Açlık grevinin 149. günündeki Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın sağlık durumları gözetilerek tahliye edilmeleri konusunda olumsuz görüş bildiren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı sonrası hepimizin aklından tek bir cümle geçiyor; hukuk bitti ama mücadele sürüyor!
Haksız şekilde ihraç edilmelerinin sonrası “İşimi Geri İstiyorum” talebiyle başlattıkları oturma eylemini daha sonra açlık grevine evrilten, bütün bu süreçler sırasında hemen her gün polisin müdahalesiyle karşılaşan Nuriye ve Semih, haklarında kanıtlanmış tek bir suç olmamasına rağmen tutuklanmış ve mücadeleleri gözlerden ırak edilirse gönüller de susar sanılmıştır. Zannettiklerinin aksine KHK’ların tüm sonuçlarıyla iptal edilmesi ve Nuriye ve Semih başta olmak üzere tüm haksız ihraçların işlerine iade edilmesi mücadelesi daha da toplumsallaşmış, OHAL’le yasaklarıyla bile haklı direnişimize engel olunamamıştır.
Açlık grevinin kritik günlerinde “Yaşıyor musun?” zulmü başlamış, bütün bunlar yetmezmiş gibi uzman hekimlerin “hayati tehlikeleri vardır” raporu doğrultusunda yapılması gereken salıverilmeyken “zorla müdahale” yönündeki ima ve açıklamalar eşliğinde hastaneye nakledilmişler üstelik burada refakatçı yardımından da yoksun bırakılmışlardır.
Bütün bunlar yaşanırken AİHM’in tedbir kararı vermeye gerek duymaması kabul edilebilir değildir.
Acilen Nuriye ve Semih serbest bırakılmalı, işlerine iade edilmeleri sağlanmalıdır. En büyük isteğimiz bu iki insanın o kocaman gülümsemeleriyle yaşamaya devam edebilmeleridir.