Türkiye’de Sosyal Hizmetlerde Dönüşüm Çalıştayımız 2-3 Haziran 2018 tarihlerinde Eğitim-Sen Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Yaşamını yitiren sağlıkçılar için yapılan saygı duruşuyla başlayan çalıştayda açılış konuşmasını Eş Genel Başkanımız Gönül Erden yaptı.

Erden, tarih boyunca iktidarlar ve sermayenin sınıfı eşitlik, özgürlük, kardeşlik gibi kavramları çıkarı doğrultusunda kullanarak sömürü mekanizmalarını gizleme aracına dönüştürdüğünün altını çizerek, “Devletin bizatihi kendisi sosyal yardımlaşma ve dayanışma adı altında yoksunları bağımlı hale getirmenin öncülüğünü yapmış, dini cemaatlere ve sistemi kollamakla görevli iktidarlara alan açılmıştır.  Sosyal hizmet uygulamalarının, yoksunluğun ve bağlı sorunların çözümünü için değil, bu duruma sürüklenen toplumsal kesimlerin yönetilmesi ve kontrol altında tutulması için kullanmıştır” diye konuştu.

Sosyal hizmetlerin devletin kendiliğinden yapması gereken bir hizmetken sunumunun neredeyse tamamının alt yüklenicilere yüklenmiş durumda olduğuna dikkat çeken Erden, sözlerine şöyle devam etti:  “Bunu da altta taşeronlaştırma sistemi aracılığı ile yapıyor. Kendisinin sunması gereken işi alt yüklenicilere ihale karşılığı sunuyor Bu aynı zamanda devletin sosyal hizmetler alanındaki sorumluluğundan giderek el çektiği, sosyal hizmet ihtiyacı olanların denetimsiz ve sınırsız bir şekilde dernek ve vakıfların insafına bırakıldığı bir surecide beraberinde getirmiştir. Kadınların kimliğinin yok sayılarak, sadece anne ve eş olarak aile kavramının içine sıkıştırılması,  emeğine ve bedenine dönük saldırı politikaları temel politika halini almıştır. Bizzat Bakanlıklar nezdinden Derneklerle yapılan gizli ve kapsamı sınırsız protokollerle başta çocuklar olmak üzere korunma ihtiyacı içerisinde olan kesimler belirli bir ideolojik gurubu temsil eden vakıf ve derneklere devredilmektedir. Bununla birlikte bu alanda planlanan çalışmalar da, AKP hükümetinin muhafazakâr ve neoliberal politikalarının çerçevesi ile şekillendirilmektedir. Sosyal hizmet uygulamalarının gelişmesinde belirleyici bir yere sahip olan din AKP iktidarının muhafazakar politikaları ile beraber iyice Alana yerleşmiştir. Dini yaklaşımlar, azınlığın zenginliği ile çoğunluğunun yoksulluğunu meşru kabul etmiştir. Özel mülkiyet ve sömürü ilişkisine dayalı toplumsal yaşam caiz görülmüş, yoksunlara zekât ve sadaka verilmesi koşuluyla zenginlik helal sayılmıştır. Kâr artışını en üst düzeyde tutmayı esas alan dizginlenemez bir üretim sarmalına dönüşen, her geçen gün daha fazla üreten ve daha fazla tükettirerek yaşamlarımızı ve doğayı tahrip eden kapitalist üretim ilişkileri başta emekçiler olmak üzere geniş halk kesimlerinin sosyal devlet döneminde elde edilen kazanımları önemli ölçüde geriletilmiştir. Güvensizleştirme çalışma yaşamının her alanına yansımıştır. İstihdam, gelir, mekân, çalışma koşulları, örgütlenme vb. koşulların tümünde emekçileri güvencesizleştirilmiştir. Güvencesiz, esnek, kuralsız ve angarya çalışma sosyal hizmet emekçileri için temel sorunlardan biridir. Sosyal hizmetlerin kadrolu çalışan ile yerine getirilmesi süreci giderek ortadan kaldırılmış, Bakanlığın temel hizmetleri hizmet alımı yolu ile çalıştırılan güvencesiz çalışanlar ile yerine getirilme süreci hızlandırılmıştır.  ASPB bünyesinde çalışanlar arasında taşeron çalışanların sayısı kadrolu çalışanların sayısını geçmiştir. Ayrıca Sosyal hizmetler alanında çalışan emekçiler için uzunca bir süredir devam eden değersizleştirme politikaları artarak devam etmektedir. Alanda çalışan emekçiler baskı altında tutulmakta, mesleklerini iktidarın ideolojik bakış açısı ile yürütmeye zorlanmakta, yok sayılmakta, kadrolaşma çok yaygın şekilde devam etmektedir.”

Çalıştay hazırlıkları hakkında bilgi de veren Erden’in açıklamasının ardından KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik konuştu. Bozgeyik, çalıştayın sosyal hizmetler alanında yaşanan sorunlara emek cephesinden çözüm üretmede başarılı olacağını dileyerek şunları söyledi: “Sosyal haklar ve bu haklara bağlı olarak verilen sosyal hizmetler kendiliğinden ortaya çıkmamıştır. Bu haklar ve hizmetler devletler, siyasal iktidarlar ya da sermaye tarafından da bahşedilmemiştir. Sosyal haklar ve hizmetler sınıflar arasındaki güçler ilişkisine bağlı olarak değişen sosyal politikaya göre şekillenmiştir.” AKP’nin seçim çalışmalarındaki söylemlerine de dikkat çeken Bozgeyik, “AKP giderse yardımlar kesilir” denilen şeyin halka yardım değil, halkın sosyal hizmetler alanındaki hakkı olduğunu söyledi. Bozgeyik, “Sosyal hizmetler alanı, bu alanda verilen hizmetin sonuçları gereği hepimizi, tüm emekçileri ilgilendirmektedir” diye konuştu.

Açılış konuşmalarının ardından moderatörlüğünü Eş Genel Başkanımız İbrahim Kara’nın yaptığı ve Birleşik Metal-İş Sendikası Uzmanı Süleyman İleri’nin sunum yaptığı “Sosyal Politika ve Sosyal Hizmetlerde Temel Yaklaşımlar” başlıklı panel gerçekleştirildi.

Moderatörlüğünü MYK Üyemiz Fikret Çalağan’ın yaptığı “Dünyada ve Türkiye’de Sosyal Hizmetlerin Tarihsel Süreci ve Dönüşüm Dinamikleri” başlıklı ikinci panelde Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Neşe Şahin Taşğın “Uluslararası Sosyal Hizmet Örnekleri: Osmanlı İmparatorluğu’ndan Bugüne Türkiye’de Sosyal Hizmetler”, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölüm Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Özlem Cankurtaran ise “2002 Sonrasında Türkiye’de Sosyal Hizmetlerde Yeni Dönem Uygulamaları ve Olasılıklar/Perspektifler/Tartışmalar” başlıklı sunumlar yaptılar.

Soru-cevap şeklinde devam eden panellerin ardından “Çocuk”, “Kadın”, “Savaş, Göç” ve “Ayrımcılık” başlıklarında oluşturulan gruplar ayrı ayrı çalışma yaptılar.

Çalıştayın ikinci günü grup çalışmalarının sonuçlarının açıklanmasıyla başladı. Genel Sekreterimiz Pınar İçel’in moderatörlüğünü yaptığı “Sosyal Hizmet Çalışanlarının Durumu, Sendikal Mücadele ve Örgütlenme” forumun ardından kapanış konuşmasını Eş Genel Başkanımız Gönül Erden yaptı.

 

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]

×