KESK ve TTB’nin çağrısıyla 14 Ocak Pazar günü İstanbul Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda buluşan binler, “OHAL değil Demokrasi” dedi. Mitingde özgür, demokratik, adil ve barış içinde bir ülkede yaşamak için birlikte mücadele çağrısı yapıldı.
Bakırköy Dikilitaş’tan, “OHAL’e Hayır, Ekmek, Adalet, Özgürlük”, “OHAL/KHK Düzenine Teslim Olmayacağız; Birleşelim, Örgütlenelim, Kazanalım”, “OHAL’de Neler Oldu?; Bütçe görüşmeleri OHAL Koşullarında Gerçekleşti, Müfredat ve Protokollerle Eğitim Dinselleşti, 157 Gazeteci Tutuklandı, Kadro Bekleyen Yüzlerce Emekçi Kadro Dışı Bırakıldı, Varlık fonu doğrudan Saray’a bağlandı, en az beş grev ertelendi”, “OHAL Kaldırılsın KHK’ler İptal Edilsin”, “Ekmek ve Hürriyet İçin İşgal, Grev, Direniş” “OHAL’de İşçi Cinayetlerine, Hak Gasplarına Karşı Direniyoruz”, “OHAL Kaldırılsın, Özgürlük İstiyoruz” yazılı pankartlarla Özgürlük Meydanı’na yüründü.
Yürüyüş boyunca sık sık, “OHAL Değil, Demokrasi”, “KHK’ler Gidecek, Biz Kalacağız”, “Direne Direne Kazanacağız”, “Faşizme Karşı Omuz Omuza”, “Nuriye-Semih Onurumuzdur” ve “Özgür Basın Susturulamaz” sloganları atıldı.
Miting alanına girişlerin tamamlanmasıyla birlikte demokrasi ve barış mücadelesinde yaşamını yitirenler için saygı duruşu yapıldı. Mitinge KESK Eş Genel Başkanları Aysun Gezen ve Mehmet Bozgeyik, TTB Başkanı Raşit Tükel’in yansıra üye sendikalarımız ile çok sayıda demokratik kitle örgütü ve siyasi parti katılım sağladı.
Saygı duruşunun ardından ilk olarak KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen konuştu. OHAL’in ilan edilmesinin ardından 31 KHK’nin çıktığını ifade eden Gezen, binlerce kamu emekçisinin haksız, hukuksuz bir şekilde ve en önemlisi de masumiyet karinesinin hiçe sayılarak ihraç edildiğini vurguladı. OHAL ile birlikte anti demokratik uygulamaların arttığına dikkat çeken Gezen, “Saray, ‘OHAL’i biz grev olan yerlere anında müdahale etmek için kullanıyoruz’ dedi. En az 5 grev ertelendi. En az 124 bin işçi bu ertelemelerden etkilendi. Toplu sözleşme hakkı gasp edildi. Sendika hakkı, örgütlenme özgürlüğü kısıtlanmak istendi. Sarı sendikalar emekçilerin haklarının sermaye lehine gasp edilmesi için seferber edildi. Kamu çalışanları masalarda, Saray’dan gelen bir emirle satıldı. Halkın, emekçilerin ihtiyaçları doğrultusunda, katılımcı bir şekilde oluşturulması gereken bütçe, rant, yağma ve talan bütçesi olarak yapılandırıldı. Savaşa, silahlanmaya, ranta ayrılan bütçe, biz emekçilerden esirgendi. Varlık fonu adı altında neredeyse Türkiye’nin 2018 bütçesine denk bir bütçe Saray’a bağlandı. Yeni Düyun-u Umumiye yaratıldı. Emeğimizle yarattığımız değerler emperyalistlere peşkeş çekiliyor” diye konuştu.
KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik ise, AKP’nin baskıcı uygulamalarının zirve yaptığını vurgulayarak, Türkiye’nin tam bir kuşatma altında olduğuna dikkat çekti. Tüm baskılara ve ayrımcılığa rağmen birlikte yaşamın inşa edileceğini dile getiren Bozgeyik, “Kürt sorununda çözümsüzlük derinleştirilerek devam ediliyor. İmha ve inkar politikaları da artarak devam ediyor. Tüm bunların yanı sıra tüm muhalif kesimlere yönelik baskılar ve tasfiyeler devam ediyor. Tüm bunlara rağmen birlikte yaşamaya devam edeceğiz” dedi. Bozgeyik kitleye hitap ederek, “Bunlara sessiz kalacak mıyız? Yoksa hep birlikte mücadele edecek miyiz?” diye sordu.
Bozgeyik’in sorusunun ardından kitle, “Direne direne kazanacağız” sloganıyla yanıt verdi. Bozgeyik, son olarak mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi.