Bugün üç değerli insanın; Erol Önderoğlu, Ahmet Nesin ve Şebnem Korur Fincancı’nın 20 Haziran 2016 tarihinde ifade vermek üzere gittikleri Savcılık tarafından tutuklanmaya sevk edilmeleri ve sonrasında tutuklanmalarına yönelik tüm ülke içi ve uluslararası düzlemde dayanışma ağlarını beraber nasıl öreceğimizi konuşmak için bir aradayız.
Tutuklanmaya sevk edilmesi ile birlikte “Sadece ülkemiz için değil tüm dünya için hayatını işkencenin önlenmesi ve insan hakları ihlallerinin son bulmasına adayan sevgili başkanımız Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’yı tutuklama girişiminin ne anlama geldiğini biliyor musunuz?” diye sormuş idik…
Bu sorunun yanıtını,
- Avrupa’nın ortasında, Bosna’da soykırıma uğrayan binlerce insanın toplu mezarlardaki anısı,
- Ortadoğu trajedisinin yaşandığı Filistin ve İsrail’de işkenceye maruz kalan binlerce Filistinlinin bedenleri,
- Bahreyn’de işkence sonucu yaşamını yitiren gencin sesi,
- Yeni Zelanda’da işkenceye maruz kaldıkları için geri gönderilmeye çalışan sığınmacıların çığlığı,
- Mavi Marmara gemisinde yaşanan ihlallerin belgeleyicisi,
- Abu Gharib’de işkence görenlerin hayata tutunuşu,
- Güney Amerika’dan Afrika’ya işkenceyle mücadeledeki öğrencilerinin dayanışması,
- İstanbul Protokolünü insan haklarının korunması için en önemli araç ilan ederken Birleşmiş Milletler Genel Kurulu veriyor!
Dahası bu tutuklamanın anlamını en çok da;
- 1993’te işkence sonucu öldürülen Baki Erdoğan, 1995’te işkenceye maruz kalan Manisalı Gençler, 1999’da işkence sonucu öldürülen Süleyman Yeter,
- İşkencenin belgelenmesi için tek bakacağı yerin İstanbul Protokolü olacağını Devletlere ikinci Manisa davasından bu yana hatırlatan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi,
- Azimle yaşattığı hasta mahpuslar,
- Cizre’de yakılan bodrumlar, öldürülen sağlık çalışanları, buzdolabında bekletilen çocuklar, Şırnak’ta panzerin arkasına bağlanan cenazelerin asla silinmeyecek anıları bizlere anlatıyor!
Olur da bilmeyenler var ise ya da anlamak istemeyenler var ise hatırlatmak isteriz ki; sadece ve sadece hakikate tanıklık eden, hakikatin kaydını tutan ve onu yaymak için zorbalığa direnen vicdanın sesi hapsedilemez!
Varlık nedeni ülkemizde ve dünyada işkencenin son bulması için çaba göstermek olan TİHV başkanının tutuklanması, doğal olarak TİHV’in; bir başka deyişle, işkence ve diğer ağır insan hakları ihlallerine yönelik çabaların engellenmesi girişimidir.
Bu hukuksuz uygulama sonlanıncaya kadar, yaşadığımız coğrafyada ve tüm dünyada işkence ve insan hakları ihlallerine maruz kalan herkes için, TİHV olarak, tüm ilgili kişi ve kurumlarla birlikte etkin ve demokratik bir mücadeleyi sürdüreceğimiz aşikardır.
Başkanımız Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve birlikte tutuklanan Gazeteci-Yazar Ahmet Nesin ve Erol Önderoğlu’nun maruz bırakıldıkları bu hukuksuz uygulama DERHAL sonlandırılmalıdır. Ülke içi ve uluslararası ortamda insan hakları savunucularının ortak dayanışma ve mücadelesi ile de bu hukuksuz uygulamayı en kısa sürede sonlandıracağımızdan kuşkumuz yoktur.
Bu çerçevede,
– Bugün (21 Haziran 2016) İstanbul’da TİHV, Türk Tabipleri Birliği (TTB), İnsan Hakları Derneği (İHD), Adli Tıp Uzmanları Derneği (ATUD), Özgür Gazeteciler Cemiyeti ve diğer ilgili kurumlarla birlikte Özgür Gündem gazetesine dayanışma ziyareti gerçekleştirilecek ve ziyaret sırasında basın açıklaması yapılacaktır.
– Yarın (22 Haziran 2016) İHD’nin çağrısı ve ilgili tüm kurum ve kişilerin katılımı ile İHD şubesi bulunan 34 kentte konu ile ilgili etkinlikler gerçekleştirilecektir.
– Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilmiş olan 26 Haziran İşkence Görenlerle Dayanışma günü etkinlikleri özel olarak TİHV başkanı Şebnem Korur Fincancı adına gerçekleştirilecektir.
– Gerek ülke içinde, gerekse de uluslararası insan hakları kurumlarının bu konuya yönelik dün itibari ile başlattıkları hazırlıklara dayalı etkinlik ve programlar somut tarihler belirlendikçe kamuoyu ile paylaşılacaktır.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı
Yönetim Kurulu
Arka plan bilgisi:
Tarihin utançla anılacak günlerinden biri olarak 20 Haziran 2016 günü Vakfımızın sevgili Başkanı Şebnem’i ve Erol Önderoğlu ile Ahmet Nesin’i tutukladılar. Son dönemde baskı ve soruşturmaların hedefi olan Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak amacıyla, gazeteci, yazar ve aydınlarla birlikte “Özgür Basın, Özgür Ülke” temasıyla başlatılan “Nöbetçi Eş Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyası 3 Mayıs 2016 tarihinde, Dünya Basın Özgürlüğü gününde başlatıldı. Kampanyaya bugüne kadar 44 kişi destek verdi ve halen sürüyor. Özgür Gündem’in nöbetçi genel yayın yönetmenliğini Gazeteci Erol Önderoğlu 18 Mayıs 2016 tarihli sayısında, TİHV Başkanı, Adli tıp uzmanı Prof. Şebnem Korur Fincancı 30 Mayıs 2016 tarihli sayısında ve Ahmet Nesin 08 Haziran 2016 tarihli sayısında üstlendi. Kampanya başladığından bu yana 37 nöbetçi genel yayın yönetmeni hakkında soruşturma açıldı. 20 Haziran 2016 tarihinde, arkadaşlarımız yönünden ilgili sayılarda yer alan yazı içeriklerinden ve görsellerinden sorumlu oldukları için “örgüt propagandası” yaptıkları iddiasıyla İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklama kararı verildi. Kararda, kuvvetli suç şüphesi olduğu ve “adli kontrol uygulanmasının verilmesi beklenen ceza ve güvenlik önemi” gözetilerek ölçülü olmayacağı ifade edildi. |