“size savaş yaptırmayacağız”
Son günlerde toplumsal barış ortamını bozan tehlikeli bir süreç yaşanıyor. Koalisyon hükümeti kurma çalışmaları yürütmek dışında hiç bir yetkisi bulunmayan geçici AKP hükümeti, tüm hukuk ve demokrasi kurallarını çiğneyerek ve suç işleyerek ülkeyi savaş ortamına sürüklemektedir.
Tek başına iktidar olma ve başkanlık sistemi hesapları 7 Haziran seçim sonuçları ile yerle bir olan AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim öncesinde başlattığı çatışma, şiddet ve kutuplaştırma politikalarını daha da tırmandırmış, barış ortamını dinamitleyecek bir süreci hızla ilerletmektedir.
AKP Suruç’ta 32 gencimizin katledilmesinin sorumlularını ortaya çıkarmak yerine, yine Ceylanpınar’da yaşanan şüpheli ölümlerdeki sorumluların bulunması, İstanbul’daki yargısız infazın faillerin yargılanmasını sağlamak yerine, katliamları kendisi için bir fırsata dönüştürerek “IŞİD’le mücadele edeceğiz” propagandası ile operasyonlar başlatmıştır. IŞİD’e değil asıl olarak ülkedeki tüm demokrasi güçlerine savaş ilan edilmiştir. Savaş dili tırmandırılarak demokratik kurumlara yönelik dozu her geçen gün artan operasyonlar başlatılmıştır. En basit demokratik hak kullanımları bile rafa kaldırılmıştır. Bir yandan ise çözüm süreci ortadan kaldırılarak savaş uçaklarıyla dağlar-taşlar bombalanmaya başlanmıştır; tam hızla SAVAŞ bütün yurda yayılmaktadır.
Demokrasi ve barış savunucularının tüm itirazlarına rağmen 30 yıldır sürdürülen ve hiç bir çözüm getirmeyen savaş politikalarının ardından son 2 yıldır başlatılmış olan çözüm süreci umudumuzu artırmıştı. Çözüm sürecinin hızlandırılarak ve gerekleri yerine getirilerek “BARIŞ inşa edilsin” talebimiz, SAĞLIK için de vazgeçilmez bir talepti. Ancak AKP seçim sonrası kaybettiği iktidarını güçlendirme gayreti ile MEŞRU olmayan bir iktidar gücünü kullanarak savaşı sürdürmek istemekte, Türkiye halklarını bir kez daha ateşe atmaktan tereddüt etmemektedir.
Başlatılan bu savaşı;
* Başta yaşam hakkını ortadan kaldırdığı için kabul etmiyoruz.
* Toplumsal barışı yok ettiği için kabul etmiyoruz.
* Suyumuzu, ormanımızı ve bir bütün olarak doğamızı yok ettiği için kabul etmiyoruz.
* Sağlık için şart olan özgürlüğümüzü yok ettiği için kabul etmiyoruz.
Savaşın olduğu yerde ne yaşam hakkından, ne sağlık hakkından bahsetmek mümkün değil.
Savaşın yarattığı sonuçlara doğrudan tanık olan biz sağlık ve sosyal hizmet emekçileri
sağlık için, bir arada ve özgür bir yaşam için tüm gücümüzle BARIŞ ta ısrar edeceğiz.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri olarak SAĞLIK için;
“Size Savaş Yaptırtmayacağız”
31.07.2015