Değerli basın, değerli kamuoyu
Daha dün Ordu’da fındık işçileri, bugün itibari ile Malatya Yazıhan ilçesi ve Adıyaman Hasancık köyü civarında güvencesiz ve her türlü iş cinayetine çıkarılan davetiye sonucunda ırgat kenti Adıyaman’ımızın 2 insanını kaybettik. 26 ‘da yaralımız var. Yaşamını kaybedenlerin kederli ailelerine baş sağlığı yaralılara da acil şifalar diliyor ve sorumlulara gereken cezanın verilmesini talep ediyoruz.
İŞÇİLER, KAMU EMEKÇİLERİ, KADINLAR, GENÇLER, ÖTEKİLEŞTİRİLENLER, AÇLIĞA VE SEFALETE MAHKUM EDİLENLER;
AKP Son 15 Yılda: Hepimiz için daha fazla; Yoksullaşma ve yoksunlaştırma, Hak gaspları, Şiddet, ölüm, baskı, zulüm, İşsizlik, Güvencesizleştirme, taşeron çalıştırma, İşçi cinayetleri, Kamusal alanların yerli ve yabancı sermaye talanına açılması, Eğitim ve sağlığın paralı hale getirilmesi, okullarda gerici ve mezhepçi eğitim müfredatı, Doğanın talan edilmesi, şehirlerin, kıyılarımızın betonlaştırılması, Kadınlar için daha fazla; Taciz, tecavüz, Şiddet, cinayet, Çocuk gelinler, Cinsiyet ayrımcılığı, Emek sömürüsü, Gençler için daha fazla; Geleceksizlik, umutsuzluk, Kayıt dışılık, Cinsel istismar GETİRDİ… Tüm bunlara, AKP’nin 15 Temmuz darbe girişimini fırsata çevirerek OHAL ve KHK Rejimiyle 20 Temmuz’da kendi darbesini yapması sonucu, yüzbinlerce emekçiyi sorgusuz, sualsiz, hukuksuz şekilde ihraç etmesi, gözaltılar, tutuklamalar, baskılar, işkenceler eklendi. Eksik ve sorunlu da olsa; var olan kuvvetler ayrılığı AKP’nin “Yeni Türkiye ”sinde tamamen ortadan kalktı. Parlamento fiilen işlevsiz hale getirildi. Artık tek parti ve tek adam var! Her fırsatta ekonomik büyüme rakamları ile yollar ve köprüler yapmak ile övündüler. Şimdi Cumhuriyet tarihinin en büyük borçlanma rakamlarını gizleme peşindeler. Yarım saatlik yağmur şehirlerimizi yerle bir ediyor, alt geçitler, metrolar kullanılamaz hale geliyor. Köprülerinden alınan para Deli Dumrul’u geride bırakıyor!
2018-2019 YILLARI İÇİN TOPLU SATIŞ SÖZLEŞMESİNE DOĞRU!
3 milyon kamu emekçisini, 2 milyon emeklisini, ailelerini de hesaba kattığımızda en az 15 milyonluk geniş bir kitleyi yakından ilgilendiren bu “toplu sözleşme’ görüşmelerine OHAL baskısı ve yasakları altında girdik. Konfederasyonumuz; öncelikle OHAL’in kaldırılması, KHK’ların geri çekilmesi, ihraç edilen kamu emekçilerinin görevlerine geri dönmesi ve bütün kamu emekçileri için iş güvencesi talep etmiştir. Bu taleplerimiz nedeniyle AKP Hükümeti büyük bir skandala imza atarak yasaya rağmen Konfederasyonumuz heyetini TİS sürecine dâhil etmemiştir. Dayandıkları ve güç aldıkları yer OHAL ve AKP sivil darbesidir Siyasi iktidar TİS sürecine hukuksuz bir müdahalede bulanarak darbe yapmıştır. KESK nereden, kimden gelirse gelsin, tüm darbelere, vesayet sistemlerine karşı olan ve bunun için bedel ödeyen bir konfederasyondur. KESK, birileri gibi, 15 Temmuzdan sonra değil, en başından beri 11 yıl boyunca iktidar ortaklığı yapan cemaate karşı en net tutumu takınan kamu emekçilerinin mücadele örgütüdür. KESK, iktidarların makam odalarında değil, emekçilerin omuzlarında yükselen bir mücadele örgütüdür. Temsilcilerini de yetkili organları belirler ve bu organları dışında kimseden onay istemez, onay almaz. Yapılacak görüşmelerin AKP ve MEMUR SEN arasında önceden üzerinde anlaşma sağlanan satış sözleşmesinin ilan edilmesi dışında hiçbir karşılığı ve ciddiyeti yoktur. OHAL kaldırılmadan, KHK’lar geri çekilmeden ve açlık grevindeki üyelerimiz Semih Özakça ve Nuriye Gülmen ile ihraç edilen kamu emekçileri görevlerine iade edilmeden yapılacak TİS görüşmelerini tanımıyoruz, kabul etmiyoruz. Ayrıca son yayınlanan 692 sayılı KHK ile ilimizden de üye 5 arkadaşımız daha işlerinden atılmışlardır. Bizler her güne yeni bir umutla uyanmaya çalışırken, her gün yeni baskılarla karşılaşmaktayız. Bu hukuksuz uygulamaları kabul etmediğimizi belirtiyoruz. Arkadaşlarımızın ilerine dönene kadar mücadelemizin bitmeyeceğini kamuoyuna paylaşıyoruz. KESK Aşağıdaki talepler için fiili ve meşru mücadelesini büyüterek, birlikte ve ortak mücadele anlayışı içerisinde toplumsallaştırarak devam ettirecektir.
◊ 20 Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen OHAL derhal kaldırılmalıdır.
◊ Anayasaya ve yasalara aykırı olan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) iptal edilmelidir
. ◊ OHAL döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle herhangi bir hukuki delil ve mahkeme kararı olmadan ihraç edilen tüm kamu görevlileri aynı kadro, unvan ve pozisyonlarında işlerine derhal iade edilmeli, işten el çektirildikleri süre içindeki maddi ve manevi tüm kayıpları telafi edilmelidir.
◊ Seçilmişlerin yerine atanan kayyum uygulamalarına biran evvel son verilmeli, belediye başkanları göreve iade edilmelidir.
◊ En düşük maaş alan kamu emekçisinin maaşı kira, yakıt, çocuk ve aile yardımı hariç 3.450 TL’ye çıkarılmalıdır. 2018 yılı için, kira yardımı olarak aylık 427 TL, aile/eş yardımı olarak aylık 350 TL, çocuk yardımı olarak 350 TL, brüt asgari ücret tutarında yılda iki ikramiye ve ulaşım için aylık abonman bilet ücreti, yemek ücreti verilmeyen kamu emekçilerine aylık 335 TL yemek ücreti ödenmelidir.
◊ Kamu hizmetleri işletmecilik esaslarına göre değil, toplumsal fayda gözetilerek sağlanmalıdır. Herkese parasız, eşit, nitelikli, ulaşılabilir ve anadilinde kamu hizmeti verilmelidir.
◊ Esnek, kuralsız, performansa göre çalışmaya-ücretlendirmeye son verilmelidir. Tüm kamu emekçilerinin iş ve ücret güvencesi teminat altına alınmalıdır.
◊ Çalışanları bölen, iş ve ücret güvencesini tehdit eden her türlü istihdam biçimi kaldırılmalıdır.
◊ Gerici/mezhepçi eğitime karşı bilimsel, demokratik, özgürlükçü, laik ve anadilinde eğitim hakkı sağlanmalıdır!
◊ Kadrolaşma, sürgün, rotasyon, soruşturma, mobbing, mülakat gibi ayrımcılık yaratan bütün uygulamalara son verilmelidir.
◊ Tüm ek ödemeler emekliliğe ve emekli aylığına yansıtılmalıdır.
◊ Talan fonu olan Varlık Fonu lağvedilmelidir.
◊ Artan vergi dilimi oranı uygulamasından vazgeçilmelidir.
◊ Yeni bir İşçi Sağlığı ve Güvenliği Yasası yapılarak 2017 yılı içerisinde ayrımsız tüm çalışanlara uygulanmalıdır. Meslek hastalıkları tanımlanmalıdır.
◊ Başta öğretmeler olmak üzere tüm lisans mezunu kamu emekçilerinin ek göstergeleri 3600’e, ön lisans mezunu olanların 3000’e çıkarılmalıdır. Yardımcı hizmetler sınıfında çalışanlara da ek gösterge cetveli çıkarılmalıdır.
◊ Kadın kamu emekçilerine; çalışma yaşamında uygulanan ayrımcılık, mobbing, baskı ve şiddete son verilmeli, uygulayanlar hakkında etkili cezai yaptırımlar getirilmeli, istihdam, terfi ve unvan değişikliklerinde cinsiyet eşitliği sağlanmalıdır.
◊ En az 50 çalışanın bulunduğu işyerlerinde ücretsiz nitelikli anadilinde hizmet verecek kreş ve bakımevleri açılmalıdır. Sendikalı olsun olmasın, tüm kamu emekçilerini daha sonra kıdem tazminatına göz konulan işçileri, asgari ücretlileri, alın teri ile yaşam mücadelesi verip emeğinin karşılığını alamayan tüm çalışanları emeğin ortak birleşik mücadelesini büyütmeye, geleceğimize sahip çıkmaya çağırıyoruz.
DEMOKRATİK, EŞİT, ÖZGÜR, LAİK BİR TÜRKİYE
Mehmet Dağdeviren
Eğitimsen Şube Başkanı
KESK dönem sözcüsü