Adana’da KESK’in düzenlediği OHAL panelinde konuşan Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, OHAL’in birinci döneminin sokağa çıkma yasakları olduğuna dikkat çekti. Kaboğlu, “‘Bu benim kişisel projem’ diyen kişi iktidarı alırsa o metnin amacı kalıcı tek kişi rejimine dönüşür” diye konuştu.
– Adana’da KESK’in düzenlediği OHAL panelinde konuşan  Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, OHAL’in birinci döneminin sokağa çıkma yasakları olduğuna dikkat çekti. Kaboğlu, “‘Bu benim kişisel projem’ diyen kişi iktidarı alırsa o metnin amacı kalıcı tek kişi rejimine dönüşür” diye konuştu.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Adana Şubesi, Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’n katılımı ile  “OHAL ve KHK’lerle Türkiye nereye gidiyor?” konulu paneli İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şubesi toplantı salonunda gerçekleşti. Panele, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Zülfikar İnönü Tümer, Adana Barosu Başkanı Avukat Veli Küçük ve çok sayıda kişi katıldı. KESK Adana Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Adana Şube Başkanı Muzaffer Yüksel, açılış konuşmasını gerçekleştirdi.

Yüksel ardından söz alan Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu referandumun Olağanüstü Hal (OHAL) ortamında yapıldığını ve iktidarın seçimlere de OHAL ortamında gidilmek istendiğine değindi. Kaboğlu, muhalefet partilerinin ve toplumsal muhalefetin “ne de olsa seçimi tanımayacaklar” söylemini bırakıp güçlerini seçime giderken OHAL’i kaldırması için harcaması gerektiğini dile getirdi. OHAL komisyonunun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) görevlerinden kaçmak için kurulduğunu söyleyen Kaboğlu, ihraçlar için geri dönüşlerin ancak demokrasinin tesisi ile olabileceğini aktardı.

Bulunduğumuz dönemi OHAL’in üçüncü dönemi olarak ifade eden Kaboğlu, fiili dönem olarak ifade ettiğiOHAL’inbirinci döneminin sokağa çıkma yasaklarında ilan edildiğini vurguladı. Kaboğlu, “15 Temmuz gerekçe gösterilerek ilan edilen OHAL’in esasen fiilen adı konmadan ve Anayasa’nın 21’inci maddesi işletilmeden başlatıldı.4 Nisan 2015’te yürürlüğe konulmuş olan iç güvenlik yasası ile yürürlüğe konulmuştur. Türkiye’nin en büyük katliamları Suruç’tan Ankara Garı katliamına, ‘kanunun güvenliği sağlayacağız’ iddiası ile yürürlüğe konulan bu dönemde tanık olduk. Büyük katliamlar önlenemedi ama büyük katliamları protesto etmek isteyenlerin ve yas tutmak isteyenlere karşı uygulandı” şeklinde konuştu. OHAL’in ikinci döneminin ise  15 Temmuz sonrası 20 Temmuz’da yürürlüğe konulduğunu ifade eden Kaboğlu, Anayasal düzenin yeniden tesisi için ilan edilmiş olan OHAL’in “Cumhurbaşkanı Anayasa’yı ihlal ediyor” denilmesinin ardından başlatılan çalışma sonrası Anayasal düzenin yürürlükten kaldırılması için kullanıldığını aktardı.                                                                                                                        Başbakan’ın o dönem Anayasa’ya yönelik yüzde 30 olan desteği yüzde 54’de çıkardıklarını söyleyerek bir itirafta bulunduğunu dile getiren Kaboğlu, “Bunu OHAL kılıcını kullanarak ve Anayasal bilgi kirliliği yaratarak                yaptılar. Olağan bir dönemde böyle bir metin oylatılamazdı. Kendi seçmenleri de bunu kabul etmezdi” diye konuştu.

Kanun Hükmünde Kararnamelerin (KHK’lerin) MİT tarafından hazırladığını ifade eden Kaboğlu, KHK’lerin hukuken yok hükmünde olduğunu dile getirdi. MGK’lerin karar alma yetkisinin olmadığını ve tavsiye yetkisinin olduğunun söyleyen Kaboğlu,”İlkokullarda öğretiliyor.KHK’deki bu maddeyi yazanı biz sınıfta bırakıyorduk. Son 696 sayılı KHK’de yok yoktur. Anayasa gibi torba yöntemi uygulanmıştır. Bununla birlikte 3’üncü dönem OHAL dönemindeyiz” dedi. 4’üncü dönemin olup olmamasının demokrasi güçlerinin elinde olduğunu ifade eden Kaboğlu, “3’üncü dönem ile amaç yapılacak olan seçimi kazanmak. 4’üncü dönemin olup olmaması bize bağlı. ‘Bu benim kişisel projem’ diyen kişi iktidarı alırsa o metnin amacı kalıcı tek kişi rejimine dönüşür. Seçimleri kazanmak için OHAL’e ihtiyaçları var. OHAL’i kaldırmayacaklar” diye belirtti.

3 Kasım 2019 seçimlerine gidilirken muhalefet partilerinin ve toplumsal muhalefetin bir araya gelip mücadele etmesi gerektiğine dikkat çeken Kaboğlu,  “Biraz ürkeğiz, komplo teorilerine çok açığız. Belki de o bir kaçış yoludur. ‘Hocam acaba seçimler yapılacak mı? Seçimler yapılsa da kazansak da vermeyecek nasılsa’ diyorlar. Ne olursa olsun iktidarı bırakmamak için ne hukuk tanıyorlar, ne ahlak tanıyorlar. Kaybetmemek için can hıraş çalışıyorlar. Bizim demokrat kesim de, hukuka inanan kesim de azınlık statüsünden memnun gibi bir tablo sergiliyorlar. Bu yüzden komplo teorilerine çok kapılıyorlar. Biz haklıyız yeter ki bilgilenme temelinde gelecek 10 yıllara yönelik olarak onarılması zor yaralar açılacağını iyi öğrenelim” dedi.

 

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]