Önceki gün HDP geçmiş dönem milletvekili ve Eş genel başkan yardımcısı Aysel TUĞLUK’un annesinin defin işlemleri sırasında yaşananlar değer yargılarımızda devletin uyguladığı politikalar sonucu nasıl bir çürüme ile karşı karşıya olduğumuzu trajik ve şok edici şekilde açığa çıkarmıştır.
Ankara’da hayatını kaybeden Hatun TUĞLUK’un, Gölbaşı İncek mezarlığında defnedilen cenazesi, ırkçı, faşist bir grubun saldırısı ve tahrikleri sonucu gömüldüğü yerden çıkarılmıştır.
Tüm bunlar güvenlik güçlerinin gözleri önünde cereyan etmiş ve uzun süre herhangi bir müdahalede bulunulmamıştır. Aynı gün (13.09.2017) Milli Eğitim Bakanlığı önünde açıklama yapmamıza bile izin vermeyen, Ankara’da neredeyse tüm demokratik eylem ve etkinliklerimizi yasaklayan Valilik ırkçı grubun vahşi saldırısını “sataşma” diye tanımlayarak yumuşatmaya, normalleştirmeye çalışmış, olay esnasında tek bir saldırgan dahi gözaltına alınmamıştır.
Irkçı saldırganlar uygulanan kamplaştırma, gerginlik siyasetinden ve milliyetçi, şoven, ötekileştirici ve nefret içeren siyaset dilinin yarattığı zeminden güç almıştır.
Yaşarken “ötekileştirilen”lerin ölünce de aynı zulümle karşı karşıya bırakılmaları kabul edilebilir bir durum değildir.
Dini her fırsatta araç olarak kullananların, bir annenin cenazesine reva gördükleri bu işkence, toplumu ayrıştırmaktadır ve insanî değerlerle bağdaşmamaktadır.
KESK olarak Hatun TUĞLUK’un cenaze töreninde meydana gelen bu ırkçı saldırıyı kınıyor, lanetliyoruz.
Irkçılığın ve faşizmin birlikte yaşam irademizi zehirlemesine izin vermeyeceğiz. Bedeli ne olursa olsun barış ve kardeşlik için mücadelemize devam edeceğiz.
KESK YÜRÜTME KURULU