24 Haziran seçimlerinde iktidarın meydanlarda pembe tablolar eşliğinde sunarak aynı zamanda bir seçim yatırımına dönüştürdüğü şehir hastaneleri projesi hem sağlığımızı hem de geleceğimizi tehdit ediyor. Geleceğimizi tehdit ediyor çünkü AKP iktidarı bitse de biz bunu sonlandıramazsak çocuklarımız 25 yıl boyunca dolara endeksli kira ödemeye devam edecekler. Sağlığımızı tehdit ediyor çünkü sağlığımız hastalığından kar edilecek müşteri olarak gören şirketlere teslim ediliyor.
Şehir hastaneleri projesi tamamen uluslararası sermaye için yeni sermaye birikim aracı ve yeni kar maksimizasyonu modelidir. Sağlıkta özelleştirme politikası şehir hastaneleri projesi ile önemli oranda tamamlanmış olacaktır.
4’ü hizmete giren 2023 yılında sayısı 32’ye yükselecek Şehir Hastanelerinin 2050 yılına kadar sadece kiralarıyla ülkemizi 50 milyar dolarlık borç yükü ile karşı karşıya bırakacağı tahmin edilmektedir.
Şehir Hastaneleri Projesi 1990’ların başında İngiltere’de ortaya çıkan ve sistem iflas ettiği için vazgeçilen bir model. AKP, ise 2007’de Sağlık Hizmetleri Temel Kanununa ek bir madde koyarak Türkiye’de de bunun önünü açtı. Buradaki temel mesele sağlık alanında küresel sermayeye yeni kaynak yaratmaktır.
Şehir Hastaneleri Projesinde en yalın haliyle özetlenirse; Sağlık Bakanlığı hazine arazisi ve projesini belirliyor, ihale açıyor. İhaleye bir konsorsiyum katılıyor. Bu konsorsiyum içinde 3 tip şirket var: bir finansman şirketi, bir inşaat şirketi ve bir de tıbbi malzeme görüntüleme ile ilgili şirket. Yapılan ihalelere bakılırsa genelde aynı yandaş şirketler alıyor. İhale şartnamelerine göre 3 yılda yapımı tamamlanacak binaların 25 yıl da işletmesi veriliyor. 3 yılda bitmeyince artan maliyet de kamunun sırtına yükleniyor.
AKP, bu yüzden Şehir Hastaneleri Projesini kamuoyunda tartışmaya açmadan, emek ve sağlık örgütlerini sürece dahil etmeden, ihaleleri ticari sır kapsamına alarak alelacele hayata geçirdi. Çünkü iktidarda kalmasını sağlayan uluslararası sermayeye hızla yeni rant alanları açmak istiyordu.
Projeden şimdiden pis kokular çıkmaya başladı.
Tüm devlet kurumlarını denetleyen Sayıştay’ın, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’nun (TKHK) 2017 yılı hesaplarını denetlemek için de 10 kişilik bir heyet oluşturduğu, bu heyetin TKHK’ye bağlı olan Isparta, Mersin, Adana, Yozgat şehir hastanelerini denetlediği, Nisan 2018’de, ana gövdesini şehir hastanelerinin oluşturduğu bir rapor hazırlayan heyetin, şehir hastanelerinde yapılan onlarca usulsüzlük bulgusunu tespit ettiği, söz konusu usulsüzlüklerin gerekçesini yanıtlanmak üzere kamu idaresine gönderdiği, raporun AKP’yi rahatsız ettiği ve heyetin başkanını görevden aldığı birkaç gün önce basına yansıdı.(Bknz http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/999520/Sehir_hastanelerinde_skandallar_zinciri__Usulsuzlugu_ortaya_cikarinca_gorevden_alindi.html)
Sendikamız SES ve TTB konuya ilişkin çok kapsamlı ve değerli çalışmalar yapmakta, hukuki girişimlerde bulunmakta ve mücadele yürütmektedir.
Şehir Hastaneleri Projesine karşı aydınlatıcı olacağına inandığımız bir sunumu ekte yayınlıyoruz. Bundan sonra da konuya ilişkin yazılara, değerlendirmelere ve haberlere sitemizde daha fazla yer vererek geleceğimizi ve sağlığımızı tehdit eden politikalara, projelere karşı aydınlatma/bilgilendirme çalışmalarına da katkıda bulunmaya çalışacağız.
Sunum için linki tıklayınız. ŞEHİR-HASTANELERİ-PROJESİNE-NİÇİN-KARŞI-ÇIKIYORUZ-1