Dünyanın 100 doğal ormanından birinin bulunduğu Artvin Cerattepe’de yapılmak istenen madencilik faaliyetine karşı direnen halka yönelik saldırı, sokağa çıkma yasaklarından sonra bir kez daha perçinlenen hukuksuzluğun, dehşet verici bir boyuta ulaştığını göstermektedir. Ülkemizde başta sağlık ve eğitim olmak üzere kamu hizmetlerini piyasalaştıran, vatandaşına karşı sorumluluk hissetmeyen, vergiler ve zamlarla cebimizdeki paraya göz diken, kadın, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik başta olmak üzere toplumsal politikaların hepsinde çuvallayan ve iktidarını dini istismar ederek, yoksulları kendine bağımlı kılarak ayakta tutabilen AKP Hükümeti’nin alanı giderek daralmakta ve yönetmek her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. Bu nedenle AKP Hükümeti içerde ve uluslararası alandaki politik başarısızlığını saldırgan bir tutumla örtbas etmeye çalışmakta ve emekçilerin, kadınların ve halkların haklı taleplerini şiddet ile bastırmaya çalışmaktadır. Bu şiddet ve hukuksuzluk sarmalının, bugün artık tüm hak mücadelelerine yöneldiğini belirtmeliyiz.
Dün (16 Şubat 2016) sabah erken saatlerde Artvin, Rize, Trabzon, Giresun, Gümüşhane ve Erzurum’dan gelen çevik kuvvet ve jandarma birlikleri ile Artvin’de halka yoğun bir biçimde saldırılmıştır. Bu saldırılar bugün de şiddetli biçimde devam etmektedir. İktidarın yandaşı bir şirketin çıkarları uğruna devlet, usulsüz bir biçimde “vurun geçin” talimatıyla halkı karşısına almaktan çekinmemiş, aslolanın halkın geleceği ve sağlığı değil yandaşların ve şirketlerin karı olduğunu bir kez daha ilan etmiştir.
2014 yılı Kasım ayında Rize İdare Mahkemesi tarafından Cengiz Holding’e ait maden işletmesi için yürütmeyi durdurma kararı verilmişti. Bu kararın çıkmasını sağlayan bilirkişi raporunda Artvin’de madencilik faaliyetinin ancak Artvin şehri bütünüyle gözden çıkartılmak suretiyle gerçekleşebileceği belirtilmişti. Yine 2014 Eylül ayı içinde ise Artvin’in Murgul ilçesi, Artvin’den çıkarılacak altın cevherinin kendi beldelerinde işletileceğini öğrenince Cengiz Holding’e karşı ayaklanmış ve Holding’i geri adım atmaya mecbur bırakmışlardı. Günlerce iş bırakan, kepenk kapatıp, okul boykotu yapan Murgulluların sayesinde siyanürden kurtulan Eti Bakır işçisi de fabrika içinde de kısa sürede büyük haklar (çalışma saatleri, hafta sonu tatilleri, taşerondan kadroya geçiş gibi) kazanmıştı.
Cengiz Holding, Artvin’i çevreleyen tepe ve dağlarda madencilik faaliyetine girişmek isteyen ilk şirket değildir. Artvin’liler 1990’lar boyunca Cominco Madencilik, 2000’li yılların ilk yarısında da Kanada’lı IMNET Mining’e karşı benzer bir mücadele yürütüp ve her ikisinde de başarılı olmuşlardı. Bu mücadelelerle gelişen maden karşıtı hareket, Artvin’de yerellikle başlayan ve giderek genişleyen bir mücadeledir. Bu mücadelenin karar alma ve uygulama mekanizmalarındaki yoğun kadın emeği oldukça dikkat çekiciliğinin yanı sıra bu mücadele, yandaş bir şirketin yenilebilirliğini göstermesi bakımından da oldukça önemlidir.
Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak direnen Artvin halkının yanında olduğumuzu belirtiyor ve insanca yaşam mücadelelerini sonuna kadar sahipleniyoruz.
ARTVİN’İN ÜSTÜ ALTIN’DAN DEĞERLİDİR,
MERKEZ YÖNETİM KURULU