Yarın Soma katliamının yıldönümü.
301 canımızı kaybettiğimiz Soma faciası yaşanmadan önce de emekçiler çalışırken hayatını kaybetmekteydi, maalesef bugün de değişen bir şey yok.
Kapitalizmin karı arttırmak için emek sömürüsünü derinleştirmesinin sonucu olarak emekçiler ölümüne çalıştırılıyor. İş ve işçi güvenliği patronlar tarafından birer maliyet kalemi olarak görülüyor. Üstelik şirketleri denetlemesi gereken, güvenlik önlemlerinin alınmasını sağlaması gereken AKP, bunun yerine iş cinayetlerinin arkasındaki patronların payını gizlemenin derdine düşüyor. İşçi ölümleri için ‘fıtrat’ diyor, toplumsal tepkiyi sönümlendirmek için en önce mollaları katliam bölgesine gönderiyor.
İSİG meclisinin raporuna göre 2018 yılının ilk dört ayında en az 575 işçi ölümü gerçekleşmiştir
Kar için emekçiler ölüyor, doğa tahrip ediliyor.
Aynı şekilde sağlık ve sosyal hizmet alanında da hizmet bu mantıkla yürütüldüğü için sağlık ve sosyal hizmet emekçileri, bizler de ÖLÜYORUZ!
Her geçen gün artan şiddet, yaygınlaşan hastane yangınlarının (2005-2018 yılları arasında 98 hastane yangını tespiti yapılmıştır) yanı sıra iş kazaları, meslek hastalıkları nedeniyle yaşanan ölümler ve tükenmişlik sendromu sonucunda yaşanan intiharlar…
Son üç yılda (2015-2017) 421 sağlık emekçisi intihar etti.
Ve biz bu koşullarda sağlık ve sosyal hizmet üretmeye zorlanıyoruz. Bu koşullarda üretilen sağlık hizmetinin, sosyal hizmetin toplum yararına olduğu iddia edilebilir mi?
Elbette ki hayır!
Emek sömürüsünün derinleştirerek üretilen hizmetlerin toplum ve doğa yararına olamayacağı ilkesinden hareket ederek kapitalizmin ve iktidarların kar hırsına karşı çıkmak, birleşik bir mücadeleyi örmek gerekiyor.
Hizmet üretiminin sunumunun da kamusal niteliğine sahip çıkmak gerekiyor.
Biz SES olarak işkolumuzda bu düzene karşı çalışmalar yürütmeye devam ediyoruz. Bunun için;
*Şubelerimizle ve iş kollarımızın özgünlüğünü esas alan bir eylem programı oluşturduk.
*Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sağlığı (SÇS) için eğitim programı oluşturduk, 14 bölgede 330 üyemizi kapsayan eğitimler yaptık.
*6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği yasasının tüm eksikliğine rağmen kurumlarca uygulanmamasına karşı aktif tutum aldık, işverenin sorumluluklarını yerine getirmesi için çalışmalar yürütüyoruz.
*Yasanın kapsamının genişletilmesi (kurullara emekçilerin katılımı, meslek hastalıkları kapsamının genişletilmesi vb.) konusunda çalışmalar yürüteceğiz.
*Yasanın 2020 yılına ertelenen kısımların bir an önce yürürlüğe girilmesi için çalışmalar yürüteceğiz.
*İşkolumuzda artan intiharlar, yangınlar, iş kazaları, şiddet ve meslek hastalıklarına yönelik çalışmalar yürüttük ve yürütmeye devam edeceğiz.
*İşkolumuzdaki çalışma düzeni ve hizmet üretim anlayışı/politikalar emek sömürüsünü derinleştirmekte bu uygulamalara ve politikalara karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.
Soma başta olmak üzere iş cinayetlerinde katledilen işçilerin/emekçilerin anısına bağlılığımızın gereği olarak ve başka canlarımızın kar hırsına kurban edilmemesi için bu çalışma düzenine karşı mücadele etmek sorumluluğumuzdur.
Çalışırken birileri ölüyorsa, buradan üretilen ürünler ve hizmetler toplum/doğa yararına olamaz.
Çalışırken öldüren çalışma düzenine ve kapitalizme hep birlikte dur demek için mücadeleye devam edeceğiz.
MERKEZ YÖNETİM KURULU