Ülkemizin Toplumsal tarihi, krizlerin bunalımların, istikrarsızlıkların, gerilimlerin sıklıkla görüldüğü süreçler olarak tanımlanabilir. Özellikle son 15 yıldan beri iktidarını koruyan AKP ise uygulamalar ve kafalarında tasarladıkları ütopyalarıyla gerilimlerin ve krizlerin adresi olmuştur.

Sözde, iktidarın projeleri olarak sunulan metinlerinde uygulamalarına atmış olduğu, bir çok adım toplumun önünde bulunan sorunları çözmek yada artı değerler katmak kabiliyetinden yoksun ben yaptım oldu mantığından hareketle atılan adımlar olduğuna hep birlikte tanıklık ediyoruz.

 

En son Milli Eğitim Bakanlığının bir reformmuş gibi sunduğu müfredat değişikliklerine baktığımız zaman akla ziyan bu değişikliklerin bilim dışı olduğu görülmektedir.

Öyle ki neredeyse Dünya dönmüyor diyecekler.

Yeni öğretim programında temel beceriler adı altında değerler eğitimi yerleştirilerek, bilimsel gerçekliği azaltıp süreci dinsel söylemlere verme anlayışından hareketle değerler eğitimi adeta suistimal edilmektedir.

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretim programı öncekilerden daha mezhepçi ve daha ümmetçi olurken, cihat yeni müfredata göre; namaz gibi oruç gibi bir ibadet olarak sunulmaktadır.

Felsefe dersi öğretim programına çağdaş felsefe adlı ünitede Tevhid-İ Tedrisat ve modern eğitim anlayışına muhalif Nurettin TOPÇU’nun “İsyan Ahlakı” adlı kitabı önerilmektedir.

Evrim teorisi, programdan kaldırılırken mutasyon, doğal seçilim, adaptasyon terimleri programda yer almıştır. Bu kavramların sonucu, evrimle bağlanmaması nedeniyle, ayakları havada kalmış bir bilgi haline dönüşmüş olmaktadır.

Yeni müfredat, eğitim sisteminin ihtiyaçlarından çok siyasal iktidarın yeni Türkiye vizyonuna uygun, eğitim ve toplumsal yaşamın bütün alanlarında etkisini hissettiren, siyasal, ideolojik çizgisine göre yapılmak istendiği gün gibi aşikar.

En son Milli Eğitim Bakanlığının cinsel istismar skandalıyla tanınan ensar vakfıyla imzaladığı protokole göre, eğitimleri istediği mekanda yapabilecek, Halk Eğitim merkezlerinde eğitim düzenleme hakkına sahip olacak. Bu yaklaşımlardan anlaşılacağı gibi. Dün kol kola yürüdükleri ağabeylere, ablalara bırakmış oldukları eğitimi, bugün ensar ve benzeri zihniyetlerle yapmış oldukları protokollerle gerici bir anlayışa teslim etmektedirler.

Bugün yine gündemde olan, il ve ilçe müftülüklerine nikah kıyma yetkisinin verilmesi sosyal hayatın dini esaslara göre düzenlenmesi, kadınları evlilik, miras ve boşanma gibi haklar açısından güvencesiz bırakacağı, çocuk yaşta evliliklere medeni haklara saldırının ve tek din esaslı yönetimin önünü açacağı görülmektedir.

Müfredat değişikliğinden, il ve ilçe müftülerine verilen yetkiye ve ensar tarzı gerici vakıflarla yapılan protokollerle atılan bütün adımlar ne yazık ki ülkemiz insanının ihtiyaçlarına göre değil, iktidarın sürekli referans olarak kullanmış olduğu dinsel algının hayatın her alanında hissettirmeye yönelik adımlar olduğu görülmektedir.

Bizler bu ülkenin çağdaş, demokrat, aydın çehresi olan örgütler olarak; bu türlü gerici ve mezhepçi anlayışları geçmişte kabul etmediğimiz gibi şimdi de bu uygulamalara karşı hayatın her alanında mücadele edeceğimizi buradan deklare ediyoruz.

 

Sivas Demokrasi Platformu

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]

×