SİVAS; DEMOKRATİK VE LAİK BİR ÜLKEDE HERKES İÇİN İŞ GÜVENCESİ VE İNSANCA YAŞANACAK ÜCRET İSTİYORUZ

Facebook
Twitter
WhatsApp

1 Ağustos 2017’de başlayan ve 2018-2019 yıllarını kapsayan 4. Dönem ‘Toplu Sözleşme’ görüşmelerinin, ikinci turuna geçilmiştir. 3 milyon kamu emekçisini,  2 milyon kamu emekçisi emeklisini, ailelerini de hesaba kattığımızda en az 15 milyonluk geniş bir kitleyi yakından ilgilendiren bu “toplu sözleşme’ görüşmeleri OHAL şartlarında yapılmaktadır.

            Bu nedenle başlayan değil başlamadan biten bir TİS’ten söz etmek daha doğrudur. Çünkü görüntüden oluşacak görüşmeler sonrası açıklanacak oranlar ve konular şimdiden belirlendiği gibi Hükümet TİS masasına OHAL darbesini vurarak sorunlu olan masayı tümden anlamsızlaştırmıştır.

Konfederasyonumuz KESK,  TİS görüşmelerine konfederasyonumuz adına katılacak temsilcilerimizin adını soyadını, iletişim bilgilerini 17 Temmuz 2017 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına bildirmiştir. 29 Temmuz 2017 Cuma günü, mesai saatine yarım saat kalıncaya dek heyete ilişkin bize bir bildirim yapılmamıştır.

            Konfederasyonumuzun 27 Temmuz 2017 tarihinde TİS taleplerini açıklaması ve ilk dört talebimizin OHAL’in kaldırılması, KHK’ların geri çekilmesi, ihraç edilen kamu emekçilerinin görevlerine geri dönmesi, kayyumların geri çekilmesi olduğunun anlaşılması üzerine siyasi iktidar TİS sürecine hukuksuz bir müdahalede bulunulmuştur.

Önce yeni Çalışma Bakanı Jülide SARIEROĞLU ile kesinleşmiş randevumuz iptal edilmiş, ardından da skandal bir yazı ile tüm heyetimizin ihraç olduğuna dair bir yazı gönderilerek heyetimizin değiştirilmesi istenmiştir.

Aziz NESİN’lik bir durumla karşı karşıyayız. AKP, göreve devam eden Yürütme Kurulu üyemizi ve kamu emekçisi olmayan iki uzmanımızı dahi ihraç edilmiş olarak göstermiştir. Bu son örnek OHAL’de geldiğimiz aşamayı, keyfiyeti, hukuksuzluğu, devlet kurumlarının bir yerlerden gelen telefonlar üzerine girdikleri panik durumunu çarpıcı şekilde göstermiştir.

4688 sayılı yasanın anti demokratik çerçevesi dahi TİS görüşmelerine katılmamızı içermekteyken, AKP bir yazı ile KESK’i TİS masasından çıkarmak istemiştir. Dayandıkları ve güç aldıkları yer ise OHAL yasalarıdır.

            KESK, hükümetin emrinde olan ya da hükümete bağlı bir Konfederasyon değildir. Heyetimizi yetkili organlarımız belirler ve bu organları dışında kimseden onay istemez, onay almaz. Bizler heyetimizin isimlerini bildirim amacıyla yazıyoruz, onaya sunmuyoruz.

OHAL’e sığınarak TİS’e kimlerin katılacaklarını, kimlerin katılamayacaklarını belirlemek istediler. Bunu kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz.

Keyfilik ve hukuksuzluk 4. Dönem Toplu Sözleme görüşmelerine,  ardından Ankara ve Gaziantep Valiliklerinin bir aylık eylem-etkinlik yasağına ve son olarak iş yerlerinde toplu sözleşme çalışması yapmak isteyen sendikalarımıza kadar uzanmıştır.

Oysa daha önce defalarca vurguladığımız üzere, sendikal faaliyetler anayasa ve yasalarla, anayasamızın 90. Maddesi ile iç hukukun üzerinde olduğu kabul edilen başta Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmeleri olmak üzere uluslar üstü anlaşma ve sözleşmelerle güvence altına alınmıştır. Dolayısıyla ortada sayısız mahkeme ve AİHM kararı olmasına karşın ısrarla en temel sendikal hak ve özgürlükleri yok sayanlar,  bu yönde hukuk dışı kararların altına imza atanlar “sendikal faaliyeti engelleme” ve “görevi kötüye kullanma suçu” işlemektedir. Sadece bu konuda talimat verenlerin değil, hukuksuz talimatı yerine getirenlerin de cezai sorumluluğu olduğu unutulmamalıdır.

Bir sendikanın, konfederasyonun temel görevi üyeleri başta olmak üzere tüm kamu emekçilerinin haklarını korumak ve geliştirmektir. Bu görev sendika –konfederasyon olmanın temel gereğidir.

Sendikal faaliyetlerimizi engellemeye yönelik bu hukuksuzluk, en başından beri demokrasinin, adaletin olmadığı yerde emeğin haklarından söz edilemeyeceğini savunan konfederasyonumuzu bir kez daha haklı çıkarmıştır.

KESK olarak kendini anayasanın, yasaların üzerinde gören kamu kurum yöneticilerini uyarıyoruz. Anayasa ve yasalarla güvence altına alınmış olan sendikal faaliyetlerimizi engellemek isteyenlere karşı gerekli hukuksal girişimlerde bulunacağımızın altını çiziyor, emek ve demokrasi mücadelemizi hedef alan her türlü baskıya karşı mücadelemizi sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz.

Biz yinede “Herkes için iş güvencesi ve insanca yaşanacak ücret istiyoruz”  temalı taleplerimiz buradan duyurmak istiyoruz;

»OHAL kaldırılmalıdır.
»KHK’lar geri çekilmelidir. İhraç edilen ve açığa alınan tüm kamu emekçileri görevlerine iade edilerek hak kayıpları karşılanmalıdır.
»İş güvencemizi ortadan kaldıracak sözleşmeli çalışma, performansa göre ücretlendirme vb. çalışmalara son verilmelidir.
»Emekçileri hukuksuzca işten çıkaran, iş barışını bozan, yerellerde imzalanmış TİS’leri bile tek taraflı fesheden, seçilmişlerin yerine atanmış kayyumlar geri çekilmelidir.
»Gerici, mezhepçi eğitime karşı bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkı sağlanmalıdır.
»İnsanca yaşanacak bir ücret sağlanmalıdır. Bunun için en az ücret alan kamu emekçisinin maaşı Temmuz 2017 itibarıyla kira, yakıt, ulaşım, çocuk ve aile yardımı hariç 3.450 TL’ye yükseltilmelidir.
»Kira yardımı olarak aylık 425 TL, aile/eş yardımı aylık 350 TL, çocuk yardımı 350 TL, asgari ücret tutarında yılda iki ikramiye ve ulaşım için aylık abonman bilet ücreti ödenmelidir.
»Kamu ve özel sektör dahil tüm çalışanların ücretlerinin asgari ücret tutarındaki kısmı vergiden muaf tutulmalı, üzerindeki miktar için vergi kesintisinin en alt sınırına sabitlenmelidir.
»Özelleştirmeler durdurulmalı, sözleşmeli, taşeron, esnek, kuralsız çalışma yasaklanmalı, 4/C’liler kadroya alınmalı, herkese güvenceli iş ve gelecek sağlanmalıdır.
»Yeni bir İşçi Sağlığı ve Güvenliği Yasası yapılmalı, ayrımsız tüm çalışanlara uygulanmalıdır. Meslek hastalıkları tanımlanmalıdır.
»Kadrolaşma, sürgün, rotasyon, soruşturma, mobbing, mülakat gibi ayrımcılık yaratan bütün uygulamalara son verilmelidir, özgür örgütlenme ortamı sağlanmalıdır.”

OHAL hukuksuzluğunda, aileleriyle birlikte milyonlarca vatandaşın ihraçların sonuçlarından etkilendiği, Konfederasyonumuzu ve yüzbinlerce üyesinin iradesini temsil eden yürütme kurulu üyelerimizin dahi dışında tutulduğu göstermelik TİS sürecinin içinde yer almadık.

Buradan MEMUR SEN ve T. KAMU SEN Konfederasyonlarına da çağrıda bulunuyoruz; AKP’nin işlediği açık suça ortak olmayın. KESK’in hukuksuz bir şekilde TİS sürecinden çıkarılmasına karşı gelin birlikte hareket edelim. OHAL’in tüm emekçilere ve demokratik muhalefete karşı silah olarak kullanıldığı bu garabete artık bir son verilmesi için birlikte mücadele edelim.

Kamu emekçilerine TİS masası olmadan da enflasyon oranında zam verileceği açıktır. Göstermelik değil grevli ve gerçek TİS koşullarının olduğu bir masayı birlikte kuralım. Kamu emekçilerinin hak ve çıkarlarını koruyan, yeni haklar elde eden, taşeron ve güvencesiz çalışmaya son veren, insanca yaşayacak koşulları sağlayan TİS sözleşmeleri imzalayalım.

YAŞASIN KESK

YAŞASIN KAMU EMEKÇİLERİNİN ONURLU MÜCADELESİ!

 

                                                                                             Özgür BAŞTÜRK

                                                                       Sivas KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]