üzerine kurulu yönetimlerini baskı ve zora dayanarak ayakta tutmaya çalışanlar toplumu daha fazla kutuplaştırmaya, bölmeye devam ederken yaşanan katliamları unutmamızı, alışmamızı, baskı ve zor düzenine teslim olmamızı bekliyor.
Oysa alışmanın, kanıksamanın kabullenmek olduğunu en iyi bizler biliyoruz. İnsanlık, kendisine karşı işlenmiş suçları, bu suçları işleyenleri ve onları koruyanları unutmamıştır. Ve asla unutmayacaktır.
Bu karanlığa teslim olmayacağız. Katliamlara, ölümlere alışmayacağız.
İnsanca bir yaşam ve demokratik bir ülke isteyen herkesi hedef tahtasına koyanlara, farklılıklarımızla bir arada yaşama umudumuz yok etmeye çalışanlara inat birbirimize daha fazla kenetleneceğiz.
Yeni doğmuş her bebeğin yüreğine onlarla birlikte büyüyerek tüm dünyayı sarsın diye dostluğu, sevgiyi yazmak için mücadele edeceğiz.
Demokrasi için, barış ve kardeşlik için, adalet için mücadeleyi duraksamadan sürdürecek, yaşadığımız katliamların hesabını barışın, kardeşliğin, emeğin ülkesini kurarak soracağız.
KESK olarak, yirmi beşinci yıl dönümü vesilesiyle, Sivas Katliamı nezdinde yaşadığımız tüm katliamları bir kez daha lanetliyor, yaşamını yitiren insanlarımızı saygıyla anıyoruz.
YÜRÜTME KURULU