13 Ağustos 2016 tarihinde 25’i Midyat Devlet Hastanesi’nde olmak üzere 38 kamu emekçisi gözaltına alınmıştır.
Gözaltına alınan kamu emekçilerinden 9’u sendikamızın, 7’si de Eğitim Sen’in üyesidir.
Soruşturma sürecinin her aşaması (gözaltı, savcılık, sorgu hakimliği ve sonrası) hukuksuz bir şekilde yürütülmüştür ve hukuksuzluklar katlanarak da devam etmektedir:
Gözaltına alınan kamu emekçileri 16 Ağustos 2016 tarihinde savcılığa çıkarılmıştır. 38 kamu emekçisinden 14’ü savcılık aşamasında serbest bırakılmış, 8’i adli kontrol şartıyla, 16’sı da tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilmiştir. Mahkeme 24 kamu emekçisinden 1’ini serbest bırakırken, 14’ünü adli kontrol şartı ile serbest bırakıp, 9’u hakkında da tutuklama kararı vermiştir. Ancak savcılığın itirazı üzerine adli kontrol şartı ile serbest bırakılanlardan 6’sı için tutuklama kararı çıkmış ve bu kişiler işkence yöntemleri uygulanarak gözaltına alınıp tutuklanmışlardır.
Aralarında sendikamız SES’in ve Sağlık Sen’in üyelerinin de bulunduğu 9 sağlık emekçisi, 3’ü Eğitim Sen üyesi olmak üzere 6 eğitim emekçisi toplam da ise 15 kamu emekçisi tutuklanmıştır.
Sendikamız MYK üyesi Fikret Çalağan 16 Ağustos’tan itibaren, KESK MYK üyesi Gülistan Atasoy ve Eğitim Sen MYK üyesi Mesut Fırat 18 Ağustos’tan itibaren Midyat’ta girişimlere devam etmiş ve serbest bırakılan ve tutuklanan üyelerimizin aileleri ziyaret edilmiştir. Ayrıca Midyat Kaymakamı’ndan ve Midyat Cumhuriyet Başsavcısı’ndan görüşme talebinde bulunulmuş, Başsavcı ile görüşülmüştür.
Yapılan görüşmelerde elde edilen bilgilere göre hukuk katliamı yaşanmış ve yaşanmaya da devam etmektedir.
*Gözaltına alınanlar ve avukatları, savcılığa kadar neyle suçlandığı bilmemekle beraber herhangi bir somut delil olmamasına rağmen suçun mahiyeti sürekli değişmiştir.
*Başsavcılıkça 13.08.2016 tarihinde yapılan basın açıklamasında, “PKK propagandası yaptıkları ihbarı ile başlatılan soruşturma” diye başlayıp FTÖ/PDY diye devam etmiş ve suç unsuru bulma çabasının içerisine girilmiştir.
*Avukatlar ve gözaltındaki kamu emekçileri üzerlerine atılı suçu bilmemelerine rağmen savcılık aracılığı ile yandaş medyaya yanlış bilgiler servis edilerek, bir “şeylerin” üzerini örtme ve “kokteyl örgüt” algısı oluşturma çabası içerisine girilmiştir.
*Hiçbir somut delil olmamasına rağmen kitabevlerinde bulunan ve satışı yapılan kitap, müzik CD’si vb. araçlar delil kabul edilerek 15 kamu emekçisi kaçma ihtimalleri bulunduğu endişesiyle tutuklanmıştır ve bu tam anlamıyla bir aymazlıktır: Tutuklananlar kamu emekçisidir, tutuklanan temsilcimiz Aykut Çobadak senelik iznini yarıda bırakarak savcılığa bizzat kendisi gitmiştir. Tutuklanan bir diğer kamu emekçisi ise yürüme engellidir.
*Gözaltına alışlarda yapılan muameleler bu kişilerin toplum nezdinde itibarlarını sarsmaya yönelik olmuştur.
*Sorulan sorulardan anlaşıldığı üzere doktor odasına dinleme cihazı koyulmuştur ve hastane polisinin ifadeleri esas alınmıştır.
Sonuç olarak;
Bu operasyon ile bir şeyler gizlenmeye çalışılıyor.
-Bugüne kadar iktidarı darbecilerle birlikte yürütenler bugün sözde darbe girişiminde bulunanlarla hesaplaşma adı altında ilgili ilgisiz birçok insanı açığa alarak, gözaltına alarak ve tutuklayarak muğlaklaştırılmış bir ortamda gerçeği gizlemeye çalışıyorlar.
-Midyat özelinde ise kamu emekçilerine yönelik operasyonlardan on gün önce işadamlarına yönelik düzenlenen gözaltılar AKP’liler tarafından müdahale edilerek savcılık aşamasında durdurulmuştur. Bu duruma ilişkin kamuoyunda oluşan tepkiyi azaltmak için dikkatleri kamu emekçilerine yapılan operasyona çekmeye çalışmaktadırlar.
Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi kamuoyunu yanıltmaya dönük bu hukuksuz operasyonlar nedeniyle tutuklanan kamu emekçileri derhal serbest bırakılana kadar, bu hukuksuzluğu yapanlar göz yumanlar hesap verene kadar mücadele edeceğimizi kamuoyuna duyururuz.