Nazi faşizminin 1939 yılında Polonya’yı işgaliyle başlayan, milyonlarca ölü, milyonlarca yaralı ve geride moloz yığınları haline gelmiş kentler bırakan ikinci dünya savaşını başladığı, insanlık tarihinin bu en acımasız, en kanlı ve en kirli savaşının başladığı gün, yaşanan acıların unutulmaması adına “Dünya Barış Günü” olarak ilan etmiştir.
1 Eylül’ün Dünya Barış Günü olarak ilan edilmesi üzerinden tam 77 yıl geçmesine rağmen hala ülkemizde “kutlu olsun” diyemiyoruz!
ABD gibi küresel emperyalist güçlerin isteği ve yönlendirmesiyle, uzun süredir Suriye ve Irak’ta savaş 
sürüyor. Hala kadınlar, çocuklar, gençler ölüyor, sakat kalıyor, salgın hastalıklar, evsizler, sığınmacılar çoğalıyor. Çağdışı cihatçı IŞİD vb. örgütler en çok kadınların hayatını cehenneme çeviriyor, Ortadoğu halklarına dünyayı dar ediyor. Milyonlarca savaş mağduru çok kötü koşullarda hayatlarını sürdürmeye çalışıyor, binlercesi, göç yollarında can veriyor. AKP Hükümeti ve Avrupa devletleri mültecilik üzerinden insanlık değerlerini pazarlıyor, ayaklar altına alıyorlar.
Ülkemiz yangın yeri. Çatışma, gözyaşı ve acı dört bir yanımızı sardı. Askeri darbe girişiminde ölen yüzlerce insanımız, demokrasiyi askıya alan sivil darbeler, OHAL ilanı, laiklik karşıtı gerici politikalarda kaygı verici artış, çocuk istismarı, doğamızın talan edilmesi, iş cinayetleri ve daha nice insanlık onuruyla bağdaşmayan politika ve uygulamalar ve en son Gaziantep’te insanların en mutlu gününe, düğüne yapılan alçakça saldırı sonucu ise çoğu çocuk en az 54 insanımız yaşamını yitirmesi, onlarcasının yaralanması…
Kürt sorununda; ölüm, kan ve gözyaşı dışında bir sonuç üretmeyen savaş/şiddet odaklı politikaların derhal terk edilmesini, barışçıl ve demokratik yollarla çözüm için gerekli adımların acilen atılmasını istiyoruz. Kürt sorunu savaşla, şiddetle çözülemez. Ortak yaşam umudumuzu tüketen bu savaşa son verilmesini, silahların susmasını talep ediyor, Kürt sorununun demokratik çözümü için çağrımızı yineliyoruz.
Bu yıl 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde alanlara çıkmak, ses çıkartmak, halka gerçekleri anlatmak her zamankinden daha önemli ve anlamlıdır.
Devletin tüm kurumlarının cemaatler ve tarikatlar tarafından ele geçirildiği, Ensar’dan Cemaat okullarına uzanan ve okulların İmam Hatipleştirilmesiyle derinleşen gericiliğe karşı laik yaşam alanlarını daraltarak başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere tüm toplumu kuşattı bu dönemde laikliği, demokrasiyi, barışı, eşitliği, özgürlüğü, adaleti savunmak ve gerçek kılmak için 4 Eylül saat 16.00’da Bakırköy Pazar Meydan’ında buluşuyor, 10 Ekim’de Ankara’da son sözleri “barış” olan yoldaşlarımızın taleplerini tekrar haykırıyoruz.
Faşizme, Darbelere ve Savaşa Karşı Barış Hemen Şimdi!
EMEK VE DEMOKRASİ İÇİN GÜÇ BİRLİĞİ