Eğitim Yeri: Elazığ Hazar Gölü Sivrice
Toplam katılımcı sayısı:46
Eğitimin başlama zamanı: 14.07.2017 saat:20.00
Eğitimin bitiş zamanı:16.07.2017 saat :17.00
Bu eğitim kampı Cizre’de sağlık hizmeti yürütürken katledilen üyemiz yoldaşımız Abdulaziz YURAL’a adanmıştır.
Sendika okulumuzun eğitim kampı Genel Merkez MYK Üyesi Fikret ÇALAĞAN’ın katılımıyla gerçekleşti.
14.07.2017 saat 21.00 da tanışma toplantısı ile başlayan kamp akşam yemeği genel işbölümü, okulun 3 günlük programının tartışılması yapıldı.
Okul üyelerinin hepsinin görev aldığı kamp programı SES’in kurucu Genel Başkanı Veysi ÜLGEN’in; KESK tarihi, mücadele geleneği ve değerleri sunumuyla başladı. Tarihi doğru okumanın bugünkü mücadeleye olumlu etki yapacağının altını çizen Ülgen; Türkiye’de zaman içinde kamu hizmetlerinin sermayeleştiği buna karşı olarak toplumsal muhalefet geliştiğini sendikaların da bu dönemlerde fiili mücadeleyle beraber öne çıktığını ve sendikal örgütlülüğün fiili mücadeleyle kendini var edebileceğini söyledi.
İkinci oturumda tıbbın devrimci geleneği ve modülü işlendi. Menderes TUTUŞ’un iki saat süren sunumunda toplumların tarih boyunca kendini sağaltma yeteneğine sahip olduğu bunun topluma kendini inşa etme yeteneği kazandırdığı bu geleneğin devrimci bir özellik olduğunu aktardı. Tarihin seyri içinde tıbbın iktidarla olan ilişkisi ve bu ilişkide rol oynayan kişilikler üzerinde tartışma yürütüldü. Buna karşın devrimci öznelerin dönemsel çıkışlarından örneklere yer verildi.
Cumartesi öğleden sonraki oturumda; kamuda dönüşüm ve güvencesizlik sunumu yapıldı. Sunumu Diyarbakır Sendika Okulu aktivisti Mahfuz KARAASLAN yaptı.
Mahfuz KARAASLAN devletin asıl amacının kamu hizmetlerine erişimi sağlamak olmalıyken kapitalizme hizmet ettiğini söyledi. Kapitalizmin ise sürekli kendini yenileme karakterine sahip olduğu, kendini dönüştürürken beraberinde kamu politikalarını da değiştirdiğini bununla birlikte; kamu yararı anlayışı sermaye yararına, ihtiyacın kadar hizmet anlayışı, ödediğin kadar sömürüyü katmerleştiren bu durumun güvencesizliği de beraberinde getirdiğini söyledi.
Kamu-özel ortaklığı ve şehir hastaneleri sunumunu Diyarbakır Sendika Okulu aktivisti Feyzullah ADAK yaptı. Adak, kamu-özel ortaklığının uzun sürece yayılmış sömürü alanları yarattığını söyledi. Dünyada kamu özel ortaklığıyla yürütülen sağlık hizmetlerinden örnekler verdi. Şehir hastanelerinin taşeronlaşmayı ilerlettiği riskin topluma fatura edildiği koruyucu sağlık hizmetlerinin gerilettiğine dikkat çekti. Son dönemde sendika olarak SES’in şehir hastanelerini mücadele programına dahil etmesi gerektiğini söyledi.
Sonraki oturum Mehmet ZENCİR ve Diyarbakır sağlık politika okulu aktivisti Zuhal UZUNYAYLA’nin yürüttüğü vızıltı tekniğiyle devam etti. Sağlıkta iktidar nerede, sağlıkta iktidar nasıl aşılır sorularına cevap arayan gruplar ortaklaştıkları ve ortaklaşmadıkları durumların listesini sundular. Hastane ve toplumsal açıdan sağlık iktidarlarının açığa çıkarıldığı verimli çalışmada iktidarın nasıl aşılacağı, sağlığın demokratikleşmesinin yöntemleri ile ilgili tartışmalar yapıldı.
Günün son oturumunda :
1.Sendikal mücadelede zorluklar nelerdir?
2.Bu zorlukları nasıl aşarız?
3.Sendika okulu ve sendika organlarının buradaki rolü ve işlevi tartışıldı.
Açığa çıkan sorunlar ve çözüm önerileri ile ilgili ödevler çıkarıldı planlamalar yapıldı.
Akşam etkinliğinde SES Amed Müzik Grubuyla müzik dinletisi yapıldı.
Son gün (16.07.2017) Mehmet ZENCİR in yürüttüğü SÇS oturumları yapıldı. Grup çalışmaları şeklinde yapılan oturumlarda işyerindeki riskler tespit edilip gruplandırıldı. Grup sözcüleri çalışmalarını sundu üzerinde tartışmalar yapıldı. Riskler açısından işyerlerinde nasıl bir yol izleneceği, buna paralel SÇS’nin stratejik bir mücadele alanı olduğu bu alanın sendikamız ve emekçiler açısından boş bırakılmaması gereken bir zemin olduğunun altını çizdi.
KADIN:Tarihsel olarak kadının sağlıktaki rolü
16.07.2017 Tarihinde Zuhal UZUNYAYLA eğitimci arkadaşımızın aktarımı ile gerçekleşen oturumda kadın hareketinin tarihsel olarak sağlıktaki rolü, tarihten günümüze kadınların sağlıktaki rolleri ve misyonları aktarıldı.
1800’lerde kilisenin tıp kurumlarını açması üzerine tüm dünyada (Avrupa, Amerika, Anadolu ) kadınları sağlıktan uzaklaştırılmak için cadı avları adı altında şifacı kadınlara kara propaganda ile işkence ediliyor bir kısmı engizisyon mahkemelerinde öldürülüyordu (cadı avları ile amaç şifacı kadınları yok etmek ve şifacı kadınların topladığı bilgileri kadının elinden alıp erk sistemin tekelinde kurumsallaştırmaktır). Erk zihniyetin kadın bedeni üzerindeki politikaları devam etmekte, kadınların sağlık alanında ki bütün kazanımları erkek sisteminin tekeline geçmekteydi.
Diyarbakır Sendika Okulu Eşsekreteryaları Ruken TUTAR ve Feyzullah ADAK’ın yürüttüğü eğitimin son oturumunda kamp ile ilgili teknik değerlendirmeden sonra;
Sendika Okulu nasıl yürümeli tartışmaları yapıldı. Birçok arkadaşın fikirlerini ve eleştirilerini paylaştığı oturumda zengin bir öneri listesi oluştu. Sık sık süreklilik ve kararlılık vurgusu yapıldı.